Gazim ne diyor?
Harb- Iş’in hak mücadelesi
Türk Harb-iş Sendikası; Ülkesine ve milletine gönülden bağlı MSB'nin ve TSK'nın çeşitli kademelerinde faaliyet gösteren işçilerinin haklarını istiyor.
Değerli okurlarım;
Bugün sizlere farklı bir konuda yazmak isterim.
3713 terörle mücadele kapsamında (tmy) iş kanunun 30'cu maddesinden işe giren ve topluma kazandırma yasasından faydalanan yaklaşık 1000 kişinin ve bizzat benimde bünyesinde yer aldığım Türk Harb-iş Sendikası çatısı altında devletime ve milletime hizmet etmekten onur duyduğum sendikam hakkında iki kelam etmek istedim.
9 Mayıs 2023 tarihinde imza altına alınan toplu sözleşme neticesinde, kamuda çalışan işçilerin 2 ay gibi kısa sürede maaşlarının eridiğini ve sözleşmede bahsi geçen maddelerin işçilerin hiç bir ihtiyacını karşılamaya yetmediğini dile getiren Harb-iş Sendikası Başkanı Sayın Alaaddin SOYDAN, mağduriyet yaşayan işçilerin haklarını aradığını ve konu hakkında hiç bir kurumdan ses gelmemesinden dolayı duyduğu hayal kırıklığı hasebiyle, kendilerinin bu konuda ellerini taşın altına koyma ihtiyacı hisssedip konuyla ilgili kamuoyuna açıklamalarda bulundu.
Metin biraz uzun ancak değerli bilgilerle dolu olduğu için gerekli değerlendirmeyi sizlere bırakıp ben düşüncelerime kısaca değinmeye çalıştım.
Bu vesile ile konuşmasının yazılı metini siz okurlarımla paylaşmak istedim.
ALAADDİN SOYDAN) Değerli kamuoyu ve kıymetli yol arkadaşlarım;
Az önce Türkiş konfederasyonumuzun 24. olağan genel kurulunda yaptığı konuşmadan kısa bir kesit izlediniz. Buradaki amacım aylardır bıkmadan usanmadan bir an bile duraksamadan teşkilatlı olduğumuz milli savunma ve İçişleri bakanlığına bağlı iş yerlerinde çalışan arkadaşlarımızın içinde bulunduğu ekonomik darboğazı iş yerlerimizin tehlikeye düşen geleceğini anlatmaktan başka bir şey değildir.
Gittiğimiz her ortamda, çıktığımız her kürsüde, amasız, fakatsız,görüştüğümüz tüm muhataplarımıza derdimizi yazıyla kalemle, tahtayla, grafiklerle, raporlarla anlattık derdimize derman aradık.
Bu kapsamda temas ettiğimiz Ziyaret ettiğimiz kapılarını çaldığımız ilgililer bizleri dinleyip hak verdiler, ancak olumlu bir dönüş gelişme olmadı. İşte bu nedenle bu sefer sesimizi duyuramadıklarımıza duyurmak için işaret diliyle anlatmaya karar verdik.
Malumunuz olduğu üzere faaliyette bulunduğumuz iş kolu milli savunma ile İçişleri bakanlığına bağlı askeri iş yerleri Özel güvenlik görevlileri ve yabancı askeri iş yerlerini kapsayan bir iş koludur. Bu yüzden arkadaşlarımızın yaptığı iş lalettayn bir iş değildir.
Ülkemizin bugününü ve geleceğini doğrudan ilgilendiren en önemli işlerin başındadır. Uzun bir süredir temsil ettiğimiz arkadaşlarımızın içinde bulunduğu ekonomik durumu her yerde dile getiriyor herkese derdimizi anlatmaya çalışıyoruz.
Bunun için basınımızın Ankara temsilcileri köşe yazarları ve savunma sanayi üzerinde çalışmalar gerçekleştiren akademisyenlerimizle geniş çaplı bir çalışma gerçekleştirdik. Akabinde Cumhur ittifakının paylaştığı AK parti ve milliyetçi Hareket Partisinin genel başkan yardımcılarını ziyaret ettik bununla kalmadık milli savunma bakanımız ile çalışma ve sosyal güvenlik bakanımıza içinde bulunduğumuz sıkıntının süreci tüm detaylarıyla paylaştım.
Türk-iş'in başkanlar kurulunda her defasında dile getirdik. En son Türk-iş genel kurulda bütün ulusal medyanın ve tüm Türkiye'nin önünde en üst perdeden derdimizi ifade ettik. Talep ettiğimiz oldukça açık ve netti, ülkemizin geleceği ve devletimizin bekası
ziyaretlerimizde konuştuklarımızı ve sizin çok iyi bildiğiniz konuları Bir kez de buradan paylaşmak istiyorum.
