Senegal'de Baobab Ormanındaki Geleneksel Gösteriler Ülke Kültüründen Renkli Kesitler Sunuyor
Senegal'de baobab ağaçları arasında etnik grupların dans ve müzikleriyle düzenlenen "sürpriz" akşam yemeği, Senegal kültüründen renkli kesitler sunarak yabancı turistlere keyifli anlar yaşatıyor
Yaklaşık 16 milyon nüfuslu, 720 kilometrelik kıyı şeridi ve ince kumlu plajlarıyla deniz turizmi severlerin Batı Afrika'daki uğrak noktalarından Senegal, kültür turizmini de güçlendirmek istiyor.
Ülkede yaşayan Volof, Lebu, Fulani, Tukulor, Serere, Diola, Manding ve Bassari etnik gruplarının kendine özgü dans ve ritüelleri son yıllarda turizm sektörüne yeni bir boyut kazandırdı.
Başkent Dakar'a yaklaşık 100 kilometre mesafede, Mbour kenti yakınlarındaki Mbourokh köyünde de haftada 2 kez çeşitli etnik grupların dans ve ritüelleri, turistlerin izlenimine sunuluyor.
Köyün birkaç kilometre ötesindeki asırlık baobab ağaçlarıyla çevrili bir ormanda havanın kararmasıyla başlayan program, gece yarısına kadar temposunu hiç düşürmeden devam ediyor.
Baobab ormanları arasında "sıra dışı bir akşam yemeği"
Plajlarıyla ülkenin en önemli turizm destinasyonlarından Petit Cote bölgesindeki turistler, sadece "sıra dışı bir akşam yemeği yiyecekleri" bilgisiyle otellerinden alınarak gün battıktan sonra Mbourokh'daki baobab ormanlarına getiriliyor.
Zifiri karanlıkta otobüslerden inen turistler, Manding etnik grubunun çaldığı "Sorouba" isimli darbuka benzeri bir enstrümanla karşılanıyor.
Batı Afrika'da "griot" ismiyle bilinen halk ozanları, asırlık bir baobab ağacının önünde sorouba çalıp dans ederken turistler hala karanlıkta etrafta olan biteni anlamaya çalışıyor.
Griotların performansı yerini sessizliğe bıraktığında, birkaç metre ötede, karanlıkta ince bir kadın sesi yükseliyor.
Mbourokh köyünün sakinleri, ellerinde odundan meşalelerle turistlere doğru yürürken gruptaki kadınlar da hep beraber şarkı söylüyor.
Dakikalarca karanlıkta bekleyen turistler, meşalelerin etrafı aydınlatmasıyla kendilerine doğru gelen yaklaşık 30-40 kişilik köylü grubunu şaşkınlıkla izliyor.
Grup ellerinde meşalelerle turistlerin etrafında geniş bir halka oluşturarak dans etmeye başlıyor.
Turistlerin de dansa katılmasıyla gösteri alanının ışıkları yanıyor ve "hoş geldin karşılaması" böylece sona eriyor.
Sahte aslanlar, 5 metrelik akrobatlar
Turistler, baobab ağaçları arasında kurulmuş masalarda yerlerini aldığında, ana geçim kaynağı tarım olan Serere köyünün gençleri de ellerinde tırpanlarla şarkılar söyleyerek dans ediyor.
Gençlerden sonra köyün kadınları da danslar eşliğinde, Serere düğünlerinde önce gelin adayı için söylenen şarkıları seslendiriyor.
Kadınlara, Batı Afrika'da "konuşan tambur" ismiyle bilinen tama enstrümanını çalan bir grup dahil oluyor ve gösterinin ritmi yeniden artıyor.
Alanda yakılan ateş etrafında Serere ve Fulani etnik grupları çeşitli figürlerle hünerlerini sergilerken Senegal'de neredeyse tüm kutlamalarda yer alan Volofçada "simb (sahte aslan)" ismiyle bilinen aslan kılığındaki geleneksel dansçılar ortaya çıkıyor.
Sahte aslanlar turistleri korkutmaya çalışırken uzun bacaklı bir balıkçıla benzerliği nedeniyle Fransızcada "echassier" Volofçada da "Thiakaba" ismiyle bilinen, boyu 5 metreyi bulan bir akrobat turistlerin arasına karışıyor.
Thiakaba, çeşitli akrobatik hareketler yaparken turistler de ateşin etrafına toplanarak gösteriye dahil oluyor.
"Ngueweul Rythme" isimli dans ve müzik grubunun düzenlediği, ritmin bir an bile düşmediği gösteri, yaklaşık 3 saat sürüyor ve gece yarısından önce sona eriyor.
"Katıldığım en şaşırtıcı akşam yemeğiydi"
Geceye katılan turistlere rehberlik eden François Diouf, Senegal'deki her etnik grubun kendine has ritim ve danslarının olduğunu belirtti.
Diouf, "Böyle bir gece düzenleyerek Senegal kültüründen bazı parçaları tanıtmak istiyoruz. Serere, Fulani ve Mandinge etnik gruplarının seremonilerinden parçalar sahneye koyuyoruz. Kim olduğumuzu göstermekten her zaman mutluluk ve gurur duyuyoruz." dedi.
Genellikle Fransız, Belçikalı, Alman ve Portekizli turistleri ağırladıklarının altını çizen Diouf, gecenin sonunda herkesin oldukça memnun ayrıldığını sözlerine ekledi.
Geceye katılan Fransız turist Lucas Bernard da gecenin kendileri için tam bir sürpriz olduğuna vurgulayarak "Gösteriye, zifiri karanlıkta, sizi neyin beklediğini bilmeden başlıyorsunuz ve geleneksel çalgılarının sesiyle büyüleniyorsunuz. Gösteri 3 saat boyunca durmaksızın devam ediyor. İhtişamlı baobab ağaçları arasında unutulmaz bir geceydi. Hayatımda katıldığım en şaşırtıcı akşam yemeğiydi." diye konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.