Nuray Başaran
DONAN ASKERLER Mİ, VİCDANLAR MI?
Tarih 22 Ekim 2018 Pazartesi. 12 kişiden oluşan Jandarma timi Nazımiye ilçesi kırsalında 2 bin 300 metre rakımlı ve karayolu ulaşımı olmayan bir operasyon bölgesine helikopterle indirildi.
Tunceli Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre, 26 Ekim günü ani gelişen hava koşulları nedeniyle helikopter bölgeye inemedi ve havadan tahliye gerçekleşemedi.
Timdeki uzman çavuşlar Ferruh Dikmen ve Asım Türkel, Tunceli Devlet Hastanesi'nde yapılan müdahalelere rağmen hipotermi (normal vücut sıcaklığının, 35 °C'nin altına düşmesi halinde meydana gelen rahatsızlık) nedeniyle hayatını kaybetti.
Ferruh Dikmen henüz 23, Asım Türkel ise 26 yaşındaydı.
Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı adli, Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı ise idari soruşturma başlattı.
İki askerin donarak hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak sosyal medyada #Donuyoruz etiketiyle başlayan tepkiler sürüyor.
Eleştiriler arasında askerlerin operasyona 'kış teçhizatıyla gönderilmemiş olmaları' iddiaları da yer alıyor.
Tunceli Valiliği ise bu iddiaları reddediyor ve uzman çavuşların 'mevsim koşullarına uygun ve tam teçhizatlı' olduğunu söylüyor.
Bu açıklamalara bakınca, sorunun olmaması ve askerlerimizin yaşıyor olması gerekiyor.
Bu durumda da karşımıza iki seçenek çıkıyor:
Ya bu olayda büyük bir ihmal var. Ya da büyük önemli iki yalan var.
Her iki durumda da tek gerçek olan ise, askerlerden daha çok vicdanlarımızın donmasıdır.
Askerlerimizi toprağa verdiğimiz gün konuyu kapattık. Elbette gündem yoğun. Hayat devam ediyor…Bir çok gerekçemiz var. Tıpkı daha önce bizler için ölümü göze alıp gazi bile yapmadığımız nice vatan evladının olduğu gibi, yakında donan askerlerimizin ailelerine de belki en fazla ‘şehit ailesi’ diyeceğiz. Oysa ihmal ve yalan varsa elbette askerlerimiz şehittir ama ortada işlenmiş bir ‘cinayet’ de var demektir.
Peki Neden?
Gelin bu konuda bazı sorular sorup birlikte cevap arayalım:
1-Yerli hava durumu tahmin sistemimiz olmadığı için kısa vadeli yüksek mekansal çözünürlüklü risk tahmini yapılamıyor. Yurtdışından gelen tahminler (ingiltere’den) daha geniş zaman aralığında doğru tahminler için kullanılıyor.
Bu doğru mu ? Doğru değilse, askerlerin başına gelecek riskten haberi olaar vardı da dikkate mi almadılar. Doğruysa , TARBİL vb kısa vadeli tahmine yarayacak proje ve sistemler neden durduruldu?
2- Kışlık kıyafeti olan hiç bir asker, -25 derecenin altına düşmeyen bir koşulda hiçbir şekilde 2 saatte donmaz. Bu askerlerin kışlık kıyafeti vardıysa eğitimleri mi yoktu ?
Olay günü operasyon noktasının -35 dereceyi görmesi ihtimali yok. Kaldı ki kışlık kıyafetler -40dereceye kadar hizmet verir.
3-Bir manga askerin tamamı donma tehlikesi atlattıysa ve dağda görevdelerse, hiç bir iletişimleri de mi yoktu? Teçhizatlarının pili mi bitmişti?
100USD’ye satılan bir uydu iletişim modülü bile mi hiç birinde yoktu (Uydu konum belirleme değil uydudan iletişim)?
Diyelim ki hiç biri yoktu, helikopter de inemedi. Helikpterden uydu telefonu ya da telsiz atamadılar mı ya da iletişim kuramadılar mı ?
4- Kış koşullarına uygun kıyafet olsa da olmasa da, iletişimleri varsa, neden en yakın mağraya yönlendirilmediler. Tüm donmak üzere olan insanlar, mağraya veya kovuğa yöneltilip birbirlerine yumulurlar. Bunların çok sayıda teknikleri var. Askerlerin hiç biri mi eğitimli değildi? Komutanları neden doğru korunma yerine yönlendirmedi. Ağaç olmayan yerlerde mutlaka mağra ya da kaya kovuğu vardır. TSK haritalarında bunların yerleri işlenmiş değil miydi ?
5- Avusturalyalı 16 yaşında kız Jade Hameister, -50 derece soğukta bu yıl kuzey kutbuna 600km yaya olarak ilerleyerek ulaştı. Onun teçhizatı vardı da bizim delikanlı askerlerimizin mi yoktu?
6- 1930’lardan beri acil kış riskleri ve uzun süreli soğuk dış ortam çalışmaları için teçhizatlar geliştirildi. Ali Express’te acil durum el ve vücut ısıtıcılarının tanesi 0.8USD. Diğer teçhizatın yanında ağırlık da tutmuyor. Bizim askerlere 3-4 tane dağıtmak 3USD harcamak çok mu zor.
7- Akıllı kıyafetler dönemindeyiz. Artık yazlık giysiler bile ani soğuk görünce iplik aralığını daraltıp soğuğa karşı koruma seviyesini arttırıyor. https://www.dezeen.com/2018/02/28/ministry-ofsupply-self-heating-smart-jacket-responds-temperature-changes-technology/ TSK yaz-kış geçiş dönemlerinde bu tür kıyafetleri kullanmayı planladı mı?
8- TSK’nın kışlık kıyafetleri olması başka bir konudur. Şehitlerimizin kışlık kıyafetle görev yapıp yapmadığı ya da yazlık kıyafetle görev yapsa bile ani hava değişimine karşı koruyucu malzemesinin olup olmadığı başka bir konudur. Verilen demeçler açıkça kendisi ile çelişmektedir.
9- Askerlerimizin hangi iletişim teçhizatı vardı? Vardı da soğuktan pili mi bozuldu, bozulduysa hesabını kim verecek? Bozulmadıysa neden yanlış yönlendirildiler ? Yoktuysa neden iletişim sağlayacak teçhizat bırakılmadı. Lazer projektör vb bir çok yöntem var.
10- Helikopter zor durumda kaldıklarından kaç saat sonra gitti ? Gerçekte geç mi haber aldı ? Erken haber aldıysa neden gecikti ? Olayın farkındaysa neden Helikopterden yardım malzemesi atılmadı ? Aslında askerlerin tam olarak yeri bilinmiyordu ise neden GPS’leri yoktu ?
Bu soruları uzatsak şüpheniz olmasın en az 200 tane çıkar. Ama tüm koşulların ortak sonucu :
Ortada vahim bir ihmal, lojistik eksiklik ve eğitim eksikliği olduğudur.
Ve tüm bunların unutulacağı, daha da vahimi ; asıl sorun, vicdanlarımızın donduğudur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.