26.000'den fazla üyemizin aldıkları ücretleri günümüz Türkiye koşullarını göz önünde bulundurduğumuzda ücretlerin çok düşük kaldığını ve hatta artık hayat pahalılığı karşısında yaşanılamayacak bir durum ortaya çıkardığını aktararak özlük haklarında iyileştirme yapılmasını talep ettik.
Bununla kalmadı, gelişen ve büyüyen ülkemize omuz vererek ülkemizin savunma sanayisinin %100 birleşmesi için emek harcayan ülkemizin savunma sanayinde dış bağımlılığını bitirmek için canla başla çalışan üyelerimizin artık geçinemez bir noktaya geldiğini anlattık ve hatta tabiri caizse bıçağın kemiği parçaladığını arkadaşlarımızın en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz noktaya geldiğini sürekli artan ev kiralarını durmadan zamlanan rafların ve önüne geçilemeyen akaryakıt fiyatlarının karşısında ezildiğini ifade ettik.
Ayrıca arkadaşlarımızın ağır yaşam koşullarına karşı koyabilmek için mesai bitiminde merdiven altı tekstil atölyelerinde terzilik yaptığını çeşitli restoranlarda motor kurye ve düğün salonlarında garson olarak ek iş yaptıklarının altını üstünü çizerek belirttim.
Bunların yanı sıra askeri işyerlerimizde çalışan birbirinden kıymetli yetişmiş yetenekli ve tecrübeli arkadaşlarımızın yaşadıklarını geçim sıkıntılarından dolayı istifa edip özel şirketlere geçtiğini ya da gönülsüz bir şekilde emekliye ayrıldıklarını ifade ettik ve bu durumun da askeri fabrikalar tersanelerimizin geleceğini tehlikeye atacağını ve neredeyse iş göremez bir hale geleceğini üstüne basa basa belirttik hatta asıl beka sorununun bu olduğunu defalarca ifade ettik.
Bu süreçleri işletirken EYT'nin yasalaşmasıyla 2023 yılı içerisinde 2705 arkadaşımızın emekliye ayrıldığını 2024 yılının başında da 2000'e yakın arkadaşımızın emekliye ayrılacağını anlattık.
Çünkü ekonomik koşullar altında ezilen Bu ülkenin tankını yürüten, uçağını uçuran, gemi ve denizaltılarını yüzdüren, fırtına obüslerini üreten stratejik iş yerlerimizin güvenliğini sağlayan ve en önemlisi bir gece ansızın gelebiliriz cümlesini kurmamıza vesile olan arkadaşlarımızın yaptıkları aynı işin karşılığını özel sektör ve vakıf şirketlerinde çalışan işçilere göre daha düşük olduğunu bu yüzden iş yerlerimizden ayrıldığını aktardık.
Bunların yanı sıra bir başka beka sorunumuz olan ve maalesef her geçen gün giderek büyüyen önü alınmazsa eğer daha da büyük problemlere yol açacak olan birbirinden kalifiye arkadaşlarımıza çeşitli aracılar vesilesiyle yurt dışından teklifler geldiğini,
Bu yüzden iş kolumuzda her geçen gün artan beyin göçüne yenilerinin eklendiğini belirttik. Bunun da sürdürülebilir bir durum olmadığının ikazını anlattık.
Bu anlattıklarımın yanı sıra
9 Mayıs 2023 tarihinde imza altına alınan son kamu çerçeve protokolü ile kamuda hiç bir vasıf gerektirmeyen işlerde çalışanların bile Bu saydığım işleri yaparak ülkemize değer katan yüksek bilgi ve birikimi sahibi işçi ve mühendislerimizle aynı ücreti alır hale geldiğini açıkladık.
Soruyorum size;
Bu hangi akla, hangi mantığa, hangi matematiğe sığar.
Hatta bir adım daha ileriye gidiyorum;
masa başında oturarak origami sanatını geliştiren boş zamanlarını değerlendirmek için kağıt uçaklar yapıp uçuranlar f16'lar uçuranların bir buçuk katı hatta iki katı maaş alır hale gelmişlerdir.
Bununla birlikte kamu iş sözleşmelerinin yürürlük tarihindeki farklılık nedeniyle yürürlüğü Ocak ayında başlayan toplu iş sözleşmeleriyle Mart ayında başlayan toplu iş sözleşmeleri arasında oluşan ücret farkının da bir başka hak kaybına ve adaletsizliğe neden olduğunu bu durumunda kamu işçileri arasında bir ayrıma sebebiyet verdiğini hatta yaşanan sürecin hiç istemediğimiz bir şekilde iş barışını olumsuz etkileyeceğini ifade ettik.
