Doğan Satmış
PKU hastalığı ve hakimin bilim karşıtlığı
Malum, dünyaya gelen her bebekten topuk kanı alınır, bunun amacı, PKU olarak bilinen Fenilketonüri hastalığının teşhis edilmesi ve bebeğin sağlıklı büyümesi ve yaşaması içindir. Çünkü eğer bebekte PKU hastalığı varsa ve 6 ay içinde tedavi ve diyete başlanılmazsa, bebek zihinsel olarak gerilemeye başlar ve bundan geri dönülmesi de mümkün değildir.
Yani eğer bebekten topuk kanı alınmazsa ve bebek PKU'lu ise zekası tam gelişmeyecek bir çocuğunuz olacak demektir.
İşte bunun önüne geçilmesi için de bebek doğduğunda istisnasız hepsinden bir damla kan alınır, test yapılır, bebek sağlıklı ise, hiç bir şey yapılmaz, aile bebeğini büyütür ama bebeğe yapılan testte PKU tanısı konursa aile derhal çağrılır, tedavisi ve diyeti başlar ve çocuk gayet sağlıklı büyür ve bu şekilde yılda 6 bin hasta bebek tespit edilir.
Tüm bu anlattıklarımız, bilimsel bir gerçektir.
Ve bilim iki kere ikinin dört etmesi gibi kesindir, tesadüfi sonuç alamazsınız.
Ancak medyaya yansıyan haberlere göre Kars'ta bir aile, bebeklerinden topuk kanı alınmasına karşı çıkmış, konu mahkemeye taşınmış ve hakim de aileyi haklı bulmuş, gerekçesinde de İslami tıpçının görüşlerini yazmış. Böylece tıpta din ayırımı olduğunu da ilk kez görmüş olduk, yani hastalıklar hastanın dinine göre değişiyor anlaşılan (!)
Bir ailenin, PKU nedir, hastalık nedir, sonucu ne olur gibi bilgilere sahip olmadığı kabul edilebilir, yani aile konuya yabancı olabilir ve böyle bir talepte bulunabilir.
Ama ailenin böyle bir talebi konusunda mahkeme karar verecekse, hakimin konuyu bilen kişilere danışması, bilim ışığında karar vermesi beklenir.
Ama Kars Aile Mahkemesi, böyle yapmamış, bir takım bilimsel olmayan gerekçelerle böyle bir karar almış.
Hakimin bu kararı alırken, gelecekte bu bebek zihinsel olarak özürlü olursa, sorumluluğunun vicdani ağırlığını nasıl taşıyacağını bilemiyoruz.
Neyse ki, Kars İl Sağlık Müdürlüğü hakimin bu kararına bir üst mahkemede itiraz etti ve herhalde bu itiraz kabul edilecek ve ilk karar yok hükmünde olacak.
Dün Kars Adliyesini arayıp, üst mahkeme kararının gelip gelmediğini sormak istedim, çünkü zaman, bebeğin aleyhine çalışıyor ama "Bilgi veremeyiz" dediler. Kararı alan hakimin de geçici olarak görevdeyken bu kararı aldığını tesadüfen söylediler, meğer hakim o mahkemenin hakimi değilmiş, geçici görevde böyle bir karar almış.
Türkiye'deki bütün çocuk hekimleri ve konuyla ilgisi olan sağlık çalışanları, PKU'nun ve topuktan alınan bir damla kanın önemini bilir.
PKU Aile Derneği diye bir dernek vardır ve bu dernek, sadece bu hastalığın önlenmesi ve hastaların tedavisi için çalışır.
Ayrıca sayıları binlerle ifade edilen nadir hastalıklar da birer ağır gerçektir ve bu nadir hastalıklar için mücadele eden sayısız sivil toplum örgütü, dernek, vakıf ve gönüllü kişi vardır.
Tüm bunlar ortada iken bir mahkemeden, üstelik çağdışı gerekçelerle 2024 yılında bile böyle bir karar çıkması çok şaşırtıcı.
Her insanın bir görüşü olabilir, olaylara ideolojik bakma özgürlüğü zaten düşünce özgürlüğü demek.
Ama söz konusu bilim olunca olaylara ideolojik bakamazsınız.
Çünkü ateş yakar, sel boğar, güneş de doğar ve batar, bunların tartışmak abesle iştigaldir.
İdeolojik kararların faturasını zaten ödüyoruz şu anda; şimdiki iktidarın faiz konusunu nas mantığıyla ele alıp, Türkiye'yi soktuğu ekonomik kriz ortada, sıkıntılarını yaşıyoruz.
Hadi diyelim nas konusu sonuçta tüm Türkiye'nin, yani 86 milyon insanın sadece fakirleşmesine yol açtı, olan mala oldu.
PKU gibi bir hastalık konusuna ideolojik bakarsanız, hakkında karar aldığınız bebeğin sağlığının iyiye gitmesi veya kötüye gitmesinin sebebi olursunuz ki, bunun vicdani sorumluluğu vardır.
İktidarın, belli ideolojilere sahip olmayanları kendinden saymadığını zaten biliyoruz. Bu eğilimin tüm devlet kurumlarında kural haline getirilmeye çalışıldığını da biliyoruz.
Ama yine de herkeste biraz vicdan olmalı ve dindarım diyenlerde de Allah korkusu olmalı.