Nuray Başaran
İDLİB, ARMAGEDDON’A * DÖNÜŞMEMELİ
Dün, Çukurova Bölgesi’nde başta Hatay olmak üzere; Adana, Mersin ve Antalya’da yapılacak yerel seçimlerin, sadece yerel seçim olmayacağını belirterek buradaki adayların seçiminde ‘devlet aklı’ nın devreye girmesi gerektiğini yazmıştım. Yazıya çok fazla geri dönüş alınca, aslında bölgedeki son gelişmeleri ve aslında neler olduğunu da değerlendirmemek olmazdı.
Öyle ya, yanı başımızdaki bölgeye binlerce uçak dolusu silah geliyor. Bölgedeki ülkeler her gün aldıkları tehdit altında yeni siyaset geliştiriyor ya da açıklamalar yapıyor. Bizde de, içerde masum başlayan ve huzuru tetikleyen gelişmeler elbette bölge ve dışardaki gelişmelerden bağımsız değil.
Peki aslında neler oluyor?
Aslında her şey ekonomik ve ‘duygusal!’. Ve bölgede yeniden canlandırılmaya çalışılan ‘İpek Yolu Projesi’ ana konu. Amerikan planı, Orta Doğu’daki Savaşı Orta Asya’ya taşımak. Ve Orta Asya’da İran’ı , Rusya’yı ve Çin’i vurmak. Böylece Çin’in önünü kapatarak, yeni İpek Yolu’nun önünü kesmek.
Bu doğrultuda İdlib’de başlayan yeni savaş dönemini, sadece Orta Doğu Savaşı değildir. Amerika’nın 20 bine yakın tır ve uçaklar dolusu silahı YPG ve PKK’ya getirmesi, aynı zamanda Orta Doğu’da Asya güçlerine, doğu güçlerine karşı bir savaş senaryosunun başlangıcıdır.
Öte yandan İdlib, Afrin’in devamı olarak, Türkiye’nin Hatay vilayetinin sınır komşusudur. Bu nedenle de, Kuzey Suriye’deki çatışmalardan daha fazla Türkiye için öneme sahiptir.
Bu çerçevede Türkiye, Afrin’de göstermiş olduğu akıllı çıkışları İdlib’de yapmak ve İdlib’i kesinlikle bir Armageddon Savaşına dönüştürmemek durumundadır. Ki Armageddon denen şey Megiddo Ovası’dır. Megiddo Ovası da İdlib’in yanı başıdır. Ve burada başlayacak olan savaşın önce bölgeye yayılması, sonra da bir dünya savaşına dönüşmesi, ki Amerika’dan gelen binlerce tır dolusu silah yeni bir dünya savaşının hazırlıklarının bu cephede gerçekleştirilmeye çalışıldığını göstermektedir.
(Resim: Megiddo Ovası. Şu an Filistin toprağı)
İdlib’de şu an devam etmekte olan savaş aşamasında, hem Rusya’nın, hem de Amerika’nın barıştan yana olmalarını açıklamalarına rağmen ( barış toplantıları ve barış zirvelerine katılmalarına rağmen) her ikisinin de sanki büyük bir savaşa giriyormuş gibi bölgedeki bir grizgah görünümünde bombalama olaylarına devam ettikleri de ortadadır. Eğer bu davranışlar, (Rusya ve Amerika’nın bu davranışları) devam ederse , Netenyahu ile Putin arasında geliştirilmiş olan ‘özel ilişki’ doğrultusunda da gelişmelere bakmak gerekir. Amerika’daki Siyonist lobinin- silah lobisinin- Amerika’yı savaşa zorlaması neticesinde savaş isteyen İsrail’in Başbakanı Netenyahu , Amerika’nın savaş girişimlerini kolaylaştırmak üzere Putin ile kurduğu diyalog çerçevesinde Rusya’yı da Amerika benzeri savaşa sürüklediği artık aleni görülmektedir. Bu nedenle Putin’in hangi tarafta olduğu noktası zaman zaman kafa karışıklığı da yaratmaktadır.
Bu çerçevede, Türkiye hem NATO ile Amerika hem de Astana Zirvesiyle Asya ülkelerine yakın davranmak zorunda kalmaktadır. Ve giderek oluşmakta olan savaşın karşı cephelerinin etkisi altına girmektedir. Cephelerin oluşması, savaşın kaçınılmaz olduğunu gündeme getirdiği noktada; Türkiye deyim yerindeyse, ‘2 cami arasında beynamaz’ konumuna sürüklenmektedir. Ve bu nedenle de bölgedeki savaşın tırmanmasına bir anlamda alet olmaktadır.
5 yıldır Suriye’de yapılan savaşın bitmemesi, aslında Büyük İsrail Projesi çerçevesinde Orta Doğu’yu İsrail’e bağlayacak bir yapılandırmayı gündeme getirmektedir. Bu doğrultuda, güya terörle savaş sürdüren dünya güçleri kutsal kitaplarda belirtilen Armageddon Savaşı’na doğru yönlendirilmektedir.
Son zamanlarda , özellikle İslami yayınlarda, ‘ İdlib’in Armageddon olabileceği, aslında eğer Armageddon savaşı isteniyorsa, İdlib’in bu şekilde tırmandırılması gerektiği’ dile getirilmektedir. İşte böyle bir noktada bölge devleti olan Türkiye, Kuzey Suriye üzerinden potansiyel 3. Dünya Savaşı tehdidiyle karşı karşıyadır.
Tam bu aşamada Türkiye İdlib’e bakarken, Armageddon hazırlıklarını görmelidir. Bu doğrultuda kışkırtmaları dikkate almalı, savaş isteyen silah lobisi, evangelistler ve İsrail arasındaki savaş ortaklığına karşı, Türkiye bu büyük savaşın hedef gösterdiği bölge ülkeler ile acilen bir araya gelmelidir. Tıpkı Tahran Zirvesi’nde olduğu gibi, İran, ırak, Suriye ve Azerbaycan’ı bir araya getirerek savaş çılgınlığına, karşı barış cephesini acilen oluşturmalıdır.
Çünkü; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusunun, Türkiye Cumhuriyeti için kullandığı, ‘ilelebet payidar kalacaktır’ sözü ancak bu şekilde bugünkü aşamada yerine getirilebilir.
……………………………………………..
*ARMAGEDDON NEDİR?
Armageddon; sözcük olarak İbranice de “Megiddo Dağı” anlamına gelmektedir. Dini kaynaklara göre Dünya’nın sonuna doğru olacak olan son savaştır. Kimilerine göreyse büyük bir nükleer savaştır. Öyle ki tüm Dünyayı yüzyıllar boyunca radyasyona gömecek ölçüde, çok büyük bir nükleer savaş. Aslen dini kaynaklarda geçmektedir, fakat günümüzde Dünya’nın sonunun getirecek olan bir savaş olduğu anlamına getirilmektedir. Birçok dini kaynakta geçen Armageddon zamanı geldiğinde, Dünyadaki bütün uluslar, savaşın içinde olacak ve birçoğu Mesihe karşı savaşacaktır. Daha sonradan Tanrı'nın duruma el atıp yardım edeceği ve Mesih karşıtı orduları yok edeceği söylenir.
Armageddon, Hıristiyanlıkta da, Müslümanlıkta da benzer şekillerde anlatılmıştır. Kıyamet öncesi yaşanacak olan bu büyük savaş, Mesih ile Deccal arasında olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.