Ayrıca yıllardır üzerine basa basa ifade ettiğimiz gelir vergisindeki adaletsizliğin giderilmesi için çalınacak hangi kapı varsa çaldık, söylenecek ne söz varsa söyledik.
Aslında bu anlattıklarımı Fuzuli'nin sözüyle tek bir cümlede özetleyebilirim.
"Sussam Gönül razı değil söylesem tesiri yok".
Bundan sonraki hitabımı kıymetli üyelerimize yapacağım için işaret dili kullanmamıza gerek duymuyorum bu yüzden değerli işaret dili tercümanı hocamıza teşekkür ediyor
ve asıl önemli noktaya gelerek
Türk Harb-iş sendikamızın değerli üyelerine sesleniyorum.
Bugüne kadar Ne yaptıysak sonuç alamadığımız ziyaretlerimizi temaslarımızı bir kenara bırakıyor ve artık ülkemizin dört bir yanında mağdur olan arkadaşlarımızın hakkını alabilmek için Türk Harb-iş sendikası olarak eylemsellik sürecimizi başlattığımızı buradan tüm kesimlere duyuruyorum.
Bu kapsamda ilk olarak:
8 Ocak 2024 tarihinde tüm şube başkanlarımızı ve yönetim kurulu üyelerimizi ülkemizin başkenti Ankara'ya doğru yürümeye davet ediyorum.
Ayrıca bununla kalmayıp;
15 Ocak 2024 tarihinde teşkilatlı olduğumuz bütün iş yerlerimizdeki üyelerimizin iş yerlerini geç terk etme eylemi yapacağını açıklıyorum.
Bunun yanı sıra;
17 Ocak 2024 tarihinde yine tüm iş yerlerimizde çalışan arkadaşlarımıza öğle yemeğinde yemekhanede sesli protesto yapma çağrısında bulunuyor
Yine ;
18 Ocak 2024 tarihinde de tüm iş yerlerimizde görevli arkadaşlarımızı mesai bitiminde şube bölge ve il temsilcilerimizce belirlenen alanlara yürümeye ve burada toplu basın açıklaması yapmaya davet ediyorum.
Akabinde;
27 Ocak 2024 tarihinde Ankara'da tüm üyelerimizin katılımıyla sesimizi basına kamuoyuna ve bütün Türkiye'ye duyuracağımızı buradan ilan ediyorum.
Kıymetli yol arkadaşlarım;
Türk Harb-iş sendikası olarak 53 yıldır durmadan duraksama'dan emeğin ve emekçinin yanında yerimizi alarak Hakkı savunan bir anlayışla yolumuzda yürüyor bu anlayışla atacağımız adımları bir bir atıyoruz.
Bizim tek derdimiz bu kutsal topraklara bir halel gelmemesi büyük ve güçlü devletimizin dara düşmemesi ve elbette ki bu ülkenin öz evlatları olan arkadaşlarımızın kendi özyurtlarında rahat bir yaşam sürmesini sağlamaktan ibaret.
Bu anlamda ülke bizim devlet bizim emek bizim diyor tüm Türk harbiş sendikamızın fertlerini saygıyla selamlıyorum yolunuz bahtınız açık olsun Allah'a emanet olun
konuşmasını bu şekilde bitirdi
Bundan sonrası kıymetli üyelerin ve devlet büyüklerinin.
saygıyla selamlıyorum
yazmaya devam edeceğim
doğru yerdesiniz doğru adrestesiniz,beni takip etmeye devam edin.
Mustafa GAZİM
3713 Terörle mücadele sırasında 07.07.1995 Kuzeyırak ( 09-21 Tepe Mevkii Metina Kampı )'nda yakın temas esnasında roketle yaralanan, SGK'nın müracaat ettiği 1053 nizamname 1953 yılında Bakanlar kurulu tarafından amerikadan ülkemize getirtilip yasalarımıza uyarlanarak, bürokrasi tarafından 70 yıldır revize edilmeyen askerlik görevi sırasında yaralanmadan kimsenin tanışmadığı bir ölçü birimi. Bu ölçü biriminin (% 40 )altında kaldığım için SGK kriretlerine göre gazilik kimliği verilmeyen. ama Milli Savunma Bakanlığı Kara Kuvvetlerine göre gazi olan birisi...
1053 nizamname nedir? özet: Ya ölü olacaksın,ya deli olacaksın,ya da paramparça...
Vücudum paramparça olmasa da gönlüm paramparça, darmadağın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.