Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ

Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ

SAATLERİ ENSTİTÜSÜZ AYARLAMAK MÜMKÜN

“Herkes bilir ki bir saat ya geri kalır yahut ileri gider. Bu işin üçüncü şekli yoktur. Bu da tam ayar imkansızlığı gibi umumi bir kaidedir, meğer ki durmuş olsun. Benim nazariyetim şudur ki insanlar kainatın sahibi olmak üzere yaratıldıkları için eşya onlara uymak zorundadır. Saatler de böyledir. Sahiplerinin mizaçlarındaki ağırlığı canı tezliğe, evlilik hayatlarına ve siyasi akidelerine göre yürüyüşlerini ister istemez değiştirirler. Bilhassa bizim gibi üstsüte inkılaplar yapmış ,türlü zümre ve nesilleri geride bırakarak, dolu dizgin ilerlemiş bir cemiyette bu gayet tabiidir/ Hayri İrdal”

Kim bu Hayri İrdal bilir misiniz? Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 1954 yılında kaleme aldığı ve 1961 yılında yayımlanan eseri 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün ana karekteri 2 dünya savaşının ardından radikal bir rejim değişikliğinin karın ağrılarını çeken, hem yeniye heyecanlanmış hem eskiyi neresinden tutup neresiyle vedalaşacağına karar verememiş bir toplumun; sermayesinin yeni biçimlenişine, zamanımızın elimizden alınışına, yine buna paralel kültürel çatışmaların insani çözülüşlerine dem vuruyor. Şimdiki zamanın 50’lerde yazılmış distopyası gibi. Bir çeşit “Tutamıyorum zamanı”hesabı..

Kitabın arka kapak tanıtım yazısında şöyle diyor.

“ Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. Ancak muhteva açısından metafizik eğilimleri ile estetik endişelerini şiire ayırdığı halde sosyal temalar için nesri seçmiştir. Romanları zengin hayat hikayesinden taşarak Türkiye meselelerine kendine has yorumlar getirir. Medeniyet değiştirme girişimlerinin insanımızı soktuğu çıkmazları araştırırken yaptığı tahliller insanımız ve toplum yapımız açısından dikkate değer hükümler taşır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü toplumumuzun bu değişme süreci içindeki durumunu fertten yola çıkarak topluma varan teknikle anlatıyor.”

4 bölümden ( Büyük Ümitler, Küçük Hakikatler, Sabaha Doğru, Her Mevsimin Bir Sonu Vardır) oluşan kitaptan Serdar Biliş‘in sinema ile tiyatroyu iç içe geçiren bir formda tasarladığı çağdaş uyarlamasını ve Serkan Keskin‘in tek başına yaklaşık 50 sureti canlandırdığı leziz performansını izledik Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda.. Oyunda Müzikler Tuluğ Tırpan’ın elinden çıkmış. Sahne ve kostüm tasarımı Gamze Kuş, ışık tasarımı ise Cem Yılmazer imzalı. Oyun Hayri İrdal’ın kendi çocukluğundan hikâyelerin ve karşılaştığı onca karakterin peşine takılmamızla başlıyor. Saatlere olan takıntısı büyüdüğü evdeki “Mübarek” adlı saatle başlayan anlatısı üzerinden, toplumun modernleşme sürecini de hesaba katan oyun zaman, kimlik, dönüşüm gibi kavramları hicvi arkasına alıyor. Doğu ile batı, geleneksel ile modern arasında gitgellerle devam ediyor. 2 saati bulan Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde Serkan Keskin olağanüstü bir performans sergiliyor.

Serkan Keskin’den de söz edelim biraz. Oyunculuk hayatı 1997 yılında ünlü tiyatro yönetmeni Işıl Kasapoğlu'nun genel sanat yönetmenliğinde kurulan İzmit Şehir Tiyatrosu bünyesinde açılan tiyatro kursunda başladı. Kurs eğitiminin yanı sıra 1998-2001 yılları arasında İzmit Şehir Tiyatrosu'nun oyunlarında irili ufaklı roller aldı. İzmit Şehir Tiyatrosu'nda oyunculuk yaptığı sırada, tiyatro eğitimini geliştirmek için İstanbul'a yerleşti.1999-2002 yılları arasında yine Işıl Kasapoğlu'nun bölüm başkanı olduğu Akademi İstanbul tiyatro okulunda eğitim aldı. Tiyatro eğitimini tamamladıktan sonra 2002 yılında kurulan Semaver Kumpanya'ya katıldı. Uzun yıllar bu grupta oyuncu ve yönetmen olarak çalıştı. Serkan Keskin oyunculuk hayatı boyunca sinemada Yavuz Turgul, Zeki Ökten, Reha Erdem, Zeki Demirkubuz ve Onur Ünlü gibi yönetmenlerin filmlerinde oynadı. Tiyatroda ise William Shakespeare, Moliere, Bertolt Brecht, Max Frisch ve Abel Gonzales Melo gibi dünya tiyatro edebiyatının ve Orhan Kemal, Turgut Özakman, Sait Faik, Güngör Dilmen gibi yazarların eserlerinde rol aldı. Keskin 2011 yılında, TRT tarafından yayınlanan, Leyla ile Mecnun dizisindeki "İsmail Abi" karakteri ile daha geniş kesimlerce tanındı. 32.İsmail Dümbüllü Ödülü sahibi. Başta”Şahane Hayatım” olmak üzere diziler,filmler ve oyunlardan çok sayıda ödülü var. Kurduğu müzik grubu Barabar’da gitar, saksofon çalıyor.

Randevu fransızca kökenli bir kelime.İki ya da daha çok kimse arasında önceden kararlaştırılan, belli bir saatte ve belli bir yerde buluşma söz verisi. Tiyatroda oyunu izledikten sonra aklıma takıldı. Neden özellikle belediye başkanlarından randevu alınamıyor. Saatleri ayarlamak için enstitü mü kurmak gerek ?

”Sırada 600 kişi ya da kurum var” diye cevap veren basın danışmanı var. Tamam o kadar kişi olduğunu kabul edelim. Kaç ay geçti seçimlerin üzerinden? 4 ay. Hadi bir ayı toplantılara iç ve dış gezilere atalım. Kaldı 3 ay..Hadi bundan tatiller vs bir ay daha çıkartalım. Kaldı 2 ay. Haftasonları çıkaralım .Kaldı 45 gün. Günde 10 civarında randevu verilse (ortalama 20 dakika) sıfırlanır randevu isteyenler.

Bir başkanın basın danışmanı gibi toplu sünnet gibi herkesi aynı gün çağırmakta çözüm değil. Yazık yaa başkana her 10 dakikada bir aynı şeyleri anlattı konuklarına. Ya da bir başka danışmanın “Başkan hep sahada” demesi de. Hiç mi gelmiyor arkadaş makamına. Bir gazeteci arkadaşımın sosyal medyadaki haberine yorum yazdım. ”Randevu alırsan konuşursun” diye. Bir de bırakın randevu vermeyi randevu isteyenlerin TV larına çıkmalar, birlikte yemek yemeler..Yayın kuruluşu seçiminde kriter nedir acaba?

İzmir dışından randevu almak daha kolay. “Ankara’dan arıyorum” diyorsunuz ”Aman neme lazım genel merkeze yakınlardır “diye hemen randevu. Sahtekarlık mı yapalım ne yapalım allah aşkına.

Son cümleler yine Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nden..Hayri İrdal’dan..

““İş insanı temizliyor, güzelleştiriyor, kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve manasız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu. İnsan kaderinin ve tarihin büyük sırrı burada idi”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.