Nuray Başaran
GENOCİDE(SOYKIRIM) VE MUKATELE
Her 24 Nisan’da görev yapan ABD Başkanlarının ‘soykırım’- İngilizcesi ile ‘genocide’ - deyip demeyeceği 25 yıldır merakla beklenip tartışılırken , sonunda söylendi.
Öncelikle belirteyim ki, Biden’ın 1915 için ‘soykırım-genocide’ demesi talihsizliktir.
Bir o kadar da hükümsüzdür!
Tarihçilere bırakılmayıp, siyasi malzeme olarak kullanılması kabul edilebilir hiç değildir.
Kınıyorum!
Bundan önceki iki yazımda Asya’nın Hristiyanlaşma ihtimali ve bu konudaki tarihsel süreci yazmıştım.
Bugün yine bu tarihsel süreç içindeki yaşananlar aynen yaşandığı için, 1915 olaylarına baktığımızda; karşımıza çıkan resmin ve yaşananların adının bir soykırım yani İngilizce tabiri ile ‘genocide’ değil ; MUKATELE olduğu açık ve nettir.
Yani?
Bir devlet çökerken, onun yarattığı boşluk alanında, geride kalan etnik grupların kendi küçük devletlerini kurma kavgasıdır 1915’te yaşananlar….
Yani, Osmanlı İmparatorluğu yıkılırken , o bölgede var olan bütün etnik grupların kendi devletini kurma mücadelesidir yaşananlar.
Bu süreçte, Rusya’nın güneye Doğu Anadolu’ya inmesi, Rusya’nın Ermeni köylerinde silah dağıtması, buna karşın İmparatorluğun esas ahalisi Türklerin kendisini korumak ve devletini korumak için mücadele etmesidir yaşananlar.
O dönemde Ermeniler, Gürcüler, Keldaniler, Aramiler, Hristiyanlığı ilk kabul eden bölgenin etnik grupları. Fakat daha önceki dönemde Emevi ve Abbasi grupların Müslüman olarak ortaya çıkması çekişmesidir. Ve bu 2 bin yıllık bir çekişmedir. Bu tarihin derinlerden geliyor. Bölgede imparatorlukların değişimi ile de yön değiştiriyor. Bugün yine bölgede , Ermeniler , Lazlar, Süryaniler, Keldaniler, aynı bölgedeler.
Bölgede önce Hristiyanlık döneminde, daha sonra da Müslümanlık döneminde imparatorluklar kurulduğu için, şimdi bölgede yeniden yapılanma ortaya çıktığı noktada, herkes tekrar kendi devletlerini kurmaya çalışıyor.
Bütün mesele bu kadar basit.
Ve tarihin derinlerinden geliyor.
Bu bir arayış .
Ve tarih bize , bu arayışların karşılıksız kaldığını da göstermiştir aslında.
Bu arada söz buraya gelmişken söyleyeyim:
Bir başka plana göre, önümüzdeki dönemde bu kavga devam ederse , Suriye’den gelen 6 milyon Arabın içinde ittihatçıların ‘tehcir planı’ doğrultusunda Doğu Anadolu’dan gönderdikleri Ermenilerin, Doğu Anadolu’ya dönüp annelerinin mallarına el koymaları gerçeğini de görmek gerekir.
Öte yandan bölgedeki olası Kürt Devleti kurulması oylamasında, Suriye’den gelen bu nüfusun oylarının rengi de şimdiden bellidir.
Büyük Ermenistan kavramı ve üç deniz arasında Akdeniz- Karadeniz ve Hazar üçgeninde Büyük Ermenistan arayışı bugün masadayken, Biden’nın sözleri daha da önemlidir.
Zira aynı zamanda; hem Rusya’yı, hem Türkiye’yi hedef alan 3. Dünya savaşını Kafkaslarda çıkarmak için büyük bir girişimin ilk adımıdır da.
Ermeni lobisi ve dünyanın zengin Ermenilerinin oluşturduğu bu yapılanma, 3. Dünya Savaşını dayatma riski ile bölge ülkelerini karşı karşıya getirmektedir.
Yani?
Oyun büyük ve oyun içinde oyun var.
Gelelim Biden’ın bugüne kadar tüm ABD başkanlarının ‘büyük felaket’ dedikleri 1915 olaylarına eklediği ‘genocide- soykırım’ kelimesine….
1944'te Raphael Lemkin’in icat ettiği kelime, 1915 yılında henüz literatürde bile yok.
Kelime, Antik Yunanca'da génos kelimesinin bir birleşimi. γένος, "ırk" veya "insanlar" anlamına geliyor. Latince caedere ile "öldürmek" birleşiyor.
Kelimenin bulunma sebebi ise, 2. Dünya Savaşı , Yahudi soykırımı ve Hitler.
Sonuç olarak olaylar basit değil.
Biden’ın kullandığı ve seçtiği cümlelerin tamamı itidalli olsa da, din bağlantılı yeni siyasi oluşumlara hizmet ettiği de tarihsel süreç ile birlikte ortada.
Ancak dünyanın geleceğine dönük planlar henüz net değil.
Bu noktada bize düşen; milliyetçilik dalgası ile içerde yaratılabilecek bir kargaşaya karşı çok dikkatli olmak.
Peki iç politikada ne olur?
Çok konuşuluyordu ama ben ihtimal vermiyordum. Ama bugün Haziran sonu için bir baskın seçim olasılığına hazır olun derim.
Zira Biden’ın seçim kampanyasında söylediği sözleri hatırlamakta fayda var.
Peki ne demişti?
Ak Parti ve Tayyip Erdoğan’ın darbe ile değil, demokratik yollardan gitmesi için çalışacaklarını söylemişti.
Görünen o ki; süreç başladı.
Tabii Erdoğan ne yapar bilinmez.
Bekleyip göreceğiz.
Sadece şimdiden görünen , Cumhur İttifakı’nın muhafız gücünün Doğu Perinçek olduğudur.
El kitabının ise (her ne kadar dağıtıldığında toplatılsa da) NUTUK olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramınız kutlu olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.