Üç gün önce Amerikan Gazetesi New York Times’ta ‘Pornhub’ın çocukları’ şeklinde bir başlık görünce hiç ilgilenmemiştim. Çünkü internette her türlü tıklama için başlığa ‘porno’ yazıldığı malum. Pornoyu gören tıkladığı için, bu başlığın da böyle bir tuzak olduğu önyargısındaydım. Ama New York Times’in böyle bir şey yapmayacağını da iyi biliyorum. Neyse o gün habere hiç bakmadım.

Ancak bir gün sonra CNN İnternatonal’da o haberi yazan gazeteci Nicholas Kristof ile yapılan röportaja denk gelince, haberin sandığım gibi bir ‘tuzak’ değil, tersine bir ‘araştırmacı gazetecilik’ ürünü olduğunu anladım.

Gazeteciler birkaç çeşittir. Suya sabuna dokunmayan (siz buna tavşan b.ku da diyebilirsiniz) pek çok gazetecilik çeşidi vardır ve bir de ‘araştırmacı gazeteciler’ vardır ki, bu bizim Türkiye’de bildiğimizden çok farklıdır. Araştırmacı gazeteciler, bir konuyu ele alırlar, üzerinde aylarca çalışırlar, senede sadece iki haber yazarlar ve bir bakarsınız ki herkes onu konuşuyor.

Gazeteci Nicholas Kristof işte böyle bir çalışmaya imza atmış, ‘Pornhube’ sitesini büyüteç altına almış. Ama yazılanlar inanılmaz.

Pornhub dünyada en çok tıklanan 10’uncu internet sitesi ama bir porno sitesi. Biz Türkiye’den bu siteye giremiyoruz ama bu site, isteyen herkesin çıplak-pornografik görüntülerini yayımlıyor. Tıpkı YouTube gibi, ya da Facebook veya ötekiler gibi. Bir de isterseniz, buradan videoları siz de indirebiliyorsunuz.

Her yıl 6 milyon 800 bin yeni video bu siteye gönderiliyor. Bu site de içinde ne var ne yok bakmadan yayınlıyor.

Normalde YouTube gibi siteler gelen videoları inceliyorlar, içinde ters bir şey var mı bakıyorlar. Bunun için yapay zeka kullanıyorlar, ‘şiddet, ırkçılık, nefret’ içeren sözcükleri tarayan filtreler kullanıyorlar. Ayrıca Facebook’ta sadece içerikleri kontrol eden tam 15 bin moderatör var. Ama bu porno sitesi içeriğe çok aldırmıyor, zaten sadece 80 tane moderatörü var. Hızlı oynatma ile görüntülere bakıp, yayınlıyorlar.

Tabii böyle olunca, gelen görüntüde çocuk mu var, ekrandakinin yaşı 14 mü 18 mi, birilerine tecavüz mü ediliyor, işkence mi yapılıyor, kadın uyurken tacizde mi bulunuluyor, bunlar belli değil. Oysa çoğu içerik gerçekten bu tür eylemleri içeriyor.

New York Times 14 yaşında iken sevgilisine çıplak görüntü gönderen Serena K. Fleites adlı bir genç kız ile röportaj da yapmış. Sevgilisine gönderdiği video ‘pornhub’e düşmüş Serena’nın. Bir anda ailesi çok sıkıntı yaşamış, taşınmışlar, evi terk etmiş, sonunda şu anda 19 yaşında olan Serena bir otomobilde yaşıyor, birkaç kere de intihar girişiminde bulunmuş, uyuşturucuyu nihayet bırakmış. Hala da videoları temizleyebilmiş değil. Tüm bunların sorumlusu Pornhub. Yani porno sitesi 14 yaşında bir kızın içerikleri ile dolu.

Serena gibi birkaç örnek daha var New York Times’ın haberinde. Gencecik kızlar, çıplak görüntülerini bir şekilde çekip, birilerine göndermişler ve kendilerini ‘Pornhub’da bulmuşlar.

