Küresel Piyasalarda Gözler Merkez Bankalarına Çevrildi
Küresel pay piyasaları, Omicron varyantına ilişkin endişelerin azalmasıyla haftayı alış ağırlıklı seyirle tamamlarken, gelecek hafta piyasaları başta ABD ve Avrupa merkez bankalarının para politikası kararları olmak üzere yoğun bir gündem bekliyor
Kovid-19 salgınında Omicron varyantı küresel pay piyasalarında başat risk unsuru olarak öne çıksa da kullanımdaki aşıların Omicron varyantı üzerinde de etkili olduğuna yönelik açıklamalar varlık fiyatlamalarındaki baskının azalmasını sağladı.
Salgına yönelik endişelerle birlikte ABD'de açıklanan enflasyon verileri yatırımcıların odağında bulunurken, ABD'de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 0,8, yıllık bazda ise yüzde 6,8 artışla piyasa beklentilerine paralel gerçekleşti.
Analistler, son zamanlarda şahinleşen ABD Merkez Bankası'nın (Fed) gelecek hafta alacağı para politikası kararları öncesinde TÜFE verilerinin beklentilere paralel gelmesinin bankanın hareket alanını genişlettiğini ancak, enflasyonun 1982'den bu yana en yüksek seviyeye çıkmasıyla birlikte Fed'in varlık alım hızının daha da yavaşlatmasının beklendiğini bildirdi.
Merkez bankalarının artan enflasyon endişeleriyle dünya genelinde şahinleşmeye devam ettiğini aktaran analistler, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) ise gelecek haftaki faiz kararında dünya genelinden güvercin tutumuyla ayrışmasının beklendiğini ifade etti.
Analistler, Fed'in Haziran 2022'de faiz artışına gideceğine yönelik piyasa beklentilerinin devam ettiğini hatırlatarak, ECB'nin gelecek yıl ekimde yüzde 60 ihtimalle faiz artışına gidebileceğinin öngörüldüğünü kaydetti.
Omicron varyantına ilişkin endişelerin azalması tahvil piyasalarında satış baskısını beraberinde getirirken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 13 baz puan artışla yüzde 1,48'e çıkarken, altının ons fiyatı yön arayışını sürdürerek haftayı yüzde 0,1 azalışla 1.782 dolardan tamamladı.
Brent petrolün varil fiyatı ise ekonomik toparlanmaya ilişkin endişelerin azalmasıyla bu hafta yüzde 6,9 artışla 74,7 dolara yükseldi.
ABD'de gözler Fed'e çevrildi
ABD'de New York borsası Omicron varyantındaki belirsizliklerin azalması ve beklentilere paralel gelen enflasyonla yükseliş eğiliminde hareket ederken, S&P 500 endeksi haftayı rekor seviyeden kapattı. Gelecek hafta ise çarşamba günü açıklanacak Fed'in faiz kararı ve devamında Fed Başkanı Powell'ın konuşmasıyla birlikte yoğun veri gündemi yatırımcıların odağında bulunuyor.
Fed'in faiz oranlarında değişikliğe gitmesi beklenmezken, varlık alım hızını bir miktar daha azaltması öngörülüyor. Karar sonrası Powell'ın açıklamalarının da Fed'in para politikası üzerinde ipuçları barındırması bekleniyor.
Öte yandan, hafta içinde ABD Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin video konferans yöntemiyle Ukrayna ile ilgili görüşürken, ABD'den yapılan açıklamada, Biden'ın, Putin'e Ukrayna'yı işgal etmeleri durumunda, ABD'nin Ukrayna'ya ve bölgedeki NATO müttefiklerine askeri desteğini artıracağını söylediği ifade edildi.
Makroekonomi veri tarafında ise ABD federal hükümetinin bütçe açığı, kasımda geçen yılın aynı ayına kıyasla yaklaşık yüzde 32 artarak 191 milyar dolar oldu.
Ülkede Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici güven endeksi ise aralıkta aylık 3 puan artışla 70,4 değerine çıkarak piyasa beklentilerini geride bıraktı.
Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 3,82 artışla rekor seviyeden kapanırken, Nasdaq endeksi yüzde 3,61 ve Dow Jones endeksi yüzde 4,02 değer kazandı.
13 Aralık ile başlayan haftanın veri takviminde, salı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), çarşamba New York Fed sanayi endeksi ile perakende satışlar, perşembe konut başlangıçları, inşaat izinleri, Philadelphia Fed imalat endeksi, sanayi üretimi, kapasite kullanımı ile imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri takip edilecek.
Avrupa'da sahne ECB ve BoE'nin
Avrupa'da Kovid-19 salgınında Omicron varyantı nedeniyle artan kısıtlamalar pay piyasalarındaki alıcılı seyri törpülese de Avrupa borsaları yükseliş eğiliminde hareket etti. Gelecek hafta ise gözler ECB ve İngiltere Merkez Bankası'nın faiz kararı ile ECB Başkanı Christine Lagarde'ın açıklamaları başta olmak üzere yoğun veri gündemine çevrildi.
Analistler, ECB ve BoE'nin faiz oranlarında değişikliğe gitmesinin beklenmediğini kaydederek, varlık alımlarına ilişkin politikaların ise çeşitlilik gösterebileceğini ifade etti.
Bankaların faiz kararı sonrası başkanların yapacakları açıklamaların önem arz ettiğini bildiren analistler, BoE'nin şubatta faiz artışına gitmesinin fiyatlandığını ve bu duruma yönelik ipuçlarının varlık fiyatlarında oynaklığı artırabileceğini belirtti.
Avrupa'da açıklanan makro ekonomik verilere göre Avro Bölgesi üçüncü çeyrekte çeyreklik bazda yüzde 2,2 büyürken, Almanya'da TÜFE yıllık yüzde 5,2 artarak beklentilere paralel gerçekleşti.
Avro, dolar karşısında haftayı yatay seyirle 1,1313'ten tamamladı.
Almanya'da DAX endeksi haftalık yüzde 2,99, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 2,38, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 3,34 ve İtalya'da MIB 30 endeksi ise yüzde 3 yükseldi.
Gelecek hafta, salı İngiltere'de işsizlik ve Avro Bölgesi'nde sanayi üretimi, çarşamba İngiltere'de TÜFE, perşembe bölge genelinde imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI ve cuma Almanya'da ÜFE ve Ifo iş ortamı güven endeksi ile Avro Bölgesi'nde TÜFE verileri takip edilecek.
Asya'da BoJ'un kararları öne çıkıyor
Asya'da küresel pay piyasalarına paralel Omicron varyantına ilişkin endişelerin pay piyasaları üzerinde etkisi sınırlı kalırken, gelecek hafta Japonya Merkez Bankası'nın (BoJ) politika kararları ve Çin'in 2022 politika kararlarının çerçevesi başta olmak üzere veri gündemi takip edilecek.
BoJ'un gelecek haftaki toplantıda politika faizinde değişikliğe gitmesi beklenmezken, destekleyici duruşun ve varlık alım hızının korunması bekleniyor.
Çin'de ise gelecek hafta 2022'nin politikaları gündemin odağına yerleşirken, bu sene büyüme odaklı politikaların uygulamaya alınacağı öngörülüyor.
Hafta içinde Çinli emlak devi Evergrande ve Kaisa borçlarını ödeyememesinin ardından temerrüde düşerken, Çin Merkez Bankası (PBoC) Başkanı Yi Gang durumun piyasa gerçekliği olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Öte yandan, Çinli politika yapıcılarının, ekonomiyi destekleyici adımları ön plana çıkaracaklarına ilişkin haber akışı sonrası PBoC zorunlu karşılık oranlarını 50 baz puan indirdiğini açıkladı.
Asya'da açıklanan makro ekonomik verilere göre Japonya üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 3,6 küçülürken, ÜFE yıllık yüzde 9 artışla beklentilerin üzerinde yükseldi.
Çin'de ise yıllık enflasyon kasımda yüzde 2,3'e çıksa da yüzde 2,5 düzeyindeki beklentilerin altında kalırken, ÜFE yıllık artışı yüzde 12,9 ile tahminleri aştı.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,46, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,63, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,96 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,41 değer kazandı.
13 Aralık ile başlayan haftanın veri takviminde, salı Japonya'da kapasite kullanımı ve sanayi üretimi, çarşamba Çin'de perakende satışlar ve sanatyi üretimi ve perşembe Japonya'da dış ticaret dengesi verileri takip edilecek.
Yurt içinde gözler TCMB'ye çevrildi
Yurt içinde, Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, bu haftayla birlikte 9 hafta üst üste yükselirken, haftalık kapanış rekorunu da geliştirdi. Gelecek hafta yurt içinde pazartesi ödemeler dengesi istatistikleri ve sanayi üretimi ile perşembe Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararı yatırımcıların odağında olacak.
AA Finans'ın beklenti anketlerine katılan ekonomistler, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının (politika faizi) 100 baz puan indirilerek yüzde 14'e çekileceğini tahmin ediyor.
Cari işlemler hesabının ekimde 2 milyar 320 milyon dolar fazla vermesini öngören ekonomistler, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin de ekimde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,26 artmasını bekliyor.
Bu hafta açıklanan makro ekonomik verilere göre, Türkiye'de işsizlik yüzde 11,2'ye gerilerken, TCMB'nin Piyasa Katılımcıları Anketi'ne göre, yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 23,85 oldu.
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi yükselişini dokuzuncu haftaya taşıyarak haftalık bazda yüzde 6,55 artışla tüm zamanların en yüksek kapanış seviyesi olan 2.035,48 puana çıktı. Analistler, teknik açıdan 2.070 puanın direnç, 1.970 puanın ise destek olarak öne çıktığını kaydetti.
Dolar/TL de 13,9597 ile tarihi zirvesini görmesinin ardından haftayı yüzde 1,25 yükselişle haftalık kapanış rekoru olan 13,8798'den kapattı.
Gelecek hafta yurt içinde, salı konut satışları, çarşamba bütçe dengesi ve perşembe konut fiyat endeksi verileri takip edilecek.
Öte yandan, piyasalar kapandıktan sonra yapılan açıklamada, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), Türkiye'nin döviz cinsinden kredi notunu "B+" ve yerel para birimi cinsinden kredi notunu "BB-" olarak teyit edilirken, ülkenin kredi notu görünümünün ise "durağan"dan "negatif"e çevrildiği kaydedildi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.