Aşkım Tan
MADEMKİ!
Mademki sormayacaktınız, ne diye “Yerel Seçim” adı altında bizleri sabahın köründe sandık başına diktiniz?
Mademki saymayacaktınız, hangi sebeple bizleri oy vermemiz için teşvik ettiniz?
Mademki bizi takmayacaktınız, neden bizlere hangi adayı seçeceğimizi sordunuz?
Mademki söyleniyorsunuz, kim 27 Mart 1994 ile 6 Kasım 1998 arasında İstanbul Belediye Başkanlığı yaptı?
Mademki “demokrasi” diyorsunuz, 12 Aralık 1997 yılında gittiğiniz Siirt’teki mitingde okuduğunuz bir şiir nedeniyle Diyarbakır DGM’de yargılanmadınız mı ve sonucunda Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesinden “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçunu işlediğiniz gerekçesiyle dört ay hapis cezasına çarptırılmadınız mı?
Mademki “gelenekçi ve yenilikçi” titri ile Adalet ve Kalkınma Partisini kurdunuz, neden geleneklerine sahip çıkan yenilikçilere yol vermiyorsunuz?
Mademki TC Anayasasının 67. Maddesi, II. Seçme, Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakları gereğince “Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halk oylamasına katılma hakkına sahip” ise, neden bu hakka hak edilen saygıyı göstermiyorsunuz?
Mademki Ekrem İmamoğlu’nun 13-14 bin oy farkı ile başkanlığını kabul etmiyorsunuz, geçmişinizde yaşamış olduğunuz seçim tecrübenizde İstanbul’a başkan olduğunuzda Sayın Bedrettin Dalan ile aranızdaki 11 bin küsur oy farkına rağmen 1994 yılında başkan olduğunuzu bugün nasıl hazmedebiliyorsunuz?
Mademki düne kadar karşıtı olduğunuz partilere söyleniyordunuz, neden birkaç oy uğruna taban tabana zıt olup çatışmakta olduğunuz parti ile “Cumhur ittifakı” kurdunuz?
Mademki seçim güvenliği hükümetinizin sorumluluğunda ise nasıl oluyor da İstanbul seçimleri için, “tamamına yakını organize usulsüzlüklerle dolu” olduğunu söyleyebiliyorsunuz ve bu anlamda kendinizle çelişmiyor musunuz?
Mademki seçim propagandası uğruna elinizin altındaki bütün imkânları seferber ettiniz, neden bütün bunlara rağmen oy oranınızda gözle görülür bir düşüşünüz oldu?
Mademki “benim belediyem harama el sürmez” dediniz neden İSPARK, İSKİ, KİPTAŞ ve İETT hakkındaki suç duyurularında kendinizi aklayamadınız?
Mademki İBB’de “İstanbul geneli muhtelif organizasyonlar ile tanıtım ve duyuru çalışmaları” başlığı altında 182 milyon 962 bin lira maliyeti olan bir ihale açtınız ve bu bağlamda İBB’nin iştiraki Kültür A.Ş.’nin kazanmasını sağlıyorsunuz…
O halde ihale raporunda “2019 yılı içerisinde yapılacak çok sayıda organizasyon bu ihale içerisinde toplanmış ve ‘torba yasa’ gibi ‘torba ihale’ şekli oluşturulmuştur. Ayrıca bu ihaleye konulan özel maddelerle farklı firmaların ihale fiyatı oluşturması ve ihaleye girmesi engellenmiş” ifadeleri neden kullanılmıştır?
Söz konusu raporda yer alan incelemeye göre 133 ayrı hizmet alımından söz edilmiş olup, dikkat çeken bunların hangi organizasyon olduğunun tam olarak bilinmediğidir.
Buna ilişkin olarak: “Yurtiçi ve yurtdışı uçak bileti alımlarının hangi dönemi kapsadığı, yurtiçi ve yurtdışı konaklamaların hangi dönem yapılacağı, 30 bin adet olarak ifade edilen yemeklerin nerede yeneceği, 10 milyon bardak suyun nerede içileceği belli olmadığı” tespit edilmiştir.
Bu konuda bizleri aydınlatmayı düşünür müsünüz?
Mademki YSK kararıyla KHK ile ihraç edilen seçilmiş belediye başkanlarına mazbata verilmeyecek ise, neden KHK’li isimlerin adaylıklarına izin verildiğini açıklayabilir misiniz?
KHK'li adayların kazandığı seçimlerde ikinci yüksek oyu alan isimlerin, AKP'li adayların olması bu kararın alınma nedeni olabilir mi?
Mademki “biz bu millete efendi değil hizmetkâr olmaya geldik” diyorsunuz, neden hizmetkârı olduğunuz milletinizin hizmetinizi istemediğini anlamıyorsunuz?
Yukarıda sadece bir kısmını aktardığım ve ilk aklıma gelenleri sıraladığım soruların yanıtlarını verebilecek misiniz, çok merak ediyorum.
Mademki hukukun temeli iyi niyetli ve dürüst olmaktan geçiyor ise, en çok oy alarak seçilmiş olanın kazandığını neden kabullen(e)miyorsunuz?
Üzüntünüzü ve kaybınızı anlıyoruz ama her kaybedenin bir kazananının olduğunu size yeni baştan mı öğretmemiz gerekecek?
Mahalle kavgasına dönüştürdüğünüz yerel seçim sonuçlarını ısrarla usulsüzlükle suçlamanız, seyirci kalan milleti daha da kızdırdığını görmez misiniz?
En mükemmel adalet vicdanda olduğuna göre vicdanınızın sesine kulaklarınızı tıkamış olabilir misiniz?
Ayrıca yenilenmesi gereken İstanbul seçimi değil; bu iktidar ve iktidarın güttüğü zihniyetidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.