Aşkım Tan
“KANKA” DERKEN?
Gündeme ilişkin haberlerde Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ittifak kapsamında yaptıkları görüşmelere ilişkin "şu an kanka halindeyiz." demesi beni oldukça düşündürdü.
“Kanka” derken, nasıl yani?
Bugünkü kısaltması ile kankaya dönüştürülen kelimenin doğru tanımlaması olan “kan kardeş”i mi tarif ediyor?
Bakın onu kast ediyorsa, buna inanmak biraz güç olsa gerek.
Çünkü kan kardeş olmak, akraba olan veya olmayan iki ya da daha fazla kişinin birbirine sadakat yemini etmesinden geçer.
Modern zamanlarda genellikle bu durum bir Ritüel ile oluşmaktadır.
Kan kardeşi olacak kişiler genellikle parmak, el ya da önkol kısmında küçük bir kesik oluşturur ve kişiler bu kesikleri birbirine bastırır.
Bu, kan kardeşlerden birinin kanının diğerinin damarlarında akmasına dayanan bir fikirdir ve ömür boyu birbirinin yanında duracağının, birbiri için kanlarının feda edileceğinin yeminidir.
90’ların ikinci yarısıyla birlikte toplumsal her kurumda kendini gösteren çürüme ve çözülmekle birlikte kan kardeşliği de nasibini alarak, biraz da dilbilimsel bir gereklilik sonucu kısalarak “kanka”ya evrilmiştir.
Türk edebiyatının unutulmaz yazarlarından olan Ömer Seyfettin’in kan kardeşliği anlatmak üzere kaleme aldığı hikâyelerinden olan “ANT” da bunu tanımlayan şöyle bir cümle geçer: “Biz birbirimizin kanlarını içeriz. Buna ant içmek derler. Ant içenler kan kardeşi olurlar. Birbirlerine ölünceye kadar yardım ederler, imdada koşarlar.”
İşte tam da ünlü yazarın birbirlerine ölünceye kadar yardım ederler, imdada koşarlar tanımlamasına takıldım özellikle
Devlet Bahçeli’nin kanka olduğunu anlatan ifadesini görünce.
Oysa Bahçeli partisinin Kahramanmaraş mitinginde;
"Be hey densiz, be hey kanun tanımaz, ahlak bilmez… Sen Cumhurbaşkanısın sen devletin başısın. Ne geziyorsun meydan meydan, bizimle ne uğraşıyorsun. Kahramanmaraş sana güvendi oy verdi, bunu zelil etmeye ne hakkın var? Erdoğan oyundur yalandır, aldatmadır, komplodur, tuzaktır, riyadır, ihanettir.” (3 Haziran 2015)
"Besmeleyle soygun yapıp şükrederek haram havuzunda ıslandılar. Türk milleti böylelerini görmedi. Erdoğan şimdi de başkanlık peşindedir." (3 Haziran 2015)
"Her gün miting yapmaktadır. 7 Haziran yaklaştıkça Erdoğan azgınlaşmaktadır. Ve Erdoğan cumhurbaşkanlığından fiilen inmiştir. Çünkü Erdoğan bu makama layık değildir. Mizaç ve meşrebi bu makama uygun değildir." (4 Haziran 2015)
Gibi sözleri ile Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı makamına layık olmadığını daha buna benzer pek çok söylem ile iddia etmemiş miydi?
Kankalık kan kardeşinden yapılmış bir kesik sözcük ise, kan kardeşi ya da ant kardeşi, can ciğer arkadaş, çok yakın dost, gizdeş, sırdaş olmaksa eğer, hakaret ile candaş olmak arasındaki tanımı bilen varsa beri gelsin!
Bu nedenle yeniden soruyorum sizlere “Kanka derken” ne demek istediniz Devlet Bahçeli?
Bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını açık ara ile hak etmiş olan Ekrem İmamoğlu için Beşiktaş taraftarları Vodafone Park Arena stadının önünde “İmamoğlu oley” şeklinde slogan ile birlikte Beşiktaş taraftarının maç esnasında “Mazbatayı ver, mazbatayı ver, İmamoğlu’na mazbatayı ver” tezahüratı yapmasına karşılık “bundan Belediye Başkanı olmaz” diyen Bahçeli acaba yarın Sayın İmamoğlu ile kanka olur ise –tabi kabul görür ise- buna da hiç şaşırmayacağız herhalde.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.