SOYGUNLAR HAYATIN PARÇASI                                             

Halkın mutlaka yerine getirilmesi gereken ihtiyaçları vardır. Eğitim, sağlık, toplu taşıma, temizlik bunlardan sadece bir kaçıdır.

Bu hizmetlerde kazanç amaçlandığı zaman kentte ve ülkede yaşamın tadı tuzu kalmaz.

Ülkemizde sağlık utanç verici boyutlarda bir soygun aracına dönüştü.

 Kimin kimi soyduğunu bile anlamak olanaksızlaştı.

İlaç şirketleri, sosyal güvenlik kurumları, medikal firmalar, fakülte hastaneleri, özel sağlık kuruluşları, herkes tuttuğunu silkeliyor.

İlaç şirketleri ile medikal firmaların gücü sosyal güvenlik kurumlarına, sosyal güvenlik kurumlarının gücü emeklilere, sağlık sektörünün tümünün gücü halka karşı kullanılıyor.

Eğitim de vurgun inanılmaz boyutlarda .

Milli Eğitim Bakanlığı adında bulunan ve hiçbir zaman uygulamadığı eğitimi unuttuğu gibi temel görevi olan öğretimi de beceremiyor.

 Meydanı dershane ve benzeri   asla denetlenemeyen para tuzaklarına bırakıyor.

Belediyeler temizlik vergisi almaya başladıktan sonra o işi de unuttular.

Temizlik araç ve elemanlarını çoğaltarak sonuca ulaşılmaz.

Yerel yönetimler işin eğitim yanını ıskalıyorlar.

 Kentte yaşarken sağa sola çöp bırakmanın alçaklık olduğu örneklerle anlatılmazsa temizlik tam olarak sağlanamaz.

Hayvanlar çevreyi kirletmez.

Toplu taşıma ise dolmuş denilen çağ dışı ulaşım çeşidinin güdümünde.

Minibüs ve halk otobüsleri odaları sık sık zam isteği ile belediyenin kapısını çalarken haksız rekabet suçlamasını da eksik etmiyorlar.

Toplu taşım yerel yönetimin işi, asıl ortadan kalkması gereken kendileri ama kimse bunu söyleyemiyor.

AB girişindeki Türkiye, dolmuş taşımacılığı denen ve insanların koyun yerine konduğu  saçmalıkla o kapıdan nasıl girecek merak konusu.

Atina, Frankfurt,Amsterdam, Rotterdam, Brüksel, Viyana gibi kentlerde toplu taşıma belediyelerde. Taksinin dışında özel taşıma  bulunmuyor. Onların da sayısı sınırlı.

Ankara'da 8000 taksi çalışıyor. Bunun yarısı başkente yeter ama halk yalakalığı yapılınca yollar boş taksiden geçilmiyor.

Bazıları buna populizm  diyorlar ama, İngiliz kepçesi ile Türk tezeği yemek pek yerinde olmayacağından , ben  halk yalakalığı diyorum. Güzel de oturuyor

Toplu taşıma kazanç amaçlı olmaz. Olursa toplu taşıma olmaz.

Diyelim ki biz yaptık oldu, istediği yerde duran, sıkışık saatlerde minibüse 25 kişi dolduran, iki yolcu almak için  özel halk otobüsünü dakikalarca durakta bekletip yolcularına sinir krizleri geçirten, trafik kuralı, nezaket, insanlık tanımayan  şimdiki sistem yürümez, yürümemeli de.

Adamlar o kadar arsız ki , metro ve otobüslerdeki 45 dakika uygulamasının kalkmasını istediler. Gözlerini öğrencinin, memurun, işçinin cebindeki üç kuruşa dikmişler.

Ankara’da  metro ve otobüs  pahalıdır.

Otobüslerin akaryakıtla çalışmaları maliyeti yükseltiyor.

Ankara'nın bir çok caddesinde ve sokağında otobüsler ciddi sorunlar yaratıyorlar.

Özellikle körüklüler caddelerde trafiği kilitliyorlar.

Toplu taşıma metro ve  otobüsle sınırlı değildir..

Tramvaylarla desteklenmeyen bir metrodan da istenilen verim alınamaz.

Metroydu tramvaydı derken halk nasıl yolunacak ?

Otomotivciler tatlı paraya alışmış dolmuş ve minibüsçüler, benzin satıcıları, yedek parçacılar ne metro ister nede tramvay.

Çünkü onlara göre halk tüylendikçe yolunacak  kazdır.

İlaç firmalarına göre de böyledir  dershanelere  göre de.

Fakat ülkenin tarihini bunlar yazmazlar.

 Topluma çağdaş yaşamı, yani uygarlığı getirenler yazar.

Bizim talihsizliğimiz, yıllardır ülkeyi doğru dürüst mektup bile yazamayanların yönetiyor olmasıdır.

Soygunların, vurgunların yaşamımızın tamamlayıcı parçası olması da bundan kaynaklanıyor.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.