Nuray Başaran
POTUS(2) AMERİKA’NIN OYUNU, TALİBAN KOYUNU - NURAY BAŞARAN
Gelişmeler gösteriyor ki , Taliban ‘dolaylı’ ABD desteği ile Afganistan’da iktidarı ele geçirdi.
Hem de büyük bir piar çalışmasıyla…
Her ne kadar ABD Kargo uçağına insanlığın ölümü yapışsa da , ABD bırakın işgalci olmayı, ‘ ülke halkları bizi bırakmıyor’ mesajını ustaca tüm dünyaya ilan etti.
Çaresiz Afgan halkı da, dünyaya ölümü görüp sıtmaya razı olduğunu gösterdi.
Doğrusunu isterseniz, Atatürk Cumhuriyeti’nin bir kadını olarak bu satırları yazabilmenin ne kadar değerli olduğunu, -Afganlı hemcinslerimin durumuna bakınca- bir kez daha anlayıp, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle anıyorum.
Peki düne kadar tüm dünyanın ‘terör örgütü’ ilan ettiği Taliban elde ettiği toprağı vatan yapabilecek mi?
Devlet olabilecek mi?
Bunu başarması halinde, diğer terör örgütlerine de örnek olursa dünya düzeni bundan nasıl etkilenir?
Düne kadar dünyanın terör örgütü ilan ettiği Taliban ile nasıl bir ilişki yürütülecek?
Kuşkusuz Afganistan, özellikle dünya uyuşturucu trafiğinin neredeyse çıkış noktası olan bir ülke. Dolaylı olarak kara paranın da aklandığı coğrafya. Ayrıca bölgedeki petrol varlığı ve madenler de cabası….
Yani bu 500 yıl geriden gelen medeniyetin büyük zenginliği, dünya imparatorluğunun da gözlerini kamaştırıyor.
Her şeyin tamamen duygusal olduğu bu yüzyılda, tek kutuplu dünya çok kutuplu bir döneme evrilirken; Çin ile İngiltere’nin Türkiye’yi de kapsayan İpek Yolu Projesi’nin dünya ticaret dengelerini ne kadar altüst ettiği her geçen gün daha da gün yüzüne çıkıyor.
ABD’nin Taliban anlaşması da insanı bu nedenle çok şaşırtmıyor. Zira ABD’nin Taliban ile bir taşla birden fazla kuş vurduğu aleni olarak karşımızda dururken.
Peki bu durumun sonuçları en çok kime yarar?
Ya da kim nasıl etkilenir?
- Avrupa’nın göç ve mülteci korkusu artarken, daha şimdiden Avrupa bu konuda Türkiye’yi adreslemektedir.
- Türkiye’yi bir kez daha ‘Tampon ülke’ olarak değerlendiren AB’nin, bu saatten sonra Türkiye’yi asla üye almayacağı ortadadır.
- Türkiye bu kadar göç ve mülteci akını ile hem olası bir kaos ile karşı karşıyadır. Hem de daha dün Suriyeli mülteciler nedeniyle olası pilebisit tehlikesi ile karşı karşıya olan Türkiye ,şimdi bir başka tehlike ile karşı karşıyadır.
- Türkiye’de olası bir kaos ise önce İpek Yolu Projesi nedeniyle Çin-İngiltere hattındaki ticarete zarar verecektir.
- Bu projenin dışında kalan ABD, Afganlı milisleri ile adeta Türkiye’yi işgal ederek bir tehdit oluştururken, yeni bir NATO darbesi olasılığını da her an kapımızda bulabiliriz.
- Öte yandan Türkiye’deki olası bir kaos başta İngiltere , Çin hatta İsrail’i rahatsız edeceğinden , farklı demokratik çıkışlar Türkiye’de gündeme gelebilir.
Daha bir çok sonucu şimdiden okuyabiliriz.
Her şeyden önemlisi Türkiye’nin olası mülteci akınının devamına dönük İran ile arasına ördüğü ‘duvar’dır.
Bölgedeki dengeler noktasında, komşumuz İran ile yürüttüğümüz ortak politikalara da yeni dönemde ‘duvar’ çekmek zorunda kalacak mıyız? Asıl konu budur. Zira bölgedeki olası sıcak savaş İran’dan başlarsa, bu ‘duvar’ farklı fonksiyonlar da üstlenecek gibi duruyor. Ayrıca Taliban’ın Afganistan’ı İslam Emir’liğine evirmesi, Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde İslam ülkelerinin federatif bölünmelerinin önünü açabilecek örnek neden olmasın?
Peki ya bu örnek, ‘dünyanın terör örgütü olarak tanıdığı terör örgütlerini de harekete geçiren bir dinamo görevi görürse ne olur?’ sorusunun cevabı da bir o kadar önemli. Bir o kadar da tehlikeli.
Peki tehlikenin ne Kadar farkındayız?
POTUS’un planlarına bu noktada daha dikkatli bakmak gerekmez mi?
Sahi;
POTUS nedir?
Ne ister?
Kim, neyin peşinde?
Ulus devletlerdeki rolü ele geçirip, millet imparatorluklarına evirmeye çalışarak hakimiyeti eline almak isteyen bu gücü deşifre etmeye devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.