Cüneyt Şaşmaz
TÜRKİYE'yi GİZLİ "UYUTANLAR"?!/6
Bu yazı dizisinin son bölümündeyiz.
"Truva atı" da bir at, eğer Fırat'ı geçebilmiş ise...
Prof. Dr. İzzet Birand’ın da kayınvalidesi olan Meliha Keskingil’in torunu Ahmet Birand’ın eşi Şeyma Birand’ın dayısı, Baykurt Atamer'dir.
Meliha Keskingil, kayınbiraderinin oğlu ve görümcesinin damadı olan Veteriner Dr. Rıfkı Göktan ve kendisi gibi Veteriner olan kardeşi Dr. Abdülkadir Göktan’ın yengesidir.
Dr. Abdülkadir Göktan ise Tunç Soyer’in babası Nurettin Soyer’in kayınbabasıdır.
Abdülkadir Göktan, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tunç Soyer’in dedesidir.
Göktan’ın kızı Güneş hanım, Tunç Soyer’in annesi, Nurettin Soyer’in eşidir.
Tunç Soyer’in bir diğer akrabası, Ebru Cündübeyoğlu'dur.
Tunç Soyer’in dedesi Abdülkadir Göktan’ın kız kardeşi Fahrünnisa Cündübeyoğlu’nun eşi Mustafa Cündübeyoğlu’nun yeğeni Belkıs Demircan, Kemal Cündübeyoğlu’nun kızıdır.
Belkıs Demircan’ın eşi ise Arkun Demircan'dır.
Hasan Tahsin yani Osman Nevres, Sabetaylar için sembol isimlerden birisi.
Bu yüzden Sabetay Sevi ve 26 halifesinin soyundan gelenlerin defnedildiği Sabetaylar için "İlk Diriliş" yeri olan Üsküdar Bülbülderesi Mezarlığı’nda bir de sembolik mezarı var.
Fatih Portakal, Murat Ongun ve Ufuk Güldemir, Kemal Köprülü’nün en hızlı dönemleri olan 1997-1999 yılları arasında birlikte çalışıyor.
Köprülü ismi tam da burada önem kazanıyor.
Çünkü, 90’lı yılların başı, Ekrem İmamoğlu’nun hayatında da önemli siyasi gelişmelere neden oluyor.
Ekrem İmamoğlu, 17 Aralık 2018’de Hürriyet Gazetesi’nden yayınlanan İpek Özbey’e verdiği röportajında, siyasi hayatının ilk olarak ANAP’ta başladığını söylüyor.
İmamoğlu, ANAP’ın Surdışı İl Başkan Yardımcılığı görevini yapıyor.
Bu yıllarda ANAP denildiği zaman akıllara gelen ilk düşünce kuruluşu, Kemal Köprülü’nün kurucusu olduğu ARI Hareketi.
İmamoğlu’da Kemal Köprülü’nün tedrisatından geçen, dönemin ANAP İl Yöneticilerinden birisi.
Tıpkı, Beylikdüzü Belediyesi’nde