MEMLEKETİMİN AHVALİ ÜSTÜNE
Erkan Sevinç'in yeni yazısı...
Uzun tatil günlerinin sonuna yaklaştık. 9 gün tatil boyunca yine Bodrum,Çeşme gibi popüler mekanlardaki fişleri, Yunan adalarına kaçışları, araç kuyruklarını, trafik kazalarını, yangınları konuştuk. Ay başını bile getirmekte zorlanan nerdeyse nüfusun %80 i aşırı sıcaklara rağmen yaşadıkları yerlerde geçirdiler tatillerini. Klima alacak kadar parası olmayanlar vantilatörlere hücum etti. Kapı pencereler açıldı ama yaprak kıpırdamadı. Sular kesik değilse sık sık soğuk duşlar yapıldı. Tabii her türlü sinek, sivrisinek, börtü, böcek te eksik olmadı evlerden. Tek teselli millilerimizin elde ettiği başarılar oldu.
Memleketimin özetle ahvali böyle. Ahval olaylar, durumlar, haller, vaziyetler ve davranışlar olarak ifade edilir. Ahval kelimesinin kökeninin, Farsça veya Arapça olduğu belirtiliyor. Herhangi bir durumun veya olayın ne halde olduğunu belirten bir kelime..
Pazartesi olunca faturalar yağmur gibi yağmaya başlayacak. Tuzu kuru olanlara değil evine ekmek götürmenin hesabında olanlara allah kolaylık versin. Ekonomik çaresizlikler cinayetlere, hırsızlıklara da ister istemez kapı açıyor. Kıssadan hisse bir hikaye…
Fakir vatandaş aç ve bitkindir, allahın sıcağında umutsuzca, çaresizlik ve açlık içerisinde dolanır, dayanamaz ve kendisini tutamaz bir bahçeden meyve çalar. Adamı yakalarlar cezalandırmak üzere ülkenin her şeyden sorumlu ve yetkili olan tek adamına getirirler. Vatandaş “çok çaresiz ve açtım ölmek üzereydim, dayanamadım bu yüzden çaldım beni af edin. Şayet beni af ederseniz size büyük bir hediyem olacaktır” der.
Tek adam Sultan dudak bükerek; “senin gibi bir fakirde ne olabilir!” diye sorunca hırsız avucunda sıkı sıkıya tuttuğu çekirdeği göstererek, “bu çekirdeği ekerseniz altın meyve veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz.”
“Öyleyse elindeki tohumu ek o zaman altın meyveleri görünce seni af ederim.”der Sultan.
Hırsız “Bu tohumu benim ekmem mümkün değildir, çünkü ben hırsızım bu tohum sihirlidir. Ömründe hiç hırsızlık yapmamış, başkalarına haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterecektir, aksi takdirde o tohum onu ekeni zehirler. Bu tohumu sadece siz ekebilirsiniz” der.
Sultan irkilir suratı asılır, sonrasında toparlanır; “ben Sultanım bahçıvan değilim o tohumu bakanlara verelim, eksinler.” der.
Yoksul adam çekirdeği bakanlara uzatır. Bakanlar Sultan’a dönerler, itiraz ederler. “Biz ekim ve dikim konusunda beceriksiziz, tohumları hazinenin başındaki kişi eksin” derler de herkes tohumu ekme görevinden kaçınır.
Sultan, bakanlar, müdürler ceplerinden birer altın çıkarırlar “altın bizde var zaten “diyerek vatandaşa atarlar !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.