SON ÇAĞRI!

Sevgili Dostlarım,

Mahalli seçimlere çok az bir süre kaldı, lakin, görüleceği üzere ülkede alışılagelmiş bir seçim heyecanı yoktur; zira vatandaş seçim derdinde değil, biçare geçim derdindedir!

Dövizin ve enflasyonun yeniden artış trendine geldiği şu günlerde, bireylerin yaşama tutunma gayreti ve yarınlara dair umutları tamamen tükenmiş, toplumun ruh sağlığı profili en üst seviyede alarm vermeye başlamıştır!?

Ülke, tarihinin en vahim sürecini yaşamaktadır ve durum içler acısıdır...

Bugünlere gelmesinin tek nedeni, hiç tartışmasız, sağcısıyla-solcusuyla, komuta merkezi dışarıda olan ‘İslamcı, Milliyetçi, Osmanlıcı ya da Atatürkçü’ kisveye bürünmüş bukalemun siyaset ve örtülü ihanettir!

Kurtuluş Savaşı'nın kuyruk acısını unutamayan emperyal güçler, cephe savaşıyla yok edemeyeceklerini anladıkları Türk vatanını, 1923’ten itibaren kendi insan gücü ve değerleriyle yok etmeye karar vermişlerdir.

Bunun böyle olduğu, 1923-2000 yılları arasında telaffuz edilmiş olan manidar sözlerden de bellidir?!

Yaşadıklarımız, birebir bu sözlerin içeriğinde mevcuttur:

"Türklerin din adamlarını ele geçirip, kullanabilirsek, onlara kendi devletlerini yıktırabiliriz.."

Winston Churchill

(...)

"Türkler bir devlet kurdu.

Bir asker yeniden Türkleri diriltti.

Ancak kutsal amacımızdan vazgeçmeyeceğiz.

Türkleri İslamla yıkacağız

İngiliz istihbaratının birinci görevi budur.."

Lloyd George

(...)

"Türklerin yolları İslam ile kesilebilir.

Bu milleti ne kadar karanlığa itersek, bölgedeki çıkarlarımıza o kadar hizmet etmiş oluruz.."

Joseph Grew

(...)

"Yapılması gereken Atatürk'ün hem din, hem de kürt düşmanı olduğu fikrinin yayılmasıdır.."

Kurt Ziemke

(...)

"Türkiye, Atatürk'ün mirasını reddetmelidir.."

Samuel Huntington

(...)

"AtaTürkçülük öldü, nurcular ileri!"

Paul Henze

(...)

"Kemalizme son verin.

Osmanlı ile övünün.."

Graham Fuller

(...)

“Atatürk yüzünden, planlarımızı yarım yüzyıl ertelemek zorunda kaldık.."

David Rockefeller

(...)

"Mustafa Kemal, bizim temsil ettiğimiz dünyanın en büyük düşmanıdır.."

Guy Rothschild

(...)

"ABD kontrolünde bir halife ile İslam dünyasını yönetmek, bizim için en masrafsız yoldur."

Bill Clinton

(...)

Ve...

Nihayet...

Hayalleri gerçekleşti.

Her zaman kapanması gereken bir parantez olarak gördükleri Cumhuriyet, tam da arzu ettikleri gibi, 100. yılında ağır bir yara aldı..

Şimdi sıra, mahalli seçimlerin hemen ardından bu hayali meşru hale getirecek altın vuruşu yapmaya, yani köklü bir anayasa değişikliğine gelmiştir..

Bu değişiklik, geçtiğimiz günlerde gündeme getirilmiş ve olumlu bir toplum algısı yaratmak için de özellikle "Sivil Anayasa" adıyla lanse edilmiştir..

İçeriği ise itirazların erken başlayıp tırmanmaması için sır gibi saklanmaktadır..

Anlaşılan odur ki, alışılmış uygulamalarda olduğu gibi yine bir oldu bittiyle meclisten geçirilmeye çalışılacaktır..

Ülkesini, milletini seven hiçbir vatan evladı buna izin vermemelidir..

Buna itiraz etmenin demokratik yolu ise ancak mevcut taşeron siyasi yapının haricinde vücut bulması gereken yerli ve milli güçlü bir siyasi ittifaktan geçmektedir..

Kurgulanmış ve seçmeni kemikleşmiş statik bir siyasi yapıya rağmen bunun çok zor olduğunu biliyorum ancak bildiğim bir şey daha vardır ki, başarmak zorunda olduğumuzdur..

Gün, vatanın geleceği için her türlü ideolojik ayrımcılığı terk etme ve yalın olarak Atatürk milliyetçiliği çizgisinde birleşme günüdür..

Adalet Partisi olarak, mahalli seçim sürecine rağmen milli hassasiyete sahip parti, sivil toplum kuruluşu, sosyal gruplar ya da bizzatı kişilerle temas kurma çalışmalarımızı ısrarla sürdürmekteyiz..

Yaptığımız bu çalışma; demokratik yollarla yeniden bir Müdafaa-i Hukuk arayışıdır ve ülkemizi yuvarlanmakta olduğu uçurumdan son anda çıkarma gayretidir..

Maalesef ki, akamet kapıdadır..

Sizlerden ricam, bu ulvi davada bizleri yalnız bırakmamanız'dır..

Yoksa, hepimize geçmiş olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar