Sadullah Özcan
Meclis’in itibarı ve siyasetin geleceği
Anlaşılana kadar yazmaya devam edeceğim. TBMM’nin itibarı kazanılana kadar Türkiye’de siyaset düzlüğe çıkmasının imkanı yoktur.
Bir taraftan MHP bir taraftan AK Parti yeni Anayasa taslakları hazırlamış. İYİ Parti, CHP ve HDP’nin ise hazırladıkları Anayasa taslağının tartışmasını 3-5 ay önce yaşadık. 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması halinde HDP’nin desteğinin sağlanmasına yönelik pazarlık Anayasası.
Şimdide muhalefetin Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş Anayasası. Hepsinin ortak noktası halktan uzak halk için bir Anayasa çalışması olması. Benim gözümde halkın baştan itibaren dahil olmadığı hiç bir hazırlığın değeri yoktur. Çöptür.
İster MHP ister AK Parti ister CHP ister İYİ Parti olsun kapalı kapılar ardında milletten gizli, karanlık mahfillerde yapılan çalışmalar dayatmadan öteye geçemez. Bu millete dar gelir. Milletten kopuk o mahfillerin kalıplarını aşamaz.
Eğer gerçekten ciddi bir Anayasa düşünülüyorsa daha adı anılır anılmaz milletle bütünleşik, her kelimesinin milletin onayından geçen bir çalışma olması kaçınılmazdır. Düşünülen her kelime , kurulan her cümlenin millette karşılığı ölçülmelidir. Yoksa bir grup toplantısında metin yazarının gündemi doldurmak üzere koyduğu cümlelerle yeni anayasa taslağı şeklinde ortaya çıkan hiçbir metin milletin nazarında itibar görmez.
Şu an iktidarın ve muhalefetin dilinde yeni Anayasa çalışmaları olmasına rağmen halkta bir karşılık bulamamasının nedeni budur.
Kaç kez yazdım bilmiyorum. Sayısını unuttum. Meclis Başkanı Sayın Şentop’a da sundum. Meclis’te bazı Komisyon başkanlarına ve muhalefet grup başkan vekillerine de taktim ettim. TBMM’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uygun yeniden yapılandırılmasına yönelik benzeri önerilerin hayata geçmesi zorunludur.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrası TBMM’de yeniden yapılandırma yapılmadığından şu an için Meclis’in itibarı ve milletvekillerine milletin bakışı giderek eksiye düşmektedir. Yaptığım saha çalışmalarında milletvekillerinin itibarları %85 düzeyde olumsuza düşmüştür.
Geldiğimiz noktada siyaset kurumunun geleceği ne milletten gizlenerek yapılan anayasa çalışmaları ne de yeni kadrolardır. Önümüzdeki dönemde siyasetin geleceği Meclis’in itibarını yeniden kazanmasına bağlıdır.
Meclis’in itibarını yeniden kazanabilmesi ise asli görevlerini yerine getirmesine ve asli görevini yerine getirmesini sağlayacak yeniden yapılandırmasından geçmektedir.
Bugün siyaset kurumlarını temsil edenlerin ister yeni anayasa ister güçlendirilmiş parlamenter sistemdeki samimiyetlerinin göstergesi Meclis’in itibarının iadesinden geçmektedir.
Bu konuda çalışma yapmayanların siyasette başarı imkansız ve siyasette gelecekleri karanlıktır.
Kalın sağlıcakla...