Su Politikaları Derneği tarafından yapılan bir çalışma ülkemizde son üç yıldır yaşanan bölgesel kurak dönemlerin su kaynakları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ortaya koydu.
2021 yılında SPD tarafından hazırlanan “İçme ve Kullanma Sularımız Hangi Kaynaklardan Geliyor” raporunda Türkiye genelinde içme ve kullanma sularının çekildiği, Baraj, Kaynak, Göl-Gölet ve Kuyu gibi kaynaklar Türkiye haritası üzerinde gösterilmişti.

SPD tarafından TUİK verilerine dayanılarak 2020 yılı için yapılan çalışmada içme ve kullanma suyunun %41’inin Barajlardan %4’ünün göl ve göletlerden ,%10’unun da Akarsulardan çekildiği görülmüştür. Aynı yıl suyun %29’u kuyulardan,%16’sı ise kaynaklardan çekilmiştir.
Bu durumda toplam olarak 2020 yılında içme ve kullanma suyu olarak çekilen 6,492 milyar m3 suyun %45’i yeraltından %55’i ise yüzey sularından çekilmiş olmaktadır.

Kaynak Suyu çekimi azalıyor

TUİK tarafından yayınlanan 2014 ,2016 ,2018 ve 2020 yılları verilerine göre içme ve kullanma suyu şebekesi için çekilen su miktarları arasında kaynak suyunun 2020 yılına kadar artış eğiliminde olduğu ancak 2020 yılında azaldığı göze çarpmaktadır.

İçme ve kullanma suyunu çeşitli oranlarda kaynak suyu çekerek karşılayan illerin haritası yukarıda verilmiştir. Bu haritanın yanısıra 2020 yılında çeşitli dönemler için Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Meteorolojik kuraklık haritaları da aşağıda görülmektedir.

Her iki harita da birlikte incelendiğinde ;yukarıda sözü edilen kaynak suyu kullanan illerde 2020 yılında dönemsel olarak meteorolojik kuraklığın yaşandığı görülmektedir.
Kaynak Suyu çekimindeki azalma nedeni?
TUİK verilerine göre kaynak suyu çekiminde 2020 yılında görülen azalmanın nedeni olarak bazı kaynaklarda kuruma veya kirlenme ihtimali öne çıkmaktadır.
İki yıl önce aynı kaynaklardan daha fazla yapılan su çekiminin, 2020 yılında debi azalması, kuruma veya aşırı kirlenme gibi zorunlu bir nedenle azalmış olduğu değerlendirilmektedir. Bunun dışında bazı su yönetimi kurumlarının kaynak suyu çekiminden isteyerek vazgeçmesinin çok doğal bir durum olmadığı ve bunun meteorolojik kuraklığın bir sonucu olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Bu durumun bölgesel ve yerel olarak daha fazla veri ile analiz edilmesi,yaşanan kuraklığın içme ve kullanma suyu üzerindeki doğrudan etkisini ortaya koyması açısından önem taşımaktadır.