Nuray Başaran
TÜRKİYE OYUNA GELMEZ!
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında metroda bir kişinin cübbeli ve sarıklı bir vatandaşı çektiği görüntüler, sosyal medyayı ayağa kaldırdı.
Yurdun dört bir yanında kutlanan Cumhuriyet Bayramı, ayrıca toplu taşıma araçlarında yolculuk eden vatandaşlar tarafından da kutlandı.
Ve metroda çekilip sosyal medyada yayılan bir video, milyonlarca kişinin tepkisini çekti.
Elbette bu davranışın özü masum olsa bile, - sonuçları itibarıyla durum- bir anda, 'dindar bir kardeşimize metroda taciz yapıldı ' şekline dönüştü.
Olay bununla da kalmadı. Dün de karşı -provakatif- bir merto vakası ve videosu daha sosyal medya gündemine bomba gibi düştü...
Zira bu kez metroda, - takkeli ve kıyafetinden bir yerlere iltisaklı olduğu anlaşılan- bir kişinin ilahi söyleyerek kendisini çektiği video vizyona sokuldu. Ve sosyal medya üzerinden paylaşım rekoru kırıyor. Her ne kadar metroda kendisini dinleyenler, sükunetini ve soğukkanlılığını bozmadan adeta 'bir meczup' tadında söz konusu kişiyi sessizce izlese de, insan bunları görünce, 'Biz bu filmi daha önce görmüştük' demeden edemiyor.
Elbette hem ilahi söylemek, hem de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına giderken kendi aralarında toplu marş okunması, taciz değidir. Yasak da değildir.
Aslında önce ciddiye almadım ama arka arkaya gelişen olaylara bakınca bir gazeteci olarak, tehlikeye ve hazırlanmak ya da vizyona sokulmak istenen film konusunda , 'uyarı yapmazsam olmaz' diye düşündüm
Zira Lübnan, Irak, İspanya...'da olduğu gibi, karıştırılmak istenen bir Türkiye hayali uzun zamandır bazı mihraklarca tasarlanmakta. Elbette TÜRK MİLLETİ, bu oyunları bozarak daha 4 gün önce 96. yılını kutladığı Cumhuriyete bugün her zamankinden daha çok sahip çıkmakta. Ve çıkacaktır.
Bu millet öyle bir millettir ki, bu ülkeyi Kutuluş Savaşı'nda her şeyini feda ederek ülkesini savunmuş ve kazanmıştır. Bugün gelinen noktada da artık oyunları bozma zamanı ve fabrika ayarlarına dönme zamanıdır.
Ayrıca Cumhuriyet'in nasıl kutlandığına ilişkin yöntemler de, siyaseten bile olsa konuşulacak konular değildir. Sadece bu ülkenin birliğine atılan bombalardır.
Bazılarının 'elitist kutlama' olarak değerlendirdiği bu yılki Cumhuriyet kutlamaları coşkusunda, kuşkusuz yerel yönetimlerin el değiştirmesinin de büyük etkisi olduğu gerçeği ortadadır.
Ancak bir aydın olarak söylemeliyim ki; bu ülkenin kurtuluşu için kuruluş frekansı olan Cumhuriyet bir ortak değer ise, bu ortak değeri de elitizmden kurtarmak ön koşuldur.
Bugün en büyük sıkıntılarımızın temelinde, ' Cumhuriyet elitistleri'nin yarattığı 'öteki Türkiye vardır. Ancak o 'öteki Türkiye', bu Cumhuriyetin hakiki sahibidir. Oysa Cumhuriyet de tıpkı din gibi, bir mahallenin tekelinde değildir. Türk ulusunun yüreğindedir!
Bugün ülkenin bölünmez bütünlüğünün çimentosu olan iki ana maddede, yani Cumhuriyet ve din konusunda en hasas olma zamanıdır.
Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuları artık provakatif malzeme olarak kullanılmasını men etme zamanıdır. Eğer, 'Devlet ebed müddetse', Ey Sayın Erdoğan, kes raconu!
Zira bu Cumhuriyet ile, ilelebet payidar bir Türkiye olacaktır.
Yarın, ' Trump-Erdoğan ve Türkiye- ABD İlişkileri ayrışması mı var?' sorusuna cevap arayıp son kulisleri paylaşacağım.
İŞTE O VİDEOLAR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.