Bestami Bozkurt
İLKOKUL 1. VE 2. SINIF ÖĞRETMETMENLERİ UZMANLAŞMALIDIR
İlkokullarda niteliği arttırmaya dönük önemli düzenlemeler yapıldı, yapılıyor.
Bunların içerisinde müfredatın güncellenmesi, sosyal derslerin önemsenmesi, teneffüs sürelerinin 15 dakika olması, vs. değişiklikler yapıldı.
Ancak bunların ötesinde yapılması daha elzem olan radikal düzenlemelere gitmekte fayda var.
Mesela çocukların dünyasına girdiğinizde şu tarz tatlı tartışmaları görmüşsünüzdür.
Ben senden bir gün daha büyüğüm, senden bir gün önce doğmuşum.
Şunu gördüm:
İkiz kardeşler biri diğerine diyor ki;
Ben bir saat önce doğmuşum, senden büyüğüm.
İnsan yaşı ilerledikçe bu tarz hassasiyetler azalır.
Ancak çocukların dünyasında bu tarz duygular yoğun bir şekilde ciddi ciddi gündem olur.
60 aylığa kadar çocuklar kreşlere/anaokullarına sonrasında altmışıncı aydan itibaren çocuklarımız ilkokul 1.sınıfa geçiyordu.
Son düzenlemeyle birlikte MEB harika bir iş çıkardı ve 60 aylığı 66 aylığa çekti ve artık 66 aydan sonra çocuklar ilkoul 1.sınıfa geçebileceklerdi.
Belki dalga geçtiğimi düşünenler olacaktır.
Hayır, kesinlikle!
Yukarıda bahsettiğim çocuklardaki bir günlük yaş farkı hassasiyetinin bilişsel ve duyuşsal parametrelerini ciddi oranda etkilediğini hikaye olsun diye anlatmadık.
60 aylıktan 66 aylığa kadar 6 aylık yani yarım yaşa varan bir sınırlama getirildi. Bunun üst sınırı 66 aylıkken 1.sınıfa vermek istemeyen veli çocuğunun 78 aylığa kadar yani 7 yaşına yakın süreye kadar 1.sınıfa geçmesi demektir.
O yaş çocuklarda bir günlük fark bile çok önemliyken 6 aylık bir düzenleme ilkokullarda ciddi bir rahatlamayı getirdi.
Burada dikkat edilecek husus şudur:
Mesela 2020 Eylül ayı itibarıyla 70 veya 71 aylık olan çocuğun okula kabulü sağlanmalıdır. Keskin sınırlama ile 70 aylık çocukların kabul edilmeyişi çocuklar açısından daha yıpratıcı olabilir. Tabi ki istisnai bir durum söz konusu değilse…
Yani 66 ay müthiş bir tespit…
Harika bir eşik değeri…
Sadece 1.sınıfa alımlarda dikkat edilecek husus çocukların el kas becerilerinin, ince psikomotor yetilerinin olgunlaşmış olmasıdır. Bunlar varsa zaten bilişsel ve duyuşsal olarak o çocuk buna hazır sayılır.
Bu düzenlemelere bağlı olarak ilkokul öğretmenlerinde de uzmanlaşmaya gidilmesi gerekir.
İlkokul 1. ve 2.sınıflar için uzmanlaşmış öğretmenler, ilkokul 3. ve 4. Sınıflar için uzmanlaşmış öğretmenler oluşturmamız gerekmektedir.
Çünkü ilkokula yeni başlayan çocukların psikolojilerinde uzmanlaşmış, onların sorunlarını çözmede daha uzman daha profesyonel öğretmenlere ihtiyacımız vardır.
İlkokul 4.sınıftan ilkokul 1.sınıfa dönen öğretmen haliyle o yaş aralığında duygusal dağılma yaşayabilir. O dağılma esnasında kritik öğrenci sorunlarına anlık çare üretemeyebilir. 10 yaş çocuğun bilişsel ve duyuşsal ihtiyaçlarına cevap verirken 66 aylık çocuğun okula alıştırılması ve ısındırılması gibi hassas ve uzmanlık gerektiren çok önemli bir durum karşısında kesinlikle uzmanlaşmaya gidilmelidir.
Burada ben hiçbir sınıf öğretmeninin kabiliyetini ölçmeye çalıştığım sanılmasın, ölçemem de.
Ancak 1. ve 2.sınıflar bir insanın akademik hayatının başı olması münasebetiyle oluşabilecek en küçük ve kritik bir hata(cık)la bile olsa (hatacık diyorum çünkü çocukların duyuşsal dünyası çok hassas) eğitim hayatının mahvedilmesi, okuldan nefret etmemesi, öğretmenini sevip derslerine olan ilgisinin çoğalması için bu tür düzenlemelerin hayatiyet kazanması gerekmektedir.
Çünkü büyüklere göre nokta olan çocuklara göre devdir.
Bu konuda uzmanlaşmış öğretmenlere özellikle 1. Ve 2. Sınıf öğretmenlerine ihtiyaç vardır.
twiiter.com/bestamibozkurt
facebook.com/thebestbozk
linkedin.com/bestami-bozkurt
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.