Cüneyt Şaşmaz
"ERMENİ MESELESİ"ne BAKIŞ'IM?!
Bugün, aslında dün'dü...
"Tehcir" Olayları...
Nedenleri...
Sonuçları...
Cevap'ını arayan sorular ortada:
- 1915 yılında, Osmanlı İmparatorluğu neden bir "Tehcir" (zorunlu göç) uygulaması yapmak zorunda kaldı?!
- Tehcir sırasında yaşanan olaylarda, her iki tarafın da yalnız kendi kayıplarının üzerinde, hem de abartılı olarak durması, karşı tarafın kayıplarını görmemesiyle gerçeğe ne ölçüde ulaşılabilir?!
- Yoksa ortada, iki tarafın da yaşadığı bir "ortak acı" mı var?!
- Propaganda amacıyla yazılan Mavi Kitap, Büyükelçi Morgenthau'nun Öyküsü ve Naim Bey'in Anıları adlı kitapların savlarını yerle bir eden tespitler ve belgeler nelerdir?!
- Malta Yargılanması'nda ulaşılan sonuç ne anlama gelmektedir?!
- Ortada yetkili mahkemelerce alınmış bir "soykırım" kararı yokken, yabancı ülkelerin parlamentolarında alınan "sözde soykırım" kararlarının bir anlamı var mı?!
- "Sözde soykırım" iddialarının kabul ettirilmesine anayasasında yer veren ve komşu bir ülkenin topraklarında gözü olduğunu söylemekten çekinmeyen Ermenistan'a karşı Türkiye ne yapmalı?!
- ABD Başkanı "Sleepy Joe" Biden'ın 24 Nisan'ı "Soykırım" olarak kabul ve ilan etmesi, yukarıdaki sorulara net cevaplar verilmediği için mi?!
Hal böyleyken...
Türkiye'yi yönetenler, Silivri'deki "mübaşir" Hakim'e dert anlatır gibi ABD Başkanı "Sleepy Joe" Bayden'size Ermeni meselesi kapsamında açıklamalar yapıyor?!
Gerçek olan'la gerçek olmayan'ın iç içe geçtiği 'alacakaranlık kuşağı'nın içinde geçiyoruz.
Bazen "söz"ü kimin söylediği önemlidir.
Bazen de söyleyen değil, söz'ün kendisi önemlidir.
Kimi zaman ne’yin söylendiği önemlidir, kimi zaman kim’in söylediği, kimi zaman da kimin neyi söylediği vb.
Oysa, bu tür meselelerde savunma'dan ziyade duruş, vücud dili üzerinden verilecek mesaj önemli.
Ermeni soykırımı vardır ya da yoktur tartışılmıyor, cevabı aranan soru şu:
Ey Türk Milleti, sizin yöneticilerinizin gaflet'i üzerinden büyük ermeni kürt devleti'ni kuruyoruz, buna itiraz edecek takatiniz var mı?!
Cevap:
Tarihte ne yaşandı ise bir kez daha yaşanır.
Takatimiz de tokat'ımız da var!
Osmanlı çökerken yaşanan Sevr hikayesi aynen devam ediyor.
Nüans?!
O günkü hikaye, Bağdat Demiryolu güvenlik bazlı idi.
Bugünkü, enerji boru hattı güvenlik fazlı.
Eğer ki, bu dava bir mahkemede görülüyor olsaydı, o zaman Yüce Türk Milleti adına şu cevabı vermek mümkündü:
"Ermenileri Türkler katletti ise o zaman suç'ortaklarımızın da mahkemenizin huzuruna getirilmesini talep ediyoruz.
Rusya, Almanya, İngiltere, Fransa, İran, Vatikan, Yunan, Hınçak vb."
Meşru müdafaa nedir ne değildir?!
Ermeni tehcir meselesinde savunma yanlış bakış açısı üzerinden yapılıyor!?
O dönemki Ermeni nüfusunu net olarak ortaya koymaya çalışmak, biz'lerin değil, iddia sahiplerinin görevi.
Soykırım II. Dünya Savaşı sonrasının hukuki argümanı olsa da, gerçek anlamda bir soykırım var ise bunu ortadan kaldırmaz.
Sadece sizin elinizi yasalar önünde rahatlatır ama diğer taraftan savunma alanınızı kilitler.
Yani?!
Tehcir iddiası bir "büyük ermeni kürt devleti"ne giden yol'daki "yazılım" ise bu suçlama-cevap'laşma matematiğinden lehimize çözüm çıkmaz.
Silivri Mahkemesi'nde ne savunmalar yapıldı, dinleyen çıktı mı?!
Çözüm'ün nasıl geldiği sır değil!
Süreç'in anladığı dil'den konuşmak mühim mesele.
Osmanlı parçalanırken sadece Türk'lerin yurdu yanmadı!?
İmparatorluk sınırları içinde yaşayan herkesin toprakları yandı, yağmalandı.
Ermeniler, savaş ortamında "tehcir" edilmemiş olsalardı, zayiat ne olurdu?!
İlker Başbuğ Paşa, yazdığı "Ermeni Suçlamaları ve Gerçekler" isimli kitap'ında, "Almanların emir verdiği yönünde talimat yok" diyor?!
http://www.kaynakyayinlari.com/ermeni-suclamalari-ve-gercekler-p363866.html
İnsan zekasına hakaret, hem de devlet tepe'den, Enver Paşa üzerinden Alman yön'lendirmesine girdiği ortamda!
Kaldı ki, Orhan Pamuk üzerinden açığa yapılan satış'ın sağlamasını yapmak da mümkün!
http://www.cnnturk.com/2011/turkiye/03/27/orhan.pamuk.tazminat.odeyecek/611262.0/
http://www.ilk-kursun.com/haber/80104/30-bin-kurt-1-milyon-ermeni-kestik-dediler-koskte-agirlandilar-soykirim-yalanini-ortaya-koydu-silivriyi-boyladi/
http://www.sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/istiklalde-orhan-pamuk-kuyrugu-676999/
http://video.sozcu.com.tr/2014/video/haber/orhan-pamuktan-hukumetle-ilgili-carpici-aciklamalar.html
http://odatv.com/n.php?n=sosyal-medya-bu-aciklamalari-konusuyor-1205151200
Yani?!
Amaç üzüm yemek değil, Türkiye'yi parçalamak istiyorlar.
Demem o ki:
BOP kapsamında, siyasal ermeniler de, siyasal kürtler de ticanilerle kolkola verip Türkiye'den toprak koparmak, kendilerine devlet kurma niyetindeler.
Görmemek için kör olmak yetmez, Sağır Sultan dahi duyuyor!
Sevr?!
Hikaye bu ise kurnazlığa gerek yok!
Bu defaki savaş'ta tehcir olmaz!
Yani?!
Savaş'tan korumak için onları göç ettirmek yersiz.
Madem ki, iyilikten doğan bir başka maraz Ermeni'ler, o zaman düşman saf'ına geçtikleri için katledilmeleri caiz'dir.
Sebep?!
Savaş'ın fıtrat'ında BOP yol'una gitmek de var.
Kılıç çeken kılıçla ölür.
Velev ki, savunma yaptınız, yani derdinizi mübaşir'e anlattınız, hangi mahkeme böylesi bir durum'da karar verebilir?!
AİHM mi?!
Eğer Türkiye aleyhine karar verebilecek durum'da ise o mahkeme, zaten "devlet bitmiş" demektir.
O mahkeme'yi kararı ile birlikte hava'ya uçurmak da, 160 karakter'lik tuşlama mesabesinde!
Duruş ise bu da duruş!
Hakkında hüküm verdiği teröristbaşı ile çözüm için masaya oturan devlet'in devletliği mi kalır?!
Genelkurmay Başkanı'nı, Atatürkçü aydınları BOP'a muhalif diye kumpas kurup Silivri'ye toplayan, toplatan'lar, sonradan oyuna getirildik diyorlar ise so what?!
Siyaset; Gülen, Barzan, PKK yörüngesinde olmasa, Orhan Pamuk'lar, Elif Şafak'lar, Ahmet Altan'ların ağzı ile iftira atmak bu kadar kolay olur muydu?!
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu parçalandı, işgal edildi.
Siz'ler BOP'un yek kurnaz'ı mısınız ki, "Ermeniler tehcir edildi, mağdur edildi, katledildi" PR'ı üzerinden şimdi de Türkiye'yi parçalamaya, diz çökmeye, BOP kumpas'ı üzerinden tezgah'a getirmeye çalışıyorsunuz!?
O dönemde Ermeniler ne kadar mağdur edildi ise Türkler de o kadar mağdur edildi.
Alman'ın, İngiliz'in, Fransız'ın, İtalyan'ın, Rus'un ne işi varmış Türk'ün topraklarında!?
Yunanlı Anadolu'da neyi kaybetmiş ki, karşımıza "düşman askeri" diye çıkartılmış Kurtuluş Savaşı'nda!?
Hikaye "tehcir" ise onları kim sürmüş Anadolu'ya?!
Demem şu ki:
Sizleri bir defa bu topraklara gömdük, yine gömeriz.
Tehcir ise hangi tehcir!?
Sözün özü:
Herkesin anladığı bir dil vardır.
