Su Krizine Karşı Farkındalık İçin Yeni Zelanda'dan Fransa'ya Bisiklet Sürüyorlar
Küresel su krizine karşı farkındalık uyandırmak amacıyla Yeni Zelanda'dan Fransa'ya bisiklet süren Fransız aktivistler "Su İçin Pedalla" projesi kapsamında Türkiye'ye ulaştı
Fransız su aktivistleri Cesar De Gouville, Hugo D’Audigier, Petronille Sartorio ve William Pradier 2022'nin Kasım ayında Fransa merkezli "Su Yoksa Biz de Yokuz (NoWaterNoUs)" isimli sivil toplum kuruluşunun çatısı altında "Su İçin Pedalla" (Cycle for Water) adıyla bir bisiklet turu başlattı.
Yeni Zelanda'nın Auckland kentinden yola çıkan dört çocukluk arkadaşı yolculukları boyunca 20 ülkeyi dolaşarak Şubat 2024'te Fransa'nın Normandiya bölgesine ulaşmayı planlıyor. Küresel su krizine karşı farkındalık uyandırmayı amaçlayan ekip, bu süreçte çeşitli çalışmalarla 1 milyon kişiye ulaşmayı hedefliyor.
Farkındalık projesinin Türkiye ayağı kapsamında İstanbul'da olan 4 arkadaş projeyle ilgili olarak AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Ekibin üyelerinden ve proje fikrinin sahibi 25 yaşındaki De Gouville, işletme ve girişimcilik üzerine yüksek lisans yaptığı sırada küresel su krizine farkındalık oluşturmak isteyen başka bisikletçilerin hikayelerini duyduğunu ve bunlardan çok etkilendiğini, bu hikayelerin kendisini de harekete geçmeye teşvik ettiğini söyledi.
Diğer üyelerin de benzer motivasyonlarla yola çıktığını aktaran De Gouville, "Biz hepimiz çocukluk arkadaşıyız ve önemli bir konu üzerine bir bağlılıkla bir araya gelmek istedik. Bu esnada küresel su krizine karşı farkındalık uyandırmak isteyen başka bir bisiklet projesine, bir konferansta denk gelmiştim. Bizim de aynı şeyi yapabileceğimizi ekiple paylaştım ve her şey böyle başladı." dedi.
"Anlamlı bir amaç çerçevesinde bir şeyler yapmak istiyordum"
Ekibin bir diğer üyesi D’Audigier ise dünyada olup bitenler konusunda yüksek bir anlayışa sahip olmaya çalıştığını belirterek, "Spor yönetimi alanındaki eğitimimi tamamladıktan sonra anlamlı bir amaç çerçevesinde bir şeyler yapmak istiyordum ve su kıtlığı bence en önemli meselelerden biriydi." şeklinde konuştu.
D’Audigier, proje kapsamındaki iki ana hedeflerinden birinin suyla ilgili sorunlar hakkında farkındalığı artırmak diğerinin ise bu konuda sahada harekete geçmek olduğunu bildirdi.
Projeye başlamadan önce su krizinin küresel boyutlarını daha iyi anlamak amacıyla bilim insanlarıyla bir araya geldiklerini kaydeden D’Audigier, proje esnasında da öğrendiklerini hem okul ziyaretleri ile genç nesille aktardıklarını hem de suyla ilgili çeşitli projeler hayata geçirdiklerini anlattı.
Ziraat mühendisi, 27 yaşındaki Sartorio, annesinin çifti olması dolayısıyla doğayla yakın bir ilişkisi olduğunu ifade etti.
Sartorio, yolculuklarına ilişkin şunları söyledi:
"Hikayemiz Yeni Zelanda’da başladı. Orası oldukça dağlık bir yer. Bu sebeple fiziksel olarak biraz zordu. Diğer ülkelerde bir sorun yaşamadık. Kamboçya, Tayland, Endonezya, Malezya ve Hindistan başta olmak üzere birçok ülkede bulunduk. Özellikle Kamboçya’da bir okulda gerçekleştirdiğimiz 'su filtresi tahsis etme' projesi bizim için unutulmaz bir deneyim oldu."
"Özelikle Güney Doğu Asya iklim değişikliğinden çok fazla etkileniyor"
İşletme yönetimi alanında yüksek lisans yapan 25 yaşındaki Pradier ise yolculukları esnasında Güneydoğu Asya’da gözlemledikleri en önemli sorunlardan birinin su krizi kaynaklı kirlilik ve buna bağlı sanitasyon meselesi olduğuna dikkati çekti.
Küresel ısınmanın etkisini Avrupa’nın da hissetmeye başladığını hatırlatan Pradier, iklim krizinin Asya’daki etkilerine dair şu gözlemlerini paylaştı:
"Dünyanın başka yerlerinin çok fazla kalabalık olduğunun anlaşılması oldukça önemli. Özelikle Güneydoğu Asya iklim değişikliğinden çok fazla etkileniyor ve topraklar, mahsul yetiştiriciliği için kötü durumda. Sıcaklık seviyesi giderek artıyor ve bu da insanları o bölgelerden ayrılmaya zorluyor. Hindistan ve Bangladeş başta olmak üzere Güneydoğu Asya’da milyonlarca insanın şimdiden göç etmeye başladığını biliyoruz. Belki Avrupa ve Türkiye’nin küresel ısınma sonucu böyle bir sorunu yok ama dünyanın başka yerlerinde bu bir problem."
Fransız aktivistler, bu projeyi tamamlamalarının ardından ekiplerini genişleterek benzer projeleri başta Afrika olmak üzere dünyanın başka bölgelerinde hayata geçirmek istediklerini dile getirdi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.