Çidem Ayözger Ergüvenç

Çidem Ayözger Ergüvenç

Kararsızlık

Özellikle seyahate çıkacağım zaman hazırlanırken yaşadığım kararsızlık beni çok tedirgin eder. Hemen hemen gezi tarihime karar verdiğim andan başlayarak, ne götüreceğimi, yolda ne giyeceğimi, hangi pabucuma uygun hangi çantamı alacağımı düşünmeye başlar, bir türlü karar veremem. Olasılıklar zihnimde uçuşur durur. Sanmayın ki öyle görkemli bir gardırobum var, yalnızca olan birkaç parça arasında seçim yapmağa çalışırım. Aynı biçimde, önem verdiğim bir yere davetliyimdir, ne giysem diye düşünür dururum; kadın milleti işte!

Davet vereceğizdir, günler önce ne pişireceğimi, tatlıların neler olacağını, kullanacağım masa örtüsünü falan düşünmeğe başlar bir türlü kolay karar veremem.

Şimdi, seçimlerden bir sonuç aldık. Beğenenler de, mutsuz olanlar da oldu. Düşünmeğe başladım. Soma faciası yaşandı, gerçi ölenler güzel öldü ama sağ kalanlar ailelerini, eşlerini, yavrularını, babalarını, dostlarını, yoldaşlarını ihmâl, rant hırsı ve sahtekârlık uğuruna yitirdikleri için yasa boğuldu. Açlık, haklarını savunacak güvenilir bir sendikanın olmaması ve daha birçok nedenle yaşadıkları mağduriyete bir de gördükleri kötü muamele ve duydukları hakaretler eklendi. Sonunda ölenler ölmüştü, zaten fıtratlarında vardı bu durum. Kalanlar, bu trajediyi yaşadıktan sonra yapılan ilk seçimlerde duygularını pek güzel ifade ettiler. Besbelli pek mutluymuşlar durumlarından. Hiç kararsızlık yaşamadılar.

Karadeniz Bölgesinde, özellikle Rize’de insanlar kafalarına çay paketleri atılınca pek duydukları hazzı çok yakında kanıtladılar. Emeklerinin karşılığını alamıyorlarmış, kentleri yabancı işgaline uğramış, gelir düzeyleri düşmüş falan kimin umurunda; mutluluklarını açık bir biçimde gördük. Onlar da pek kararlıymış.

İç Anadolu Bölgesi. Her sokakta bir cami var; büyük mutluluk. Herkes ibadetini istediği gibi yapıp, alnını seccadeden kaldırmıyor; aslında seccadeye yapışmış olan alınlarını şöyle hafifçe yana çevirip etrafta neler oluyor diye baksalar neler görecekler neler; ama sanırım üşeniyorlar. Çocukları, aileleri aç yatıyormuş, Yatmasınlar! Kessinler bir dana, yarısını yesinler, öbür yarısını satsınlar, hem para kazanır hem de yavrularını beslemiş olurlar da, dana kimden arttı da onlara kaldı. Ama yine de “Hırsız benim hırsızım” diye düşünüp pek kararlı davrandılar.

Bir adamcağız var; konuşuyor konuşmasına ama aklının ne kadar karışık olduğu da alenen ortaya çıkıyor. Ak derken ne diyor hepimiz biliyoruz. Acaba zihni biraz bulanmış mı diye düşünmeden edemiyor insan. Seçimlerde “Olsun, bunak benim bunağım. Bu konuda son derece kararlıyım” diyorlar. Kararlılıklarından ödün vermiyorlar.

Doktora gidiyorlar, yaşasın özgürlük! Doktoru beğenmeyince ya dövüyor ya da öldürüyorlar; karışan görüşen yok. Kurulan bu acayip düzen onlara bu hakkı tanıyor. Eh, onlar kararlı olmayacak ta kim olacak acaba?

Pandemi günlerinde en büyüğünden en küçüğüne kadar esnaf yoksulluğa gömüldü. Kepenk kapatmak zorunda kalan, iflaslarla yüzleşen pek çokları oldu aralarında. Ama kararlılıklarından ödün vermediler.

En değerli insanlar yok yere hapislerde çürütülürken, ahlâklı gazeteciler halı gibi çırpılırken, gençler işsizlikten kıvranırken, itibardan tasarruf edilmemek uğuruna garibanlar neredeyse sokak hayvanlarını yiyecek duruma gelmişken, insanlar sadomazoşist olma kararlılığı içinde.

Deprem oldu. Yüzyılın faciası denildi. Dünyanın ve Türkiye’nin dört bir tarafından herkes el kol olmaya çalıştı, yardım kampanyaları açıldı. Hatay neredeyse ölüler kenti oldu. Sahipsiz cesetler, biten yaşamlar biraz duyarlılığı olan herkese kan ağlattı. Sağ kalanlara çadırlar satıldı; devlet güçleri kaç gün sonra geldi, seller oldu, yağmurlar yağdı; insanlar mandalar gibi çamur içinde debelendi. Sonunda seçimler oldu ve aynı insanlar enkaz altında kalanların, isimsiz mezarların üstünde keyifle tepişerek sonuçları kutladılar. Kararsızlıktan kaçınmaları herkesi şaşırttı.

Daha pek çok örnek sayabilirim. Böylesi kararlılıklar fıtrattan sayılır mı bilemiyorum.

Hamur, bu hamur. Ben zaman zaman kararsız olduğuma seviniyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.