Medyada Kadın Cinayetlerinin Ele Alınışına Eleştirel Bilimsel Bir Bakış

Medyada Kadın Cinayetlerinin Ele Alınışına Eleştirel Bilimsel Bir Bakış

Gün geçmiyor ki yazılı ve görsel medyada kadın cinayetleri haberlerine rastlanmasın! Özellikle görsel medyada daha ilk haber olarak kadın cinayetlerine yer verilmektedir.

Gün geçmiyor ki yazılı ve görsel medyada kadın cinayetleri haberlerine rastlanmasın! Özellikle görsel medyada daha ilk haber olarak kadın cinayetlerine yer verilmektedir. Bu haberler bir taraftan kamuoyunu bilgilendirme amacı taşırken bir yandan da sosyal öğrenmelere neden olmaktadır.

Bu intiharlarla ilgili haberlerin kitle iletişim araçlarında nasıl gösterildiğine çok benzemektedir. Avusturya Viyana’da intiharlar sosyal medyada yöntem ve nerede gerçekleştiği gibi haberler üzerine 1950’li yılların öncesinde dramatik olarak artınca medya yönergelerinin uygulanmasının, intiharlarda azalmaya yol açtığı bilinmektedir. İntiharlarla ilgili medyada vurgulanan yöntemler başkalarına içinde bulunmak için itici güç sağlar. Aynı şey kadın cinayetleri için de geçerlidir. Bireyler bu tür haberleri medyada duydukça “O yapabiliyor, demek ki yapılabiliyormuş, ben de yapabilirim!” diye zihinsel bir süreç başlamakta ve kişiler bu tür eylemleri gerçekleştirmek üzere planlar yapmakta ve gerçekleştirmektedir.

Bu kişiler bir nevi kadınları öldürerek güç sağlamaktadırlar. Psikolojik olarak yaşadığı güçsüzlüğünü bu eylem ile kapatmaya çalışmaktadırlar. Bu durum kişinin ceza alacağı ve kendini de intiharla öldüreceği durumlar için de geçerlidir. Bu kişilerin yetersizlik duygusunun yüksek olmasına bağlı olarak “Nasıl olsa canıma kıyacağım. Öyle bir şey yapayım ki, arkamdan konuşturayım” diye düşünerek kadın cinayetleri gerçekleştirmektedirler. Gerçekten de kendileri hakkında konuşturmaktadırlar.

” Olumsuz ilgi de ilgidir.” durumu ile bu kişiler ölseler dahi günlerce hem görsel hem yazılı hem de basılı medyayı meşgul ederek kendileri hakkında konuşturmaktadırlar. Çifte cinayet dediğimiz kişinin bir kişiyi öldürdükten sonra intihar ederek canına kıyması durumunda da kişi daha bu olayı planlarken “Benimle ilgili konuşacaklar, ben görmesem, duymasam da olur, ama medya mutlaka buna yer verecek.” düşüncesi ile eylemleri gerçekleştirmektedirler.

Aslında biz bu duruma Münevver cinayetinin medyada aktarılmasından sonra benzer tarzda cinayetlerin gerçekleşmesinden de biliyoruz. Tıpkı Münevver cinayeti, tıpkı intihar haberleri, tıpkı diğer kadın cinayetleri haberleri verildikçe toplumda bu cinayetlerin sayısı artacaktır. O nedenle medyanın bir an önce bu konuda eğitilmesi, habercilikte bu tür haberleri verirken intihar haberleri verirken ki gibi uygulanacak yönergeler konulması ve uyulması gerekmektedir.

Medyanın cinayet haberlerini ilk haber olarak vermesinden tutalım, arka arkaya vermesinin sosyal öğrenme oluşturduğu, bazı kişilerin bunu model olarak alıp gerçekleştirebileceği gerçeğinin unutmamaları gerektiğini hatırlatarak medyayı bu konuda duyarlılığa davet ediyorum.

Prof. Dr. Hatice DEMİRBAŞ

Adli Bilimciler Derneği Adli Psikoloji Komisyonu Başkanı

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü

Adli Psikoloji ABD Başkanı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler