Anıl Akın
Güzel şeyler de olmuyor! Değil.
Yaz sıcaklarının bile garipleştiği canımız ülkemizde son günlerde hiç güzel bir şeye rastlayamamak ne acı. Belki de ben rastlamamışımdır. Hatta umarım sadece ben rastlamamışımdır. Gerçi güzel bir kertenkele hikayem var. Onu da anlatacağım.
Enflasyonla mücadele edilemeyen günlerden geçerken, bir taraftan da haberciliğin ve internetin nimetlerinden de yararlanıyoruz. Tüm dünya da ne kadar üzücü şeyler yaşandığını görüyoruz. Özellikle ülkemizde yaşanan bir takım olayların Avrupada da yaşandığını, düzensiz göçmenlerin gittikleri her yerde sorunlar çıkardığına şahit oluyoruz. İşin garip tarafı birileri çıkıp biz onlara yardım ediyoruz, onlar bizim kardeşimiz, efendim din kardeşiyiz yok efendim garip gureba…. Onlarca masal, hikaye. Geçen biri bir programda diyor ki 15 Temmuzu Suriyeliler sayesinde kazandık!! Yok artık. Hani bir söz var “bu dünya iyi insanlar sayesinde dönüyor” diye. Neredeyse şunu diyecekler; “bu dünya savaşın ortasında vatanını bırakıp kaçanların sayesinde dönüyor.” Bu kadarına da pes. Diğer tarafta cübbeyi ön plana çıkararak giyinmiş ama kime, neye hizmet ettiği belli olmayan birtakım insanlar çıkmış vatan topraklarımızın Araplara ve ya Fransızlara ait olduğunu söylüyor. Bu durum eleştirilince birileri çıkıp biz onu size yedirmeyiz diyor. Akla hayale gelmeyecek şehvet fantezilerini vaaz diye anlatanlar var ülkemizde. Sadece cinsel içerikli vaaz veriyorlar sanki. Birde eli silahlı gruplar var. Nerde ne iş yapıyorlarsa onlarca silahları var, lüks arabaları var, lüks evleri var, yaşları genç. Eskiden birkaç mafya vardı, birde onların adamları vardı. Onların olduğu muhitte dolaşmazsan karşılaşmazdın. Şimdi her gün özellikle büyük şehirlerde bir kazaya ya da kavgaya karışmadan eve gitmek başarı öyküsü haline geldi. Zaten ülkemizde en kolayı masum ölmek. Eğer masumsan, temiz, işinde gücünde bir insansan trafikte birileri seni dövebilir ya da vurabilir hatta ehliyetsiz uyuşturucu bağımlısı biri makas atarken seni yoldan çıkarıp ölmene sebep olabilir, mesela evinde oturuyorken keyiften silahını ateşleyen birinin mermisi camdan girip seni öldürebilir, mesela markette çalışırken içeri biri girip sadece seni vurup öldürebilir, sadece kıyafetin yüzünden hiç tanımadığın biri yanından geçerken beddua edebilir ve ya elindeki kılıçla seni öldürebilir, sahilde kendi halinde şarkı söylerken biri gelip seni öldürüp denize atabilir. Ve bunları yapanlara ne olur biliyor musunuz? Daha önceden sicili temiz olanlar ilk defa olduğu için sicili temiz değilse ceza evlerinde yer olmadığı için salıverilir. Tabi bağımsız yargıya karışmak haddimiz değil. Çok yeni sayılabilecek yine bir haber 314 tane millet vekiline hak etmediği halde fazladan iki aylık maaş yatmış ve bunların sadece 4 tanesi fazla kısmı iade etmiş. Hangi partiden olduğunun hiçbir önemi yok. Önemli olan şu bence; biz bu insanları millet vekili seçmişiz. Git mecliste beni temsil et demişiz. Ben kendimi suçlu hissediyorum. Nerden bilecektik demeyin! Bilmediğiniz kişilere neden oy veriyorsunuz derler. “İyi de kardeşim ben partinin politikasına oy verdim” de demeyin. O zaman da senin partin daha hırsız olanla olmayanı ayıramıyor ne politikası derler. Nasıl bir cendereye düştük. Nasıl bir döneme denk geldik. Yardım parası toplanır, birileri zimmetine geçirir, mültecilere kucak açılır, gelip senin aileni rahatsız eder, doğasıyla cennet vatanım var dersin, ormanlarını yakarlar, su kaynaklarına yakın yerleri araplara satarlar, üzerine ticaret yapılamayacak tek yer denizlerdir. Denizler kamunundur, sahillerini birilerine kiraya verirler. Tabi tüm bunlar sadece olan bitenin küçük bir kısmı. Daha neler var neler. Geçim sıkıntısını söylemiyorum bile sayfalar yetmez. Gençlerin sorunları, popüler kültür dayatmaları, rep müziği diye küfrü, uyuşturucuyu, silahı, çeteleşmeyi… özendirmeleri.
Güzel şeyler de olmuyor değil. Biraz önce bir kertenkele yavrusu gördüm mesela, hiçbir şey yapmadım. O yoluna gitti ben yoluma.
ANIL AKIN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.