Pornhub milyonlarca video içeriğini tanıtmak için ’18 yaşında’, ’18 yaşından küçük görünümde’ gibi akla hayale gelmeyen içerik başlıkları kullanıyor daha çok izleyici çekmek için. İçerikler, başka ülkelerden ve özellikle Uzak Asya’dan gelince, kullanılan başlıklar daha da feci: “Evini terk eden kıza ültimatom: Tecavüz.”

Peki bu kadar ahlaksızlığa nasıl izin veriliyor?

Öncelikle çağdaş batı ülkelerinde ‘İfade Özgürlüğü’nden yararlanarak ‘pornografi’ yayını serbest. Sonuçta kimse sadece ‘seks’ sözkonusu ise pek karışmıyor.

Ama ‘Taciz, tecavüz, pedofili’ gibi sınırları var. Amerika’da, Avrupa’da tüm bu istisnai haller sıkıca denetleniyor.

Pornhub ise Amerikan değil Kanada şirketi. Merkezi Kanada’nın Montreal kentinde bulunan Mindgeek adlı bir şirket sitenin sahibi durumunda.

New York Times haberde bunu sorgulamış ve şöyle yazmış:

“Kanada Başbakanı Justin Trudeau kendisini feminist olarak nitelendiriyor ve hükümetinin dünya çapında kadınları güçlendirme çabalarından gurur duyuyor. O halde Trudeau ve tüm Kanadalılar için bir soru: Kanada neden dünyaya tecavüz videoları uygulayan bir şirkete ev sahipliği yapıyor?”

Haklı bir soru.

Pornhub işte tüm bu çirkinliklere göz yumarak her ay 3.5 milyar insanı siteye çekiyor. Böylece Netflix, Yahoo veya Amazon’dan daha çok izleyicisi var. Ayrıca günde 3 milyar reklam gösteriminden para kazanıyor. Bunun ne kadar olduğunu tahmin etmek bile güç. Zaten şirketin Montreal’daki devasa merkez binasına bakınca, büyüklüğünü tahmin etmek kolaylaşıyor. Pornhub sadece bu isimle bitmiyor, aralarında , Redtube, Youporn, XTube, SpankWire, ExtremeTube, Men.com, My Dirty Hobby, Thumbzilla, PornMD, Brazzers ve GayTube olmak üzere 100 internet sitesi var.

Gazeteci  Nicholas Kristof bu kirli sitenin sahiplerine de ulaşmaya çalışmış ama cevap alamamış. Gerçek sahipler belli değil, yönetici konumunda Feras Antoon ve David Tassillo var.

Haber New York Times’te çıkınca, büyük olay oldu ve ilk olarak Mastercard ve Visa kredi kartı şirketleri düğmeye bastı. İki şirket de, "İddialar doğrulanırsa derhal harekete geçeceğiz" diyerek para kaynağını kesme sözü verdi.

Muhtemeldir ki, Pornhub bu kirli para tuzağını fazla sürdüremeyecek.

Peki ben niye bu haberi yazdım derseniz, onu da açıklayayım.

Öncelikle Türkiye bu porno sitelerinin en büyük meraklılarından biri. Ankara bu siteleri yasaklamış ama VPN’lerle bu sitelere girmek çocuk oyuncağı. Bu sitelere Türkiye’den girenlerin kaç para harcadığını da bilmiyoruz tabi.

İkincisi bu haber Türk basınında neredeyse hiç yer almamış. İnternette bakınca sadece Mastercard ve Visa’nın harekete geçtiği haberini gördüm, o kadar. Herhalde ‘nasılsa bu site yasak, haberini de yazmaya gerek yok’ demişler (?)

Üçüncüsü, bu sitelerin mağdurları arasında Türkiye’den ve yurtdışındaki gurbetçilerden de bazıları olabilir. Malum Türk-Alman oyunca Sibel Kekilli, bir gençlik döneminde çektiği videoları bir türlü sildiremedi ve Almanya’dan bile kaçmak zorunda kaldı.

Ve son olarak, biz yasaklıyoruz ama dünyanın en büyük 10’uncu internet sitesi bir porno sitesi, herkes bilsin. Tıpkı Nasrettin Hoca’nın, kocaman bir kilide sahip her tarafı açık mezarı gibi…