Doğan Satmış
Hapis ve sürgünlerle geçen 99 yıllık bir ömür
Geçen hafta Türkiye'nin siyasal tarihinde adına sıkça rastlanan önemli bir ismi kaybettik, Dr. Tarık Ziya Ekinci, 99 yaşında aramızdan ayrıldı.
Tesadüfen okuduğum bir kitapta de, Tarık Ziya Ekinci'nin 99 yıllık yaşamını anlattığı bir röportaj vardı, gazeteci Şeyhmus Diken, "Sürgündeki Diyarbekirliler" kitabında Ekinci'nin yaşam öyküsünü bizzat kendi ifadeleriyle kaleme almış.
Bir tıp doktoru olan ancak toplumsal olaylara da kayıtsız kalmayan Ekinci'nin uzun hayatı, tutuklanmalar, sürgünler, milletvekilliği, politika, işkenceler ve eylemlerle geçti.
Diyarbakır'ın Lice İlçesinde bir Kürt ailenin çocuğu olarak doğan Ekinci, liseyi çok iyi derece ile bitirdiği için tıp fakültesine girmeyi hak kazanmıştı. Gençlik yılları CHP'nin ülkeyi demir yumrukla yönettiği İkinci Dünya Savaşı dönemiydi, babası CHP İlçe Başkanı iken, Demokrat Parti'nin kurulmasına katkıda bulundu, daha o yıllarda politikaya girmişti.
Doktorasını 1950'li yıllarda Paris'te yaptı.
27 Mayıs İhtilali'nin ardından kurulan Türkiye İşçi Partisi'nden Diyarbakır Milletvekili seçildi, o dönemin parlamentosunu şöyle anlatıyordu:
"Parlamentoda büyük çoğunluk Adalet Partisi'nin elindeydi, bizleri soyutlamaya çalışıyorlardı, kürsüye her çıkan İşçi Partili hatibe saldırıyorlardı."
Anlaşılan aradan 60 yıl geçtiği halde pek bir şey değişmemiş çünkü daha geçen hafta Ahmet Şık'a yapılan saldırıyı izledik.
12 Mart döneminde, tutuklandı Dr. Ekinci, 'Kürtçülük Propagandası' yapmaktan iki yıl yattı, sonra Türkiye İşçi Partisi'nde çalışmaya devam etti, 12 Eylül döneminde yine tutuklandı, bir tanığın 'Yaralıyı tedavi etti' şeklindeki iftirası gerekçe gösterilerek işkence gördü, üç ay sonra serbest bırakıldı ama kulağına, "Diyarbakır'dan ayrıl, yoksa yine içeri alacaklar" diye fısıldandı, bunun üzerine yurtdışına çıktı, Paris'te 7 yıl yaşadı.
Sonra Türkiye'ye döndü ama Diyarbakır'dan hep uzak kalması isteniyordu, her gittiğinde başına işler açılıyordu, o da öyle yaptı.
Cenazesinde Sezgin Tanrıkulu, "Ekinci'nin 99 yıllık yaşamı, bu toprakların tarihidir, bir cesaretin tarihidir" dedi.
Dr. Ekinci, bunca hapis, sürgün, işkence ve tehditlere rağmen şöyle diyor kitapta:
"Bu ülkede Türklerin ve Kürtlerin karşılıklı saygı içinde ve kardeşçe yaşadığı çok kültürlü demokratik bir hukuk devletinin kurulmasını görmek, çektiğim acıların ve yaşadığım sıkıntıların en büyük mükafatı olur."
Peki bu gerçekleşir mi?
Dr. Ekinci'nin 99 yıllık yaşamı bunu görmeye yetmedi ama insan yaşamı, ülkelerin yaşamlarının yanında çok kısa.