Mehmet Akif Yılmaz
DİYET DEĞİL DÜET
Vücuttaki metabolizmayı ıslah etmek, özellikle zekâya takviye yapmak için dışarıdan yapılacak gıda ve kimyasal müdahaleler konusunda yıllarca çalıştıktan sonra insanlarda diyet adına yanlışlıklar yapıldığını fark ettim.
Sektör haline gelen her şey bilimin kendisine yarayan tarafını parlatırken doğru olsa da kendisinin çıkarına hizmet etmeyen taraflarını unutturmaktadır.
Şekerin ihtiyaç fazlası zehirdir.
Metabolizmamızda çok büyük ve ağır bir çark var. Bu çark önüne gelen her şeyi tüketiyor. İnsülin çarkı. Sabah ağzımıza lokmayı koyduğumuz ilk andan itibaren bu çark büyüyerek ve ağırlaşarak dönmeye başlıyor. Şekerle besleniyor. Siz yedikçe daha da istiyor. Büyüdükçe daha da istiyor. Akşama kadar bu böyle devam ediyor. Ancak siz uyuduğunuzda duruyor ve küçülüyor. Kaliteli uykunun önemi burada ortaya çıkıyor.
İştah dediğimiz şey aslında içimizdeki, market arabasına binmiş ve önünden geçtiği her reyondan bir şeyleri alıp arabaya atan, izin verilmezse edepsizce bağıran şımarık bir çocuktur.
Sindirim, vücudumuzda bizim fark etmediğimiz ama ağır sanayi işçileri gibi kalori harcayan ve zorlanmalar yapan bir faaliyettir.
Akşam yemeğinizi yediniz. Zorlu sindirim süreci başladı. Akşam nispeten relaks saatler olduğu için vücut bu süreci rahatlıkla atlatır. Şeker ve diğer besinler üretildi, kaslara yollandı. Siz uyurken her besin gitmesi gereken yere gider. Hazır kıta bekler. Sabah olup da motor-sinir faaliyetleri başladığında kaslarınızda hazır halde bekleyen gıdalar kullanıma girer. Kahvaltı yapmadığınız için sindirim sıkıntıları olmaz. Gerek de kalmaz çünkü zaten akşamdan kaslarınız dolmuştu.
Sindirimle uğraşmayan vücut, günün en yoğun saatlerini besin üretilmeden atlatır. Öğlen yemeği standart kahvaltıyla tamamlanırsa, kahvaltıda yediklerimizin besin değeri çok yüksek olduğu için az sindirim faaliyetiyle çok enerji üretebiliriz. Bu bizi akşama kadar rahatlıkla ulaştırır.
Akşam fazla abartmadan yenen akşam yemeği ertesi günün besinin hazırlayacaktır.
Yani öğlen yarım, akşam bir öğünle bu işi sağlığa kavuşturabiliriz.
Ara öğün yanlıştır.
Ara öğün insülin çarkını destekleyen yanlış bir uygulamadır.
Diyet yok disiplin var.
Vücut metabolizmasına göre insanları trene benzetiyorum.
Birincisi kara tren; yakıtının ham maddesini sırtında taşır. Enerjisini de sırtında taşıdığı bu yükten yolda giderken üretir. Yani taşır, üretir, yakar. Bu çok zor ve ağır bir iştir. O yüzden bu tren ağır ve hantaldır.
İkinci grup dizel tren gibi olanlardır. Yakıt üretmez, hazır mazotu taşır. Yani taşır, yakar.
En güzeli de elektrikli trendir. O ne üretir ne taşır, sadece yakar. Santralde üretilen elektrik her daim üzerinden geçen elektrik tellerinde hazırdır zaten.
İşte günlük yemek faaliyeti aynı bu örnek gibidir.
Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği; kara tren gibidir. Akşam yemeği ve kuvvetli kahvaltı dizel tren gibidir ama kahvaltısız hafif öğle yemeği ve abartısız akşam yemeğiyle yapılan yaşam tarzı elektrikli tren gibi hızlı ve çevik bir hayat sunar.
Bu programa alışmak için biraz sabırlı ve kararlı olmak gerekir. Kahvaltı yapmayınca zafiyet geçirilmez. Öğün atlasanız bile vücudun bu gibi durumlara karşı birçok B planı vardır.
Alıştıktan sonra ne kadar rahat edeceğinizi göreceksiniz. Biyolojik saat de buna alışırsa zaten bir süre sonra o sizi yönlendirecektir.
Vücudunuzda öğlen yemeği ile akşam yemeğinin düeti size yeni kapılar açacaktır.
Mutlu metabolizma vücudunuzda her zaman sizinle birlikte olduğu için fark etmediğiniz ama sizde gerilime sebep olan o vücut sızılarını da yok edecektir.
Esenlikler dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.