Üzerinden 11 gün geçmesine rağmen YSK,  henüz daha İstanbul’un resmi sonuçlarını açıklamadı.
 

Ama İstanbul seçimleri için senaryoların biri bin para…

İki gündür ülkenin ‘bekaa’sı için başta Ak Parti ve Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere , acilen İstanbul’a mahkum olmaktan çıkması gerektiğini yazıyorum. Ülkemizin üniter yapısının bekası için bölgesel gelişmelere acil politika üretme mecburiyetimiz olduğunu dile getiriyorum. 

Zira  ABD Başkanı Trump’ın son uygulamalarıyla savaş İran’ın kapısına dayandı. Türkiye’nin bölgede bölge ülkeleriyle yeni bir strateji geliştirip, derhal hayata geçirme mecburiyeti var.

Biz bunları yazmaya da devam edeceğiz. 

Fakat merkez medyamız;  İstanbul ile yatıp İstanbul ile kalkıyor. Doğal olarak vatandaş da sonuçlanamayan bir seçimin sonucunu merakla bekliyor. 

Eee bize de bu alanı da yazma mecburiyeti doğuyor. Garip ama daha sonuçlar açıklanmadan değişik çözüm önerileri sunuluyor. Oysa biz YSK kararları tartışılamaz ve yargıya götürülemez diye biliyoruz. 

Tam da bu noktada sakin bir şekilde YSK’dan gelecek sonucu beklerken, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin İstanbul seçimlerinin yenilenmesine ilişkin açıklaması bizim de gündemimizi değiştiriyor. Zira ülkemizdeki son 17 yıldır tüm seçimlerin ilanını yapmış olan Devlet Bahçeli  seçim dediği için bunu, ‘es’ geçmek doğru olmaz.

Peki seçim yenilenir mi? Nasıl yenilenir?

Bu konuda Ak Parti kulislerine kulak verdik. Ve gördük ki , Ak Parti cephesinde hem hummalı bir çalışma var. Hem de alternatifler ve farklı görüşler var..

Bu konuda Ak Parti koridorlarında  3 ana gurup ve  3 görüş hakim.

Birinci guruptakiler; İstanbul seçimlerinde suiistimal olduğu gerekçesiyle mutlaka seçimin iptal edilip yenilenmesini istiyor. Ve bu konuda Devlet Bahçeli’nin de hazır desteği varken , bunun kamuoyuna anlatılmasının kolay olacağını savunuyorlar. Devlet Bey faktörü nedeniyle de , sokağa hakim olunacağı ve sıkıntı olmadan bu işlemin yapılabileceğini dile getiriyorlar.

Ancak bu guruba büyük bir kitle de karşı çıkıyor. Çünkü seçimin yenilenmesi halinde , halk kitlelerinin daha çok Ekrem İmamoğlu etrafında kenetleneceğine inanıyorlar. Ve böyle bir seçim yenilenmesinin,  kripto fetöcüler tarafından yönlendirildiğini savunuyorlar. Hatta ileri gidip, bu durumun sokağı hareketlendireceği ve dış güçlerin de bunu kullanabileceğine dikkat çekiyorlar.

2. gruptakiler ise;  yine seçim iptali ve yenilenmesini istiyor ama bu konuda yöntemin İstanbul yerine Büyükçekmece seçimlerinin iptali şeklinde olmasını savunuyorlar. 

Büyükçekmece’nin  büyükşehire göre daha yönetilebilir olduğuna dikkat çekerek,  buradaki ‘ iptal’den İstanbul Büyükşehir’deki Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu arasındaki farkın daha kolay ortaya konabileceğini savunuyorlar. 

Hem de bölgede İçişleri Bakanlığının polis aracılığıyla yaptığı çalışmaların belirli bir noktaya geldiğine de dikkat çekiyorlar.  Büyükçekmece’den çıkacak bir iptalin,  zaten Büyükşehir’i de doğrudan etkileyeceği gerçeğinden hareketle, seçim yenilenmesinin sokağı hareketlendirme riskinin de böylece ortadan kalkabileceğini savunuyorlar.  Bir çok ilçede şu ana kadar olan iptalleri de örnek olarak gösteriyorlar.

3. gruptakiler ise ; tamamen seçim yenilemenin,  nasıl olursa olsun olmaması gerektiğine inanıyorlar.  Mevcut sonuçların ne olursa olsun kabul edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Zira şekli nasıl olursa olsun,  yenilenecek her seçimin hem ülkeye hem de Ak Parti’ye zarar vereceğini savunuyorlar. 

Yeni seçim istemenin ve yapılmasının FETÖ tuzağı olarak değerlendirirken; zaten Ekrem İmamoğlu’nun belediye yönetemeyeceğini ileri sürüyorlar. Hatta İmamoğlu’nun İstanbul’u yönetememesi noktasında stratejiler üretmenin daha doğru olacağını söylüyorlar.  Bu konuda da hem Çevre Bakanlığı, hem Hazine, aracılığıyla farklı argümanlar olduğunu belirterek,  bu durumda tek kazananın yıpranmaksızın zaten Ak Parti olacağını dile getiriyorlar..

Görünen o ki ; İstanbul seçimleri bir süre daha bizi meşgul edecek.

Bakalım ÇEKMECEYİ KİMLER AÇACAK? VE O ÇEKMECEDEN NELER ÇIKACAK?

Yazmaya devam edeceğiz...