Alp Kırıkkanat
NATO Liderler Zirvesi ve Çin
03-05 Aralık 2019 tarihleri arasında Londra’da yapılan NATO Liderler Zirvesi’nde çıkan sonuçlar; ülkemizde, doğal olarak, zirve öncesi ileri sürülen şartlar ve sonrasında oluşan farklı neticeler bağlamında tartışılmaya başlanmıştır. Türkiye toplantı öncesinde, YPG'nin terör örgütü olarak tanınması karşılığında; Rusya’ya karşı hazırlanan Baltık savunma planını onaylayacağı şartını ileri sürmüştür. Ancak, zirve sonrası görüldü ki ülkemiz söz konusu planı onaylamış olmasına rağmen ittifak, YPG’yi bir terörist örgüt olarak ilan etmemiştir. Akabinde, resmi makamlar tarafından, planın onaylanmasının bir taviz değil, bir jest olduğu ya da müttefikler tarafından Türkiye’nin terörizm karşısında yalnız bırakıldığı yönünde farklı açıklamalar yapılmıştır. Diğer yandan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO müttefikleri arasında YPG'nin nasıl tanımlanacağı konusunda farklı görüşler olduğunu ve konunun müttefikler arasında ele alındığını ancak, zirve müzakerelerinde özel olarak bu konuya değinilmediğini ifade etmektedir.
Dışarıdan bakan biri olarak, zirve sonrasında açıklanan sonuç bildirgesinin, malumun ilamı olabilecek birçok hususu kapsadığını ve bunun, ittifakın bir arada tutulmasını sağlamayı hedefleyen bir çaba olabileceğini düşünüyorum. Bir kısım yurtiçi açık kaynaklarda, Türkiye’nin bu zirveden istediği neticeyi alamadığı yönünde değerlendirmeler yapılsa da esasen bunun, şimdilik, fazla bir öneminin olmadığı kanaatindeyim. Neden mi?
Zirve sonuç bildirgesinin en önemli maddesi, şahsi düşüncemdir, Çin’in artan etkisinin ve uluslararası politikalarının, ittifakın bir bütünlük içinde cevap vermesi gereken fırsatlar ve zorluklar yarattığına dair görüş bildiren kısmıydı. Peki NATO, klasik düşman Rusya’nın haricinde Çin’i neden gözlem altına almak istemektedir? Dünyanın geçirdiği değişim kapsamında, NATO’nun da değişmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu değişim içinde Çin’in önemli bir yer tuttuğu anlaşılmaktadır. Bildirgede Çin’le ilgili cümlede geçen ‘‘…fırsatlar…’’ ifadesi ekonomik vesilelerin, ‘‘…zorluklar…’’ ifadesiyle de Çin’in silahlanması ve bunun kontrol altına alınması konuları gündeme getirilmek istenmiş olabilir. O takdirde NATO, her bir üye ülkenin farklı saiklerle ilişki kurduğu Çin’e dair fırsatlara ve zorluklara bir bütünlük içerisinde nasıl bir karşılık verebilecektir?
Örneğin, Estonya, Letonya ve Litvanya’nın yanı sıra Rus tehdidine karşı Baltık planına konu olan Polonya; 2015 yılında Bir Kuşak Bir Yol Projesi kapsamında, Çin’le bir mutabakat muhtırası imzalamıştır. 2016 yılından itibaren Çin, Polonya’yla kapsamlı bir stratejik ortaklığı hedeflemiştir. Bir kısım açık kaynaklarda, her iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2018 yılı itibarıyla takriben 24,5 milyar dolara ulaştığı belirtilmektedir.
Bir diğer örnek ise ittifak üyesi Norveç’tir. 09-12 Eylül 2019 tarihleri arasında Çin ve Norveç arasında Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında 16.ıncı tur görüşmeler yapıldı. 2008’den bu yana yapılan görüşmelerin olumlu geçtiği belirtilmektedir. Mal, hizmet, menşei kuralları, iyileştirme, çevre, yasal konular, uyuşmazlık çözümü, rekabet politikası, kamu alımları, e-ticaret ve kurumsal şartlar gibi konuların geniş kapsamlı olarak ele alındığı açık kaynaklara yansımıştır. Ancak diğer yandan Norveç hükümeti, bu anlaşmanın olası getirileriyle, kamuoyunun Çin’in insan hakları ihlalleri karşısındaki hassasiyeti arasında bir denge kurmayı dikkate alacak bir duruşun arayışı içerisindedir.
