Levent Demir
GARNİZON DEVLETİ
Amerika’nın son gönderdiği silahlardan anlaşılıyor ki, ABD bölgeden çekilmeyecek. Ve yerleşecek. Silah sevkiyatından anlaşıldığı kadarıyla, Fırat’ın doğusundan Kafkasya’ ya doğru bir açılımla da savaş sürecinin tırmandırılacağı anlaşılıyor.
Olayları anlamak için geçen yıl Washington’ da İsrailli bir diplomat ile Suudi Arabistanlı bir diplomat ortak basın toplantısını hatırlamakta fayda var. Bu diplomatlar söz konusu toplantıda çok önemli bir açıklamada bulundular. O kadar açık ve bir o kadar da önemli.
Hem Arabistan’ın , hem israil’in büyük Kürdistandan yana olduklarını açık açık dillendirdiler.
Bu çerçevede İsrailli Büyükelçi ile Suudi komutan, İran ve Türkiye’nin önünün kesilmesi için de adeta start verdiler. İki büyük devletin (İran ve Türkiye’nin) Orta Doğu’daki savaş sürecine müdahalesini önlemek için, İsrail ile Arabistan’ın işbirliği içinde olduğunu da çekinmeden söyledi.
Bununla da kalmayıp dayanışma içerisinde, Türkiye ile İran’ a karşı bu ülkelerin Orta Doğu’ya müdahalesini önlemek üzere Büyük Kürdistan’ı desteklediklerini resmen açıkladılar.
Bugün Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’ta ortaya çıkan otorite boşluğu alanlarında, artık Kürtlerin yerel yönetimlerden, bir otonomiye doğru yönlendirilmek istendiği açıktır. İran’a ve Türkiye’ye karşı kullanılmak üzere ise , Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’taki Kürt bölgeleri de birleştirilmeye çalışılmaktadır.
Suriye’ de başlamış olan savaş süreci, Irak’ta devam eden savaş süreciyle birleştiğinde ise, Orta Doğu’da Türkiye ve iran ile Arap ülkelerinin arasına girmek üzere , bir büyük Kürdistan hedeflendiği anlaşılmaktadır.
İşte bu büyük Kürdistan’ın toprağı olacak bölgede; Amerika ve İsrail, binlerce tır silahı getirerek, buradaki terör gurubu olan PKK - PYD ve YPG’ye aktarmaktadırlar.
Amerika’nın bu aşamadan sonra Orta Doğu’dan geri çekilmeyeceğini ve yeni gönderilen silahlarla bu bölgede Türkiye ve İran’ın önünü kesmek üzere bir bölgesel devlet oluşturmaya yöneldiklerini açıkça görüyoruz.
ABD’nin bu aşamada, gönderdiği silahlar ve oluşturduğu onlarca askeri üs ile bu coğrafyada yeni dönemin hegemon gücü olarak varlığını korumak istediği de ortadadır.
Son zamanlarda açıklanan Suriye’nin batı bölgesindeki topraklarda, Suriye’de 98 milyar varil petrol rezervinin bulunması ve Kuzey Suriye’ye yakın olan Türkiye’nin güney doğusunda da 48 milyar varil petrolün bulunması da Amerika’nın bu coğrafyada, geleceğe dönük bölgedeki enerji kaynaklarını eskisi gibi şirketlerin üzerinden yönetmek istediğini göstermektedir.
İşte bu aşamada dünyada bu yeni oluşumun adı ; savaş sürecinde ortaya çıktığı içindir ki, bir askeri terimle açıklanmış ve güvenlik arayışındaki savaşın tırmandırılması noktasında, Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’ın müstakbel Kürdistan’ın toprakları olarak İlan edilmeye çalışılmaktadır. Bu aşamada burası fiilen Amerikan askeri güçleri tarafından bir ‘GARNİZON DEVLET’e dönüştürülmüştür.
Yeni kurulmakta olan GARNİZON DEVLET, Suriye ve Irak’ı parçaladığı gibi , gelecekte Türkiye ve İran’a yönelik askeri saldırıların da merkezi olabilecektir. Ayrıca Fırat’ın doğusu üzerinden İran’a yönelirken, aynı zamanda savaşın Kafkasya’ya kadar uzamasına yol açacaktır.
Yeni GARNİZON DEVLET, bu aşamada Araplar ortaya çıktığı için, devam etmekte olan savaşın 3. dünya savaşına giden yolda, Orta Doğu’da barış arayışlarını ortadan kaldırarak, bütün bölgeyi savaşa sokacaktır.
O nedenle Türkiye, bir an önce komşularıyla bir araya gelerek bölge devletlerini ortadan kaldırıp parçalayan, Türkiye ile birlikte bütün bölge devletlerini tehdit eden, yeni GARNİZON DEVLET’e karşı, uluslararası kamuoyunun desteğiyle yeni barış girişimlerine kalkışması zorunlu görülmektedir.