Hanefi Avcı
Basın Özgürlüğü Sahasında Ülkede Genel Durum
Basın Özgürlüğü Sahasında Ülkede Genel Durum
Bugün ülkemizde fikir ve düşüncelerin açıklanması, basın özgürlüğü sahasında durum ne diye bakarsak…
Geçmiş tarihlerde farklı siyasi çizgilerden gazete, televizyon ve internet haber sitesi vb. basın organları mevcut ve kendi editoryal çizgilerinde başta iktidar olmak üzere, her kurum, her kişi, kamuoyunu ilgilendiren her konuda, her türlü eleştiride bulunabiliyor, her grubun fikir ve düşüncelerini aktarabiliyordu.
2007’ye kadar da basın çok sesliydi ve eleştiri serbestti. Fikir ve düşünce özgürlüğü sahasında açıktan görülmeyen iktidarın –vergi, idari vb. uygulamalarla eskiden beri kendisi aleyhinde yazmış ana akım medyayı sıkıştırma, baskı yapma haricinde direkt yargıyı ve devlet gücünü kullanarak baskı altına alma gibi çok ciddi sorunlar yoktu.
Gülen Cemaati’nin Basın Özgürlüğü Sahasında Yaptığı Olumsuzluklar
Ancak Gülen Cemaati mensuplarının “darbelerle, kirli geçmişle hesaplaşıyoruz” diyerek 2007 yılında başlattığı ve her gün dozunu arttırarak 2013 sonuna kadar devam ettiği Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Amirallere Suikast, Fuhuş ve Casusluk vb. komplo soruşturmalarında yapılan hukuka aykırılıkları, sahte delilleri, haksız uygulamaları, kumpasları gizlemek için kamuoyunu yönlendirmek amacıyla polis ve yargıyı kullanarak başlattığı propagandaya iktidar yanlısı basın da gönüllü olarak katıldı. Ana akım medya diye bilinen basın organları da onların etkisiyle, iktidarın kendileri hakkında iyi düşünmediğini bildiklerinden onlarla karşı karşıya kalmamak adına bu kervana katıldı ve basın büyük oranda yalan ve yanlış bilgilerle toplumu yönlendirmeye başladı.
Kamuoyu basın üzerinden profesyonel yalanlarla, gerçeklerden koparılıp bir cemaatin amaçlarına hizmet edecek şekilde yalan ve yanlış haberlerle yönlendirildi. Ve neticesinde 7 Şubat 2012 MİT soruşturması, 17-25 Aralık 2013 yargı darbesi ve nihayetinde 15 Temmuz 2016 darbesine kadar gelen süreçte halkın ve demokratik tüm mekanizmaların yanlış ve yalan bilgilerle beslenerek gerçek tehlikeyi görmesi engellendi. Belki o gün özgür, güçlü bir basın olsa olaylar bu seviyeye gelmeden gerçekler yazılır, tartışılır kamuoyu, anayasal organlar gerçekleri görür, toplum ve devlet olarak bu badireleri yaşamazdık, bu bedelleri ödemezdik.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.