C.Eren ÇELİK

AB ORDUSU tartışmaları,ülkelerin döviz rezervlerinde yaşanan artışlar ve Avrupa'da yükselen milliyetçilik akımı...

İlk bakışta bu 3 konu başlığı bir bütünsellik içermese de aslında çok önemli bir konunun ortak bileşenleri olarak karşımıza çıkmakta.

AB ORDUSU tartışmasının gündemi işgal ettiği son günlerde aslına bakacak olursanız bu tartışmanın neden şimdi alevlendiği sorulsa da aslında AB ORDUSU kurulması fikri yeni değil.Fikir 2000'li yılların ortasından itibaren ortaya atılsa da bir türlü başarılamamış ve aslına bakılırsa AB'nin küresel bir aktör olamamasının da başlıca sebebi olmulştu bu başarısızlık.

Ancak bu kez gerek Fransa gerekse Almanya bu konuda çok ciddi ve kararlı görünüyor,peki neden şimdi?

İşte bu sorunun cevabına bakmak ve önümüzdeki süreçte Dünya'yı bekleyen olası tehlikeyi daha net görmek için ALTININ İZİNİ süreceğiz...

"Neden?" diye soracakm olursanız altın kaotik ve savaş dönemlerinin yatırım aracıdır.Bu bağlamda Dünya üzerinde yeniden karılan siyasal kartlar dağıtılırken önemli aktörlerin altın rezervlerindeki hareketliliğe dikkatlice bakmak gerekmekte...

Rusya'dan başlayalım incelemeye...

Rus Merkez Bankası'nın uluslararası rezervlerindeki altın miktarı şu anda 1.800 tonun üzerinde. Buna göre, Rusya altın rezervleri bakımından dünyada altıncı sırada. 10 yıl önce Rusya'nın uluslararası altın rezervlerindeki payı yüzde 3'tü. Ancak son yıllarda Merkez Bankası'nın rezervlerini arttırması ile bu oran yüzde 17'ye ulaştı.

Şimdi de Çin'e bakalım...

2000 yılında 395 ton olan Çin’in resmi altın rezervleri 2017 sonunda 1842,6 tona ulaştı, Çin en fazla altın rezervi olan beşinci ülke konumuna yükseldi. 

İran elindeki altın rezervini resmi olarak açıklamasa da kendisine uygulanan ambargolar nedeni ile İran ile gerçekleşen ticarette İran'a yapılan ödemelerin büyük bölümünün altınla yapıldığı da,İran'ın Dünya piyasalarından altın topladığı da bilinen bir gerçek.O nedenle son 10 yıol içerisinde İran'ın altın rezervlerinde de ciddi artış yaşandığını tahmin etmek hiç de zor değil.

Evet RUSYA-ÇİN-İRAN stratejikm ortaklığının sadece kağıt üzerinde kalmadığını bu 3 ülkenin tabir yerindeyse piyasalardan çok ciddi miktarda altın aldıklarını görüyoruz...

Öte yandan özellikle son dönemde ABD kadar Rusya ile de yakın ilişkiler kurmaya çalışan Türkiye'nin de son yıllarda altın rezervini arttırarak ilk 20 ülke arasına girdiğini gözlemliyoruz.

Ve AB'nin kalbi Almanya...

AB ORDUSU kurulması konusunda Fransa'ya tam destek veren Almanya bir yandan da yurtdışında bulunan altın stoklarını dahi Almanya'ya çekiyor...

Bu çerçevede yurt dışında bulunan tüm altınlarını 2020 yılına kadar Almanya merkez bankası Bundesbank kasalarına transfer etme planını hayata geçiren Almanya 2016 yılında 216 ton altınını, yurt dışındaki depolama alanlarından Frankfurt’a taşındı. New York’tan 111 ve Paris’ten de 105 ton altın Almanya'ya  transfer edildi.

Öte yandan Avrupa'da yükselen milliyetçilik dalgasının karakteristiğine bakıldığında ırkçılık temelli değil,kültürel temelli bir milliyetçilik akımının yükseldiğini söylemek mümkün.Avrupa'da başta Müslümanlar olmak üzere Avrupa kültürel ve dini değerlerine uymayan kitleler üzerinden yükselen bir "kÜLTÜREL MİLLİYETÇİLİK" söz konusu ve bu kitleler hızla "Ötekileştirilirken" Avrupa değerlerine sahip çıkma vurgusu giderek güçleniyor.Bu güçlenen akımın bir diğer önemli özelliği de ABD'yi güvenilir bir müttefik olarak görmek bir yana yer yer tehdit algıları içerisinde görüyor oluşu.

Peki ya İngiltere bu konumlanmada nerede?

İngiltere finansın merkezi... Ve AB ORDUSU tartışmalarını başlatan Macron Londra'daki "KÜRESEL FİNANS BARONLARININ" desteklediği isim... Yani İngiltere BREXİT yolu ile AB'den çıkarken bir yandan Macron eli ile AB'yi dizayn etmeye devam ediyor.

Ve AB'den çıkacağı için olası bir savaş durumunda klasik müttefiki ABD'nin yanında da yer alabilir,AB tarafına da destek olabilir yahut tarafsızlığını da koruyabilir durumda elini rahatlatmış oluyor.

Ortaya çıkan tabloda önümüzde çok da uzun olmayan bir süreçte Dünya'nın ABD-RUSYA-ÇİN-İRAN bloğu ve AB bloğu olmak üzere 3 ana küresel kutubun Doğu Akdeniz ve Ortadoğu eksenli bir güç savaşına sahne olacağını ve her kutubun da savaş zamanın finansman aracı altın depoladıklarını bir yerde "mühimmat takviyesi" yaptığını söylemek mümkün.

İşte tüm bunları birleştirdiğimizde önümüzdeki süreçte bir sıcak savaş ihtimalinin hiç de imkansız olmadığını söylemek mümkün.

Zira "ALTININ İZLERİ SAVAŞA ÇIKIYOR"...