Lisan-ı münasiple söyleyecek olursak:
"Mais la probabilité sera coupé quelques têtes" ve/veya "Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir"!
Ki, o ihtimal'in ihtimal hesabı yüzde 100.
Netice:
Her dava'da haklı olmak önemlidir ama yetmez?!
Öyle olsaydı, BOP'ta Türkiye'den daha haklı pozisyonda olan'ı yok!
Kaldı ki, haksız iseniz özür dilersiniz, ne var ki, hikaye o kadar basit değil!
Tazminat, ardından toprak talebi, ardından kürt sırtlan'ı ermeni çakalı devlet kumpas'ı.
Misal, Irak'ta, Saddam'ı devirip yerine Barzani'yi getirenlerin demokrasiden, çağdaşlıktan ne anladıkları ortada.
Saddam zamanında demokrasi yoktu ama kaos da yoktu.
Şimdi Irak'ta hem demokrasi hem de can/mal güvenliği yok!
Süreç'in derinleşen adı ise "Kaos" oldu.
Bu bakımdan, Ermeni tehcir kumpas'ında sayılar üzerinden değil, duruş üzerinden savunma yapmak hayat memat mesele.
Gazi'nin Mussolini'ye verdiği "giydirmesinler çizmeyi" mesajı, doğru ve yerinde verilmiş cevap'a basit örnek'tir.
Kaldı ki, çok laf yersiz, savunma dinleyen var mı?!
Güç'ü hissetmek, kaf'asındaki bitleri balyoz'la öldürtmek isteyen isteyene!
Ermeni soykırımı lakırdısını dillendiren devletler, Osmanlı'yı çakal'lar gibi sırtlanlar gibi parçalarken, ne halt ettiklerini bilmiyorlar mıydı?!
Konuşana değil, konuşturana bak!
Avrupa'yı yakarak aydınlatmak zor mesele değil!
İddiayı seslendiren "medeni devletler"e; belgeler, Ermeni nüfus rakamları üzerinden cevap vermek, tezgah'ı anlamamakla eşdeğerdir!
Kaht-ı Rical.
Cür'et ettirmemek esastır.
Cür'et edilmeye başlanmış ise savaş kaçınılmaz, tarihte her ne yaşanmış ise o yaşanacak demektir.
Ünlü Türk Hakanı Sultan Alpaslan, 27 bin askeriyle Bizans topraklarına doğru ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri, tıknefes vaziyette huzura çıkar ve şöyle der:
"Ulu Hakan'ım, 300 bin kişilik düşman ordusu, bize doğru yaklaşıyor!"
Alpaslan, duyduğu bu sözlere, umursamaz bir tavırla karşılık verir:
"Ne var ki bunda, biz de onlara yaklaşıyoruz!"
Bu anlamda İngiliz Başbakanı Lloyd George şöyle der:
"Diğer meziyetlerinden sarfınazar ediyorum.
Ama Türk gibi birinci sınıf savaşçı insanlara karşı, blöf yapmayı tecrübe etmek iyi değildir.
Bu oyun ancak korkaklara tatbik edilir.
Türkler, işin ciddiyetini veya gevşekliğini derhal anlarlar."
Ezcümle:
Anlaşılan o ki; İlker Paşa'mız anlamaza yatmış, belgeler, tarihsel okuma üzerinden birkaç satır cevap niyet'ine durum saptaması yapmış.
Geri dönüş nasıl, dinleyen var mı?!
Soykırımı tanıyan tanıyana!
Sebep!?
Neo II. Dünya Savaşı saf'laşması.
Muhakkak ki, tarihsel kaynaklara atıf yapılarak verilen bu cevap, acziyet olarak algılayıp, BOP kapsamında enerji bazlı istek içinde bulunan küresel sermaye uzantılı yapılar arsızlığa devam edecekler'dir.
O zaman arsızın anladığı dil ne ise cevap'ı o dil'den vermek elzem olacak.
İstenen "Re'aksiyon", "Aksiyon" ortada.
Yani?!
Tarih'te her ne yaşanmış ise başka türlüsü mümkün olmadığı için yaşanmış ise, bugün aslında dündür.
Kıssadan Hisse:
Yüce Türk Milleti'ne;
Hangi mahkeme, Türk'ün kalem'ini kırabiliyor ise kırsın!
Tarih'te yaşayan Atatürk'lerin izinden giden milyon'lardan 1'isiyiz.
VATAN demek, NAMUS demek.
Türk'ün bakış açısı, Nükleer KIYAMET ise KIYAM'et!
Ezcümle:
"Geçmişten adam hisse kaparmış...
Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?"
Mehmed Akif Ersoy
Cüneyt Şaşmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.