Doğan Satmış
“Para için gidiyorlar” yanılgısı, Apple, Tesla ve Chobani
Sağlık Bakanı, yurtdışına giden doktorların gitme gerekçesini açıklarken, ‘kahvehane’ tavrıyla eliyle para sayma işareti yaptı.
Bu hareketin bir bakana yakışıp yakışmayacağı bir yana, yurtdışına akının gerçek nedeninin bu olmadığını hepimiz biliyoruz.
Dünyada en saygın mesleklerden biri tıp hekimliğidir. Gittiğiniz her yerde ve yaş sınırı olmadan doktor olduğunu söylediğinizde saygı görürsünüz.
Başka hiçbir meslek sahibini, uçak gibi, otel gibi hatta kafe, restoran gibi yerlerde ihtiyaç varsa göreve çağırmazlar.
Ayrıca doktorların her tedavisi, insana bir şey kattığı için, kesinlikle unutulmaz. Aradan 30 yıl geçse de sizi sağır olmaktan kurtaran, size bir evlat veren, yaşamınızı 10 yıl uzatan bir doktora şükran duyarsınız, tıpkı size bir harf öğreten öğretmene duyulan minnet gibi.
Ama böyle saygın bir mesleğin sahiplerine, Türkiye’de yapılan muamele maalesef üzücü.
Devletin en tepesinden “Giderlerse gitsinler!” sözleri yükseldi, en alttaki sıradan insanlar ise, “Ben doktor dövüyorum, daha ne olsun?” diyorlar ve bunu övünç meselesi olarak anlatıyorlar.
Kendisi de bir hekim olan bakan, son yıllardaki icraatlarla böyle bir ortama yol açıldığını açıkça itiraf edip, özür dilemesi gerekirken, ‘para sayma’ işaretini tercih etmemeliydi.
Xxx
Türkiye’de yeni Cumhuriyet kurulduğunda en büyük eksiklik üniversitelerdeydi, bilim alanındaydı. Almanya’da Hitler rejiminden kaçan Yahudi kökenli Alman akademisyenlere Atatürk kapıları açınca, Türkiye bir anda, dünyanın en saygın bilim insanları için bir sığınak haline geldi. Günümüzde, eğer Türkiye’de bilim adına bir şeyler varsa, bunda Nazi rejiminden kaçıp Türkiye’ye gelen 142 bilim insanının katkısı büyüktür.
Amerika Birleşik Devletleri’nin, dünya lideri olmasının temelinde de başka ülkelerdeki en parlak insanları kendine çekmesi yatar; bugün bir telefonu on binlerce liraya satılan Apple’ı kuran Steve Jobs Suriyeli bir babanın oğluydu, dünya otomobil devi Tesla’yı kuran Elon Musk ise Güney Afrikalıdır. Amerika’da milyar dolarlık yoğurt firması Chobani’yi kuran Hamdi Ulukaya ise Erzincanlı bir Kürt’tü ve terörist diye suçlanmamak için Türkiye’den kaçınca bugünlere gelebildi. Bu insanlar, kendi ülkelerinde, ‘Para işareti’ yapılarak aşağılanmayı kabul etmedikleri için, ülke değiştirip başarılı oldular. Sonuçta Suriye bir Apple’ı, Güney Afrika bir Tesla’yı, Türkiye ise bir Chobani’yi kaçırdı, elin oğlu kazandı.
Xxx
‘Para işareti’ yapan sayın bakan keşke bu yazacağım bu anıyı okuma şansını bulsaydı: Nazi rejiminden kaçıp Türkiye’ye gelen Hukukçu Ordinaryüs Prof. Ernst Hirsch, cumhuriyetin 10 yıl kutlamaları törenine onur konuğu olarak katılmıştı ve hatıralarını 1933 yılında şöyle anlatmıştı:
“29 Ekim akşamı sanki kıyamet kopuyordu, davet Dolmabahçe Sarayı’ndaki devasa salondaydı. 600 metre uzunluğundaki rıhtım ışıl ışıl bezenmişti. Ve işte ben, kendi Alman vatanında hor görülen, işgal ettiği mevkilerden kovulan, evini yurdunu terk edip yabancı ülkelere kaçmak zorunda bırakılan ben, bu muhteşem sarayda, ülkenin seçkinleri arasında, sayılan, saygıdeğer bir Alman profesör olarak hazır bulunmaktayım. Talihin yüzüme güldüğü bu olağanüstü an daha Türkiye’deki ilk yılımda nasip olmuştu.”
O yıllarda Türkiye’yi yönetenlerin vizyonu işte böyleydi.
Ve işte bu yüzden o yıllarda bir dolar sadece 1 Türk Lirası idi, şimdiyse 1 dolar 28.5 TL ve emekliler 5 bin TL aldılar diye ailece seviniyorlar.