Bununla birlikte Çin, 70 ülkeyi içine alan Bir Kuşak Bir Yol Projesi kapsamında; ucuz üretim ve ucuz lojistik hedefiyle birçok ülkeyle iş birliği içine girmeyi başarmıştır. Proje, kara, deniz ve tren yolunu baz alan bir ulaştırma ve lojistik sistemini öngörmektedir. Bu anlamda, diğer ulaştırma hatlarının yanı sıra; Kuzey kutbundaki Rus kıyılarına hamilen, Şangay ve Vladivostok limanlarından Batı Avrupa kıyılarına kadar uzanan deniz ulaştırma yollarının da açık tutulması arzu edilmektedir.
Diğer yandan, Rus-Çin ekonomik ortaklığının Uzak Doğu’da çok farklı bir hale geldiği görülebilir. Örneğin, Rus Vladivostok serbest limanı ve limanının kuzeybatısına 150 km uzaklıkta olan Çin’in Heilongjiang şehrindeki serbest bölge alanı, bütünsel bir sistem olarak örnek bir liman ve lojistik merkezi oluşturmaktadırlar. Bu, Çin için alışagelmiş örneklerden sadece biridir.
Son dönemdeki bazı araştırmalarda, Çin’in kendi içindeki üretiminde bir doyum noktasına ulaştığı, netice itibarıyla, pazarda üretim modeline dönmeye uğraş verdiği gibi iddialı yorumlar da yapılmaktadır. Bu, örneğin, Çin’in Avrupa’ya yerleşmesi demek olabilir. Bütün bu örnekler dikkate alındığında, siyasal ve ekonomik açıdan; çok çabuk değişkenlik arz edebilen küresel yeni bir oynak ortam içerisine girildiğini görebiliriz. Birçok ülkenin Çin’e karşı görülen ekonomik yakınlaşma ve/veya bağımlılık istidadı, onunla ticaret savaşı yürüten ABD’yi endişelendirmeye başlamıştır. Ancak, örneğimizde yer alan Norveç ve Polonya benzeri Çin’le ekonomik ilişkiler içine giren bir kısım batı ülkeleri, Rusya’yı birincil derecede askeri tehdit olarak görmektedirler.
Diğer yandan son dönemde, Çin donanmasının Rus’larla birlikte kutup bölgelerinde, Baltık Denizi’nde ve Pasifikte tatbikatlar yaptığı da bilinmektedir. Çin ve Rusya, askeri yönden birlikte ele alındığında ise; NATO’nun bu kapsamda, hareket serbestisinin kısıtlı kalabileceği değerlendirilebilir.
ABD, bu kaygıları azaltabilmek maksadıyla; planladığı tatbikatların çapını büyütmeye başlamıştır. Örneğin, Nisan-Mayıs 2020 döneminde 19 NATO üyesi ülkenin; Merkezi ve Doğu Avrupa ile Gürcistan’da, toplam 37 bin kişiyle iştirak edeceği ‘‘Defender-Europe 20’’ tatbikatının, son 25 yılın en büyük tatbikatlarından biri olacağı ifade edilmektedir. ABD, bu tatbikata 20 bin askeri ile katılacaktır.
Bu zirvede bir kısım müttefik ülkeler, önceledikleri Rus tehdidini dikkate alarak, Çin’i bir gündem maddesi yapmak suretiyle, Çin’le kurdukları ilişkilerin bir ekonomi-güvenlik dengesinin oluşturulmasına yardımcı olabilecek şekilde ittifakın katkısını ve garantisini temin etme yolunu seçmiş olabilirler. Peki bu nasıl olabilir? Zirve öncesi önemli bir yabancı açık kaynakta, NATO-Çin Konseyi’nin kurulması salık verilmiştir. Zirve sonrası yapılan açıklamada, Çin’in artan etkisinin ve uluslararası politikalarının yarattığı fırsatlar ve zorluklardan bahsedilmekteydi. NATO’nun, bir bütünlük içerisinde kontrol edebileceği bir konseyde Çin dizginlenebilir mi? Bunun, konsey modeliyle çözümlenebilmesi; öncelikle, bu konuda üye ülkelerin fikirsel bir bütünlüğü sağlayabilmesine ve özellikle ABD’nin bu konuda göstereceği tavra bağlı gözükmektedir. Üstelik, daha önceki NATO-Rusya Konseyinin de çok başarılı bir örnek olduğunu söyleyemeyiz.
