Kerime Yıldız
FAZLA KURCALAMAYIN, BİR HAYLİ ÇAKAL ÇIKABİLİR!
Her şey aklıma gelirdi de gündemi örtbas etmek için Cezmi Bayram’ın “mazlum” seçileceği aklıma gelmezdi.
Bilmeyenler için özetleyeyim. İstanbul Türk Ocağı’nın geçtiğimiz 27 Haziran’da düzenlediği İslâm dünyâsının meseleleriyle ilgili konferansta Kemal Kılıçdaroğlu konuştu; Canan Kaftancıoğlu da dinleyenler arasındaydı. Bu sebeple Türk Ocakları Genel Merkezi, İstanbul Türk Ocağı yönetimini görevden aldığını açıkladı.
Fakat bu açıklama, MHP lideri Devlet Bahçeli’yi kesmedi. Üzüntüden nasıl perişan olduğunu, dalıp dalıp uzaklara gittiğini falan söyledi. Kendisi için gerçek ocağın Ülkü Ocakları olduğunu vurgulamayı da ihmâl etmedi.
MHP Diyarbakır İl Başkanı’nın 17 yaşındaki erkek öğrenciyi tâciz etmekten tutuklandığı zamanda Diyarbakır’a bakıp dalması, kahrolması gereken Bahçeli, niçin Türk Ocaklarına dalmayı tercih etti? Amaç ne? Cumhur İttifakı, 1931’deki gibi Türk Ocakları’nın kapısına kilit mi vuracak?
Bahçeli’nin açıklaması üzerine Türk Ocakları Genel Merkezi, Ermeni açılımını, çözüm sürecini îmâ eden yeni bir açıklama yaparak, Türk Ocaklarının devlete “seri kâtil” diyen hiç kimseyle bir araya gelmeyeceğini ifâde etti ve Dündar Taşer’in sözüyle bitirdi:
“Türk Ocaklarını fazla kurcalamayın! Oradan sâdece bozkurt çıkar, bozkurt!”
Kurcalayınca içinden sâdece bozkurt çıkan Türk Ocakları yönetimine sormak istiyorum:
Devlete “seri kâtil” diyenler TRT’ye atandığında niye tek kelime etmediniz?
Cezmi Bayram, iyi matematikçidir. Kimsenin savunmasına ihtiyacı yoktur. Yaptığı her şeyin savunmasını yapabilecek zekâsı ve cesâreti vardır. Vaktiyle daha yirmili yaşların başında kendisinden bir hayat dersi almıştım. Üzerimdeki emânet parayı verdiğimde saymadan teslim almıştı. “Ya hile yaptıysam, niye saymadınız?” dediğimde, “O benim değil, senin meselen.” demişti. Hiç unutmadım bu dersi.
Şimdi de tam tahmin ettiğim cevâbı verdi:
“Kendi adıma üzgün değilim. Onlar adına üzgünüm.”
Çünkü ortadaki mesele, yâni yol arkadaşını satmak, Türk Ocakları Genel Merkezi’nin meselesi, Cezmi Bayram’ın değil.
Diyarbakır’daki rezilliği kapatmak için Türk Ocakları’na saldırmak işe yarar mı bilemem ama bir hayli câzip gelmiş olmalı ki CEO’ların sapıklığı Diyarbakır’daki sapıklığı sollayan bir cemaat gazetesinin ülkücü yazarı da Cezmi Bayram’ın peşine düşmüş. Haklı elbette. Sapkınlık hakkında tek kelime ederse şeyhi, kapının önüne koyar. Aramış taramış ne bulmuş dersiniz? Zâten Cezmi Bayram, vaktiyle çözüm sürecine destek vermişmiş. “Çakaaal!” deyiverdim okuyunca.
Türk Ocakları da vaktiyle Gülencilere destek vermişti. Hadi bakalım, şimdi ne olacak?
Türk Ocakları Genel Merkezi hangi mecburiyetler altında bu açıklamayı yaptı bilemem ama bildiğim bir şey varsa o da bozkurtlar, yol arkadaşlarını satmazlar!
Kimse kusura bakmasın, Rahmetli Taşer’in sözünü biraz değiştireceğim:
Türk Ocakları’nı da ülkü ocaklarını da cemaatleri de fazla kurcalamayın! Bir hayli çakal çıkabilir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.