Nuray Başaran yazdı: KAOS DÖNEMİ…
KAOS DÖNEMİ…
Olaylar hem çok hızlı gelişiyor. Hem de ne olacağı bilinmiyor. Hangi adım atıldığında, nereden ne ses geleceği büyük sürprizlere gebe. Bu nedenle de yakın gelecekte hiçbir şeyin kesin çözümü de görünmüyor.
Tüm bunlara paralel gelişen ya da geliştirilen pandeminin ikinci dalga sürprizleri ise insanlığı tehdit etmeye devam ediyor.
Bir yandan da hayat akıp gidiyor ve biz her gün yeni bir olay ve sürpriz ile uyanmaya devam ediyoruz.
Yunan adaları meselesinden, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere, terör örgütü PKK/YPG güdümündeki 'Suriye Demokratik Konseyi' temsilcilerinden İlham Ahmed başkanlığında bir grubun Rusya Federasyonu'na davet edilmesine, Hamas-İsrail barışının Katar tarafından organize edilmesi bugün karşımıza çıkan çıkmazlarımızdan ilk akla gelenler….
Ve her biri başlı başına büyük çaplı ele alınması gereken konular.
Peki hepsi aynı anda birbirinden bağımsız mı?
Değil.
Tesadüf mü?
Hiç değil…
Peki bundan sonra ne olur?
Henüz o da belli değil.
Bilinen tek gerçek; sanki her geçen gün konuların yanlış yönetimi ve ilişkilerin karmakarışık hali, bugün kar topu gibi büyümekte.
Neden mi böyle diyorum?
Mesela Hamas- İsrail Barışı konusundaki bilgilerimi sizinle paylaşayım.
Çok önemli kaynağım olayı şöyle anlatıyor:
İsrail’den bu konuda Türkiye’ye ilk teklif 2012 Aralık ayında gelmişti. ‘Gelin bizim Hamas ile barışımızı siz yapın, ekonomik olarak Türk firmaları Gazze’ye yerleşsin, Gazze’yi ikinci bir Singapore yapalım. Tüm mal girişleri Türkiye üzerinden olsun, yeşil hat kuralım. Enerji sizden olsun gibi çok sayıda teklif dönemin Gümrük ve Tekel Bakanı Hayati Yazıcı’ya dönemin İsrail Milli Güvenlik Danışmanı tarafından iletilmişti. Hayati Bey neden bu teklifi tuttu ? Erdoğan’a iletmedi veya kime iletti bilemiyorum. Bu soruyu Hayati Beye sormak gerekiyor. Şimdi bu çalışmanın mimarı çoktan Türkiye olacaktı.’
Evet bu sadece bir anekdot.
Bugün ihvan sevgisi ekibinden Katar ayrılırsa veya mesafe koyarsa ne olacak? Şaşıracak mıyız? Katar’dan gelen mali destek ile Libya’da sağlanan savunma araç ve gereçlerini kim finanse edecek?
Ve kaynağım devam ediyor:
‘Bütün bu soruların çok tartışılması ve Tayyip Bey’in çok doğru bilgilendirilmesi gerekiyor. 2012 Aralık ayında İsrail Milli Güvenlik Danışmanı ile Hayati Yazıcı arasındaki iletişimi sağlayan kişiler de belli o dönemde.
Bu arada İsrail o dönem ‘özür'ü Obama gelmeden halledelim, ‘Obama'nın bu konuda kredi almasını istemiyoruz ‘ demişti. Bu da iletildi. ‘Tazminat konusunda anlaşırız , oldu diye bakın’ denildi. Gazze konusunda da sözünü ettiğim ekonomik gelişmeleri , ‘Türkiye üzerinden yapalım, işi bitiren ve sonuçlandıran Türkiye olsun’ demişlerdi. Şimdi Türkiye neden bu konuda kredi ve ekonomiyi başkalarına kaptırıyor? Hayati Bey şu anda üzülmüyor mu? Ben şahsen çok üzülüyorum’
Evet bugün mücadele ettiğimiz sıkıntılar noktasında yukarıdaki kaynağımın söylediklerinden sonra, sorunların aynı anda bu noktaya neden geldiğine dönük bir hesabın da görülmesi gerekir diye düşünmeden edemiyor insan.
Öte yandan bilmediğimiz böyle farklı sebepler yoksa eğer, yaşadıklarımız için bugün diyeceğimiz ve avunacağımız tek cümle şudur:
Tek kutuplu dünya çok kutuplu dünyaya dönüşürken yaşadığımız sancılar bunlar…
Zira tek kutuplu dünyaya geçiş yaparken tek bir merkez olmayınca , herkesin alıştığı adeta bugüne kadar dünyanın 118 ‘i gibi olan ve sıkışınca başvurulan ABD, iç problemleri ve kendi seçimi ile meşgul. Yeni kutupların ise henüz aranabilecek yeni bir 118 numarası henüz yok. Bu nedenle de kaos her geçen gün artıyor ve daha da artacak demek yanlış olmaz.
Zira 3 Kasım’da yapılacak ABD seçimleri için de değişik sonuç senaryoları varken, -ki bu ayrı bir yazı konusu- yeni kaoslara ve yeni sıkıntılara hazır olmak durumundayız. Elbette bunun maliyetleri önemli olacak. İç politik dengelerimiz belki hızla değişebilecek ve yeni düzen 3 Kasım sonrasında yeniden kurulacak. Bu nedenle kaosu kimin nasıl yöneteceği yarınını belirleyecek.
Kaynak: KAOS DÖNEMİ… - Nuray Başaran
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.