Nuray Başaran
Neler Oluyor Bize?
Bu başlığı ne yazık ki daha önce de kullandım. İnşallah bir daha kullanmak zorunda kalmam. Zira sık sık olanlara ya da gördüğüm resme baktığımda, ülkem için 'neler oluyor bize?' demeden kendimi alamıyorum.
Yıllardır içimizdeki 'terör' ve terör örgütleri ile mücadele ediyoruz. Zaman zaman terör örgütü adını verdiğimiz davalar açıyor. Toptan büyük bir çuval açıp suçlular ordusu yaratıp sonra toptan aklayabiliyoruz...Ya da terör örgütü yargılamalarında kriminal olabilecekleri dışarda bırakıp sapla samanı da ya da 'büyüklerimizin' deyimiyle at ile it izini karıştırabiliyoruz.
Bir gün çok iyi diyalogda olduğumuz hatta ailece ağırladığımız komşu cumhurbaşkanını ertesi gün düşman ilan edip kendimizi diyaloğa kapatıyoruz. Yine müttefikimize ua tam teslim ya da tam karşıt oluyoruz. Oysa dış politikada duygular değil çıkarlar ve kazançlar konuşulması gerekirken...
Bir gün komşumuzun uçağını düşürme emrini 'bizzat ben verdim' diyen bir başbakanımız varken, bir süre sonra onu 'azladip' savaşın eşiğinden döndüğümüz komşumuzun hava savunma sistemlerini almak için neredeyse ekonomik savaşa girmeyi göze alıyoruz. Zira s 400'e feda ettiğimiz F35'teki kaybımız 9 Milyar Dolar!
Daha önce de yazmıştım. Biz S 400 resti çekerken başta RUsya ve İsrail olmak üzere ABD ile arka bahçede bizim anlaşmamıza dahil olan yedek parça üretim işi için çoktan pazarlığa başlamıştı.
Ve olanlar oldu. F 35 anlaşması iptal! Bence bugün gelinen noktada en önemli olan Türkiye’nin 9 milyar dolar olan kaybı. Bunun telafisinin Rusya’dan talep etmek gerekiyor. Zira 900'ün üzerinde alt yüklenici iş kaybı yaşayacak.
Rusya’ya alım şartı olarak bunu bildirip bizzat Rusya tarafından yazılı teyit almak gerekiyor. Yoksa F35 ler gitti ama diğer tüm konularda işbirliği sürüyor.F35 lerde başka ülkelere kaydı.
Sonuç; S400 ler Türkiye ye satıldı. İleride Patriot lar da satılır. Ki son günlerdeki söylemler bu konuda olabilecekleri anlatıyor. Ama F35 ler başka ülkelere gitti. Türkiye 9 milyar dolarlık siparişi kaybetti.
İran daha 20 gün önce Erbil'de bölgedeki tüm Kürt guruplar ile toplandı. Hatta PKK uzantılarıyla bile...İki gün önce Erbil'de Osman Köse'ye planlı bir suikast yapıldı. Ardından Bitlis'te PKK roketli saldırı yaptı..Trabzon'de Kürdistan atkısıyla resim çektiren turistlere saldırdılar...
Tüm bunlar elbette tek tek birşey değil ama birlikte bakıldığında çok şey!!!
Bu da yetmezmiş gibi Düzce'de Temmuz sıcağında sel felaketi yaşadık. 4'ü çocuk 7 kişi kayıp!
Bu son 6 ayda yaşadığımız kaçıncı sel ve kaçıncı acı kaybımız? Elbette arşivlerde hepsi mevcut.
Görünen o ki alt yapı ve çarpık yapılaşmamız daha bir çok sel felaketi ve kayıp haberi yazmamıza neden olacak. Son 15 yıllık yerel yönetim karnemize bakınca , durum pek parlak görünmüyor. Belediye başkanlarımızın sınıfta kaldığı ortada.
Ben yazarken sıkıldım. Eminim siz de okurken. Bu olaylara daha bir çok ekleme yapabiliriz. Peki ama bize gerçekten neler oluyor? Bunlara kim dur diyecek?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.