Dervişe yoksulluk kaç gün sürer? demişler.

40 gün, demiş.

Peki 40 gün sonra yoksulluk biter mi, demişler.

Hayır, yoksulluğa 40 günde alışırsınız, demiş.

Pandeminin toplumlarda aşırı gel-git oluşturduğu kimi şeylere karşı ifrat derecede hassas olan ama bazı şeylere karşı da tefrit derecede duyarsız olan iki uçurumu gözlüyoruz.

1346’da baş gösteren hıyarcıklı veba ya da kara veba 150-200 yıl arasında derin etkiler göstermiş… Toplumla birlikte hekimlerin ve dönemin tıbbının umarsızlık teknesinde pusulasız yolculuğa çıktığı bilinmezlikler sarmalında dünya nüfusunun yarısından fazlasını kaybetmenin sonsuz şaşkınlığı yaşanıyordu.

Bu dehşeti yaşayan Giovanni Boccaccio pusulasız toplum için şöyle diyordu:

“Bazıları bu dehşet verici uğursuzluğu savuşturmanın şaşmaz yolunun kendini içkiye vurmak, hayatın doyasıya tadını çıkarmak, şarkı söyleyip alem yapmak, her fırsatta tüm tutkularını tatmin etmek ve olup biteni koca bir şaka olarak görüp omuz silkmek olduğunu düşünüyordu. (…) ve bu izleyen dönemde sağ kalan kadınların neden daha az iffetli olduğunu açıklıyor.”

Bugün bizim toplumdaki benzer duyarsızlığa şaşırıyor musunuz?

Hıyarcıklı vebanın tedavisi modern antibiyotiklerle sağlanıyor. 

Bugün bazı geri kalmış Afrika ülkelerinde halen hıyarcıklı vebanın öldürücü etkisi devam ediyor.

Diyeceksiniz ki geri kalmış Afrika ülkelerine antibiyotikler ulaştırılamadı mı?

Birçok Afrika ülkesinde açlık ve susuzluktan her gün patır patır insanlar ölüyor. Antibiyotik tok karınla içiliyor adamların öncelikle karınlarını doyurmaya ihtiyaçları var.

Koronavirüs 1960’larda ilk kez ortaya çıkıyor ve henüz ilacı bulunamadı. İşin doğrusu 2000’lerdeki benzer Sars ve Mers virüsleri sonrasında bugünkü kadar ciddiye alınmadı. Mutasyona uğrayıp enterne oluyordu ancak bu Covid-19 sipariş edilmiş gibi…

Her gün binlerce insan solunum yetersizliğinden hayatını kaybediyor.

Daha virüs mahallelerimize ulaşmadığında toplum daha duyarlıydı. Duyarlılığımız aşındı ve şimdilerde falanca da maske takmamış, biz niye takalım, enayi miyiz? yanılsaması gırla…

Toplumların davranışları asırlar geçse de uzun sürekli duyarlılık hissi gelişemiyor, neyse o olmaya devam ediyor.

Okullar…

Okulların durumu bir türlü netlik kazanamıyor. 23 Eylül’de açılacak deniliyor, sonra vakalar yukarı tırmanıyor, zor günler kapıda! deniyor. Sanki 23 Eylül’de de açılmasın, kapatalım, okullar kapalı kalsın, virüsten emin değiliz şeklinde bir lobi gelişmiş gibi… 

Facebook öğretmen, eğitim gibi gruplarda, sayfalarda sabah akşam okulların açılmaması gerektiği paylaşımları yapılıyor ve bu paylaşımları yapan arkadaşlar maruz kaldıkları “yata yata para kazanmaya alışmışsınız, okullar açılmasın tabii” şeklindeki gönderilerin altındaki yorumlara acayip bozuluyorlar. 

Bu arkadaşlar evde oturunca toplumun güvende kalabileceği yanılsaması içinde…

Arkadaşlar…!

Şu konuda anlaşalım:

Okullar kapalı kalacaksa;

Depremler oluyor diye evimize girmeyelim, virüs var diye kendimizi izole edip evlere hapsedelim. 

İstanbul için her gün deprem uzmanları 7 ve üstünde deprem uyarısı yapıyor, tedbir olarak İstanbul’u boşaltalım. Bir Allah kulu kalmasın.

Her gün binlerce trafik kazası yaşanıyor; arabaların trafiğe çıkışını engelleyelim,  uçaklar tehlikeli; kaldıralım, trenler raydan çıkıyor; ne gerek var, yasak gelsin abi, motosikletler zaten ölüm makinesi ;hepsini imha edelim, silahları dünyada yok edelim, insanları öldürüyor. Binlerce insan neden ölsün değil mi?

Sigara dünyada yasaklansın, alkol ve uyuşturucu bulundurana müebbet hapis verelim, kanserden insanlar ölmesin.

İnsanların ölümüne yol açan ne varsa tespit edelim, zinhar diyelim ve yasaklayalım gitsin. Tartışmasını bile yapmayalım. Anayasanın değiştirilemez ve teklif dahi edilemez maddeleri arasına katıp insanların ölümüne yol açan ne varsa hepsini toptan yasaklayıp öyle bir yasaklı toplum kuralım.

Böyle bir dünya mümkünse okulları da kapatalım.

Trafik kazası oluyor diye trafiği toptan kaldırıp lağvetmiyorsak virüs var diyerek okulları kapatamayız.

Dünya Sağlık Örgütü yenilerde şu açıklamayı yaptı:

Yeni salgınlar olabilir.

Salgınlar bu zamana kadar vardı ve bundan sonra da olacak ve madem hiç bitmeyecek, Covid-19’un aşısını bulsak başka koronavirüslerin salgınları tehlikesi demoklesin kılıcı gibi tepemizde sallanıp duracak okulları telafisini bile yapamayacağınız belirsiz bir zamana kadar KA-PA-LI TU-TA-MAZ-SI-NIZ!

Okullar, AVM’lerden de parklardan da sokaktan da DAHA GÜVENLİDİR. 

twitter.com/bestamibozkurt
facebook.com/thebestbozk
linkedin.com/bestami-bozkurt