Çin’in artan etkisinin yarattığı fırsatlara ve zorluklara karşı, NATO’nun bütünlük içinde bir duruş sergileyebilmesinin, ittifakın öncelikle Afganistan misyonunda yer alan perspektifindeki olası değişimlere bağlı olabileceğini düşünüyorum. İttifak tarafından, Çin’le ilk adım belki bu şekilde atılabilir. NATO’nun coğrafi olarak Çin’e en yakın durduğu yer, Afganistan. Çin’in Afgan hükümetiyle bakır ve demir madeni çıkarma ile kara yolları inşa etme konusunda anlaştığı yönünde açık bilgiler var. Diğer yandan, Bir Kuşak Bir Yol Projesinin başarılı olması, diğer aktörlerin yanı sıra, bu anlamda NATO’nun Afganistan’daki güvenlik stratejilerinin başarısına da bağlı olduğu şeklinde düşünülebilir. Bölgede sağlanacak huzur ve istikrar, hem Çin projesinin batıyla daha uyumlu hale gelmesine ve sadece bu rota itibarıyla projenin bir ayağının teknik açıdan kolaylaşmasına hem de uyuşturucunun Afganistan’dan Batıya sevkinin kontrol altına alınmasına neden olabilir. Uyuşturucu kaçakçılığına, kaynaktan müdahale edilmesi, YPG/PKK gibi terör örgütlerinin mali kaynaklarına sekte vurulmasına yol açabilecek bir durum da yaratabilir. Ancak, bir kısım aktörlerin bu durumu isteyip istemeyeceklerinden emin değilim. Çünkü, ABD ve Çin’in Taliban terör örgütüne bakışı ve yaklaşımları bu duruma engel olabilir. Çin açısından ABD’nin Afganistan’a yoğunlaşması, Pasifik’e yoğunlaşmasını önlemek anlamına gelebilir. Ancak Çin’in Afganistan’a olan ihtiyacı, ittifak tarafından zirve sonuçları kapsamında değerlendirilebilir diye düşünüyorum.
Netice itibarıyla, yabancı bir açık kaynakta yer aldığı şekliyle, Rusya’nın agresif tavırları, ABD yönetiminin tutarsızlıkları, Çin’in neden olduğu zorluklar ve istikrarsız bir AB ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu durumda NATO’nun beyin ölümü sahiden gerçekleşmiş olabilir mi? Şimdilik hayır. Ancak, Orta Doğu’da meydana gelebilecek olumsuz bir gelişme karşısında, NATO’nun çok daha zora girmesine neden olabilecek gelişmelerin ve üyeler arasında önemli ayrışmaların yaşanabileceği öngörülebilir. Bu kapsamda; ülkemize zarar veren PKK terör örgütünün bir uzantısı olan YPG’nin, müttefiklerce farklı tanımlanıyor oluşu; bu ayrışmalardan sadece en bilinenidir. Ancak, Lübnan, Ürdün, Suriye, Irak ve İran ile Afganistan’da yaşanan sorunlar ile Çin’le olan ilişkiler karşısında da birçok üye ülke farklı tavırlar sergilemektedir. Bu farklılıkların bir kısmı Doğu Akdeniz’de karşılaştığımız problemlerde de gözükmektedir. NATO’nun kendini yeniden tanımlaması ve bu kaotik yeni duruma adapte olabilmesi zor gözükmekle birlikte; zirve sonrası dillendirilen Çin’in sunduğu fırsat ve zorlukların bir çıkış yolu olup olmadığı da yakın bir zamanda anlaşılacaktır. Bu karışık ortamda, şimdilik, her devlet kendine göre avantajlı gördüğü uygun bir pozisyon alma yarışı içinde görülmektedir. Sabırlı, ancak gücümüzün sınırlarını da dikkate alacak şekilde, milli duruşumuzu devam ettirecek her türlü tedbiri almak zorunda olduğumuz bir dönemden geçmekteyiz.
Kaynaklar:
‘‘NATO Zirvesi: Türkiye ittifaktan YPG konusunda istediği desteği aldı mı?’’, BBC Türkçe, 05 Aralık 2019, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50679391 (07 Aralık 2019)
‘‘Çavuşoğlu'ndan NATO açıklaması: 'Türkiye taviz verdi' yorumları doğru değil’’, Sputniknews, 06 Aralık 2019,https://tr.sputniknews.com/turkiye/201912061040777760-cavusoglundan-nato-aciklamasi-turkiye-taviz-verdi-yorumlari-dogru-degil/ (07 Aralık 2019)
‘‘Türkiye engel olmadı, NATO Baltık planını kabul etti’’, Deutsche Welle Türkçe, 04 Aralık 2019, https://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiye-engel-olmad%C4%B1-nato-balt%C4%B1k-plan%C4%B1n%C4%B1-kabul-etti/a-51532473 (07 Aralık 2019)
‘‘NATO Liderler Zirvesi sona erdi... Türkiye'den sürpriz karar’’, Cumhuriyet Gazetesi, 04 Aralık 2019, http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1706185/nato-liderler-zirvesi-sona-erdi...-turkiyeden-surpriz-karar.html (07 Aralık 2019)
‘‘NATO bildirisinden Çin çıktı’’, Gazete Duvar, 05 Aralık 2019, https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2019/12/04/nato-bildirisinden-cin-cikti/ (07 Aralık 2019)
‘‘Çin-Polonya ilişkileri ‘kapsamlı stratejik ortaklığa’ yükseldi’’, AB Haber, 21 Haziran 2016, https://www.abhaber.com/cin-polonya-iliskileri-kapsamli-stratejik-ortakliga-yukseldi/ (07 Aralık 2019)
‘‘Interview: Poland, China benefit from friendly relations for 70 years, says expert’’, Xinhuanet, 13 Ekim 2019, http://www.xinhuanet.com/english/2019-10/13/c_138468781.htm (07 Aralık 2019)
‘‘China and Norway Hold the 16th Round of Negotiations of FTA’’, China FTA Network, 13 Eylül 2019, http://fta.mofcom.gov.cn/enarticle/ennorway/ennorwaynews/201909/41521_1.html (07 Aralık 2019)
‘‘Norway’s ‘Jens’ to calm NATO nerves’’, Views and News from Norway, 03 Aralık 2019, https://www.newsinenglish.no/2019/12/03/norways-jens-to-calm-nato-nerves/ (07 Aralık 2019)
‘‘Free Trade Zones Linking China, Russia & The Eurasian Economic Union’’, Silk Road Briefing, 25 Eylül 2019, https://www.silkroadbriefing.com/news/2019/09/25/free-trade-zones-linking-china-russia-eurasian-economic-union/ (07 Aralık 2019)
‘‘Sürekli değişen dünyada tedarik zinciri yönetimi’’, Youtube, 26 Mart 2018, https://www.youtube.com/watch?v=_jSMqYQbKpw (07 Aralık 2019)
‘‘Poland: More aligned to US than to European partners?’’, Deutsche Welle, 30 Ağustos 2019,
https://www.dw.com/en/poland-more-aligned-to-us-than-to-european-partners/a-50232484
(07 Aralık 2019)
‘‘Along The Russian Border, Norway Holds The Northern Line’’, Breaking Defense, 05 Aralık 2019,
https://breakingdefense.com/2019/12/along-the-russian-border-norway-holds-the-northern-line/?_ga=2.256343563.1610383769.1575569895-1723048948.1569089777 (07 Aralık 2019)
Kuo, Mercy, ‘‘NATO-China Council: Now is the Time’’, The Diplomat, 15 Ekim 2019, https://thediplomat.com/2019/10/nato-china-council-now-is-the-time/ (07 Aralık 2019)
Fuchs, Michael, ‘‘Nato is not braindead. But it does need a shot of adrenaline’’, The Guardian, 05 Aralık 2019, https://www.theguardian.com/commentisfree/2019/dec/05/nato-is-not-braindead-but-it-does-need-a-shot-of-adrenaline (07 Aralık 2019)
‘‘Bir Kuşak Bir Yol Projesi, Afganistan'da barışı zorunlu kılıyor’’, Dünya Bülteni, 08 Mayıs 2019, https://www.dunyabulteni.net/makale-yorum-1/bir-kusak-bir-yol-projesi-afganistan-da-barisi-zorunlu-kiliyor-h442053.html (08 Aralık 2019)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.