Bestami Bozkurt

Bestami Bozkurt

SÖMÜRÜCÜLÜK-KAPSAYICILIK-YARATICI YIKIM

İnsan, tercihlerinin kalitesi oranında nitelikli yaşar. 

Kaliteli bir özgürlüğün fırsatlara aralayacağı zenginliği keşfedebilen insanlar teknolojik gelişmelerin önünü açar.  

Büyük Romalı yazar yaşlı Plinius şu öyküyü nakleder: 

İmparator Tiberius zamanında bir adam kırılmayan bir cam icat ediyor ve büyük bir ödül alacağını umarak imparatora gidiyor. İcadını gösterince Tiberius ona bu icattan kimseye bahsedip bahsetmediğini soruyor. Adam hayır diye karşılık verince Tiberius’un emriyle sürüklenerek uzaklaştırılıyor ve “altın, çamurun değerine düşmesin” diye öldürülüyor.  

Ülkelerin gelişmişlik indeksleri incelendiğinde 50 yıl geriye gittiğinizde benzer tablo ile karşılaşırsınız.  

Hatta 100 yıl, 150 yıl… 

Belki daha uzun vadede yaratıcı yıkımla değişimler yaşanabilir. 

Sosyo-kültürel yaşantıların toplumsal ritimleri özgürlük çerçevesinde genişletildikçe imkanlar, icatlar, keşifler ve bilim gelişir. 

Tiberius gibi yerleşik sömürücü kurumların en korkulu rüyası yeniliklerle birlikte tahtlarının sarsılacak olması korkusu ile cezalandırılma korkusu halkta icat çıkarma fobisi oluşturdu. 

TRT1’de Seksenler Dizisinin Fehmi karakterinin değişimler karşısındaki yegane sloganı “İcat çıkarma!”dır. 

“Dünya yuvarlaktır ve Güneşin etrafında dönüyor” diyen İtalyan bilim adamı Galileo Galilei kilisenin doğrularını inkar ettiği için ölümle yargılanmış ve ölene kadar ev hapsinde tutulmuştur. 

Sömürücü kurumlar “icat çıkarmak”tan çok korkarlar.  

Yöneticiler yetersiz ve niteliksiz olduğu için teknolojik yeniliklerin tahtını sallayacağını düşünür. En büyük sermayeleri verileni kabul eden, karşı çıkmayan, icat çıkarmayan, sorgulamayan, düşünmeyen, kabiliyetsiz toplumlardır. 

Sömürücü kurumlar sürdürülebilir teknolojik yenilikler üretemezler. Ekonomik teşviklerin yokluğunun yanında cezai sonuçları ile yaratıcı yıkımın doğuracağı siyasal sonuçları mevcut durumun sürdürülmesi için yönetim erkleri tarafından katı politika olarak savunulur.  

Sömürücü kurumlar büyüme sağlayabilseler bile sürdürülebilir büyüme olamaz. Yaratıcı yıkımın teşvik edilmemesi yanlış işleyen süreçlere müdahale edilememesi kısmi büyümeyi ve kısmi teknolojik imkanları sağlayabilir. 

Kapsayıcı kurumlar ise yapısal olarak sömürücü kurumlara göre yaratıcı yıkımdan beslenir. 1789 Fransız İhtilali gibi yaratıcı yıkımlar kapsayıcı kurumları doğurur ve sürdürülebilir kapsayıcı kurumları inşa eder. 

Kapsayıcı kurumlarda inşa edilen siyasal ve sosyolojik kurumlar lidere bağımlılığı azaltır.  

Anayasası sıkı bir özgürlük yanlısı olan kapsayıcı kurumlarda mülkiyet özgürlüğü en esas argümandır.  

Çin Komünist Partisi lideri Mao, pirinç ve tahıl üretiminde ve satışında tekele sahipti. Ancak İngiltere gibi çelik üretiminde lider olmak istiyordu.  

Mao yaratıcı bir yıkımla 15 yılda İngiltere gibi çelik üretimi ve satışı yapabileceğini ilan etti. Ancak bu uygulanabilir ve sürdürülebilir değildi. Halk elindeki varını yoğunu Mao’nun anlamsız hırsına kurban etti, tarım aletlerini çelik üretimi için harcadı, bitirdi. 

Sonrası… 

Çelik üretimi olmadı. 

Tarım bitti.  

Vahim bir kıtlık sonucunda milyonlarca insan öldü. 

Kişi başına düşen milli gelir dörtte bire geriledi. 

Demek ki yaratıcı yıkımlar sürdürülebilir, mantıklı temelde yürütülmeli… 

Demek ki yaratıcı yıkımlar tepeden inme olmayacak, halkın geniş kesimlerinin katılımıyla çoğulcu bir yapıda olmalı… 

Milletler sömürücü kurumlar yüzünden ekonomik başarısızlığa uğrar. Bu kurumlar milletlerin ilerlemesine ket vurur. Sürdürülebilir ve kapsayıcı olan ne varsa sömürücü kurumlardaki düzeni bozacağından engellenir.  

Sömürücü elitistler ekonomik kurumları toplumun büyük çoğunluğunun yoksullaşmasına rağmen kendi egemenliklerinin ve zenginliklerinin kalıcılığı üzerinden domine ederler ve sömürücü kurumların varlığı ile hayat bulurlar. 

Orta sınıf asla sömürücü elitlerin istemediği ve egemenliklerine tehdit olarak gördükleri sınıftır. 

Orta sınıfı güçlü toplumlarda elitistlerin durumu sertçe eleştirilere uğrar ve sömürücü elitistlerin yaşam alanı daralır.  

Sömürücü elitistler kurumlarını orta sınıfa müsamaha göstermeyen ve geniş yoksullukların olduğu, eğitimsiz proleter toplumlar yaratma ideali ile tasarlarlar.  

Kapsayıcı ekonomik ve siyasal kurumlar sömürücü elitistlerin kurduğu bu sömürü düzeni parçaladıktan sonra gelişir.  

Bu da toplumun geniş kesimlerini aydınlatmakla ve elitistlerle verilecek mücadelede direnci kırma adına çoğulcu güç odakları kurarak gerçekleşir. 

Dünya tarihi Firavun, Nemrut, Mussolini, Stalin, Hitler, Esad, Robert Mugabe, Enver Sedat, Kim Jong Un’a kadar sayısız örnekleriyle sömürücü kurumlar inşa eden veya sürdürenlerle doludur.  

Belki de toplumlar açısından imtihanın başkaca sırrı burada gizlidir? 

twitter.com/bestamibozkurt 

BESTAMİ BOZKURT 

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.