Dünyanın Gündemindeki Çift: Özlem Türeci ve Uğur Şahin

Dünyanın Gündemindeki Çift: Özlem Türeci ve Uğur Şahin

Koronavirüse karşı yüzde 90 oranında etkili aşıyı geliştiren Türkiye asıllı bilim insanları, Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin'in başarısı tesadüf değil. İşte dünyanın kaderini değiştirmeye aday buluşun arkasında yatanlar...

Dünyanın konuştuğu iki bilim insanı: Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin. Kurucusu oldukları BioNTech, ilaç devi Pfizer desteği ile corona virüsü aşısını geliştirdi ve tüm dünyaya umut ‘aşıladı’.

Türeci ve Şahin ile ilgili hem dünyada hem Türkiye’de onlarca haber yapıldı ancak onları daha yakından tanımayı sağlayan, altı çizilmemiş önemli detaylar mevcut.


Onlar, Almanya’nın en zengin 93’üncü çifti. 2001’de kurdukları Ganymed’i (Burada Türkçe bir kelime oyunu mevcut) Japon şirket Astellas’a 1.4 milyar Euro’ya satmışlardı. 1800’den fazla çalışana sahip, kurucusu oldukları BioNTech’in pazar değeri bugün 21 milyar doları aştı.

Ancak ofislerine yakın mütevazi bir apartman dairesinde 14 yaşındaki kızları ile birlikte yaşayan Türeci-Şahin çifti, işe bisikletle gidip geliyor. Hayatlarını bilime adayan ikili, banka hesaplarındaki bol sıfırlara rağmen bir otomobil sahibi olmaya dahi gerek görmüyor. Bugün ise pandemi yoğunluğundan ötürü dağ bisikleti yolculuklarının yerini kondisyon bisikleti almış durumda. Ancak işe bisikletle gitmeye devam.

‘Hayatlarını bilime adayan’ tanımını şu örnekle açabiliriz: Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin 2002 yılında, evlendikleri seremoninin sabahında laboratuvarda çalışıyordu, nikahtan sonra da balayına çıkmak yerine koşa koşa laboratuvarlarına dönmüştü.

Pfizer’in CEO’su Albert Bourla’nın Uğur Şahin ile ilgili gözlemi de aynı paralelde: “Uğur çok çok benzersiz bir birey. Sadece bilimi umursuyor. İş konuşmak hiç ona göre değil. Bunu yapmaktan hiç hoşlanmıyor. O bir bilim ve prensip insanı. Ona yüzde 100 güveniyorum.”


 
Uğur Şahin’in sözlerinden de söz konusu güvenin çift taraflı olduğu görülüyor. Şahin, Pfizer-BioNTech ilişkisini anlatırken yaptıkları sözleşmede hala finalize etmedikleri çok fazla detay olduğunu belirtiyor.

TÜRK YUNAN DOSTLUĞU
Aşının geliştirilme aşamasında Pfizer'ın Yunan CEO'su Bourla ve Uğur Şahin arasındaki dostluk öne çıkıyor. İki isim çeşitli söyleşilerde; göçmen ve bilim insanı olarak benzer geçmişlere sahip oldukları için özel bir bağ kurduklarını ifade ediyor. Şahin, 'Onun Yunanistan'dan, benim de Türkiye'den geldiğimizi fark ettik. İlk andan bu yana ilişkimiz hep çok özel oldu' diyor.

GÖÇMEN AİLE ÇOCUKLARI
Şahin 1965’te İskenderun’da doğmuş, ailesi o 4 yaşındayken Almanya’ya göç etmişti. Babası Ford fabrikasında çalışan Şahin çocukluk yıllarından itibaren doktor olmak istiyordu. 1967’de Almanya’da doğan Türeci ise doktor bir aileden geliyordu. Kendini “Prusyalı Türk” olarak tarif eden Türeci, verdiği röportajlarda babasının çalıştığı hastanede hastalarla ilgilenen rahibelere büyük bir hayranlık beslediğini anlatıyor.

İkili, tıp fakültesinde tanıştı ve kansere tedavi bulmak için güçlerini birleştirdi. Modifiye edilmiş genetik kodlar sayesinde bağışıklık sistemine kanserle savaşmayı öğreten yeni tedavi yöntemleri üzerine yoğunlaştılar. Ganymed’i satarak elde ettikleri fon da bugün koronavirüs aşısına temel oluşturdu.


 
Almanya’da (ve dünyanın geri kalanında) dönem dönem yükselen göçmen karşıtlığına rağmen Türkiye kökenli iki bilim insanının dünyayı değiştirecek bir buluşa imza atması altı çizilmesi gereken bir diğer nokta olarak değerlendirildi.

Kanser araştırmalarına yoğunlaşsa da BioNTech’in pandemiye karşı aşı geliştirme fikri yeni değildi. Uğur Şahin, iki yıl önce (daha ortada Covid-19 yokken) Berlin’de bir konferansta bulaşıcı hastalıklar konusunda uzman bir oda dolusu insana bir pandemi olması halinde mRNA teknolojisi ile buna karşı bir aşı geliştirebileceklerini anlatmıştı. BioNTech kanser araştırmalarına odaklanmış bir firmaydı. Piyasaya hiç ürün sunmamışlardı. Covid-19 ortada yoktu.

‘HAYIR BU DEFA FARKLI…’
Covid-19 ile ilgili ilk okumasını Lancet adlı İngiliz bir medikal dergide 24 Ocak’ta yapan Şahin, 27 Ocak’ta ekibini toplayarak “Bu virüs ile ilgilenmemiz gerek. Bu bir insanlık görevi” demişti. Şahin bir yandan aşılar için devrimsel olacağını düşündüğü mRNA teknolojisini de test etmek istiyordu. Lancet’teki haberde virüsün Wuhan’da 6 kişilik bir aileye bulaştığı yazıyor, hastalığın bir pandemiye dönüşme olasılığından bahsedilmiyordu bile. Bazı iş arkadaşları Şahin’in aşı çıkışından memnun olmadı, daha önceden planladıkları kayak tatillerine gitmek istiyorlardı. Konunun uzmanları ise bunun da daha önceki salgınlar gibi gelip geçici olacağını söylüyordu. Ama Uğur Şahin ısrar etti: “Hayır, bu defa farklı.”

Hemen 400 çalışanını covid-19 aşısında çalışmak üzere görevlendirdi.

8 Kasım Pazar gecesi aşı ile ilgili dünyayı heyecanlandıran verileri aldıklarında evdeydiler. Özlem Hanım ve Uğur Bey, Türk çayı demledi ve bu müthiş haberi kutladı.

Kaynaklar: The Financial Times, The Guardian, The New York Times, Business Insider, The Wall Street Journal, Bild, The Telegraph
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler