Orhan Selen
KÜRT SORUNU YOK SAYILAMAZ
Türkiye de bir Kürt sorunu vardır.
Bir de PKK sorunu vardır.
Bazı çok akıllılar Kürt sorunu ile PKK sorunun ilişkisi olmadığını söylüyorlar.
O zaman PKK’lılar Çinlilerden mi oluşuyor.
Başka akıllılar da tüm Kürtleri PKK’lı olarak görüyor.
İkisi de yanlıştır.
Erdoğan ilk iktidar dönemlerinde Kürt sorununa değinmiş ancak karşısında kendisine savaş ilan eden bir muhalefet bulmuştu.
Kürt açılımı söylemiyle olayın farklı boyutlara taşınacağını sandığında bir kez daha yanıldığını gördü.
O zaman “Kürt sorunu yoktur” diye yırtınanlar, sonra da “Kürt açılımı” olamaz diye bağırdılar
Erdoğan da içinde olmak üzere tümünün anlamadığı bir durum var:
“Bu kadar önemli ve tehlikeli bir konu siyaset malzemesi yapılamaz”
ABD ve AB Kürt açılımı isteyebilir.
Bu yolda baskı da yapabilir.
İstemek ve baskı uygulamak onların kendi hesaplarıdır.
Onların hesapları varsa Türkiye’nin de kendi hesabı olmalıdır.
Kürt sorunu, Kurtuluş Savaşı yıllarından başlayarak ülkemizin beyin tümörü haline dönüşmüştür.
Türkiye’yi işgalden kurtarmak için halkın canını ortaya koyduğu yıllarda Kürt aşiretleri peş peşe isyan ediyorlar.
Milli Aşireti, Cemil Çeto, Koçkiri ayaklanmaları Kurtuluş Savaşı döneminin baş ağrılarıydı..
Cumhuriyet kurulduktan sonra Şeyh Sait ayaklanması Kerkük ve Musul’un elimizden kayıp gitmesine neden oldu.
Son 45 yılda ise Kawa, Rizgari ve PKK ortaya çıktı.
Türkiye’yi yönetenler “Kürt sorunu” vardır diyeni işkenceden geçirip cezaevine atarak konuyu yok sayma yolunu seçtiler.
PKK 30 binden fazla insanın ölümü dışında Güneydoğu’yu yeniden kuracak kadar paranın yitirilmesinden de sorumludur.
Nedir ki, PKK’yı suçlayarak da sonuca ulaşılmaz.
PKK’nın belirlediği bir amacı var.
Son günlerde “Türkiye’yi bölmek gibi” bir amaçları olmadığını söyleseler de, tüm Kürt örgütlerinin son amacı “Kürdistan” adını verdikleri bölgede bağımsız devlet kurmaktır.
Kürdistan Türkiye, İran ve Irak’tan toprak koparılarak kurulmak isteniyor.
Irak ABD’nin yardımıyla bölündü.
Suriye’de aynı senaryo sahnelendi.
İran buna izin vermeyecektir.
Türkiye ise bıçağın keskin ucunda yürüyor.
Kürt sorunu önem ve tehlikesini sürdürürken, varlığı, yokluğu tartışılıyor.
Bir bünyede kanser varsa, olmadığını koro halinde bağırarak hastalık ortadan kaldırılamaz.
Tek başına bu sorunu çözmeye kalkmakta yanlıştır.
İşte bu nedenle “Kürt açılımı” yanlış ve hatalı bir çıkıştı.
AKP başından beri Kürt sorunun varlığını yadsımıyor.
Eğer konuyu siyasi malzemeye dönüştürmeye çalışmasalar tarihe geçecekler.
Türkiye’ye çok ciddi bir demokratik açılım gereklidir.
Kürt Çalıştayları ile ancak bölünmeye giden yoldaki engeller temizlenir.
Öncelikle AKP CHP ve MHP bir araya gelerek demokrasi yolundaki duvarlar yıkılmalıdır.
Uygulanan seçim barajını kaldırmakla işe başlayabilirler.
Ankara’da konuşlanmış askeri birliklerin büyük bölümü Güneydoğu’ya kaydırılarak bölgenin ekonomisi canlandırılır.
Kürt sorunu hafife alınarak ve yok sayılarak çözülemez.
Çözüm Tüm ülkeyi kapsamalıdır.
Türkiye demokratik, hukuk, eğitim ve dengeli gelir dağılımı açılımı bekliyor.
Son 20 yılda görüldü ki var olan sistem çözülmüş ve yer yer çürümüştür.
Türkiye’nin huzura kavuşması ve Türk-Kürt kardeşliğin oluşması için yeni siyasi oluşumlar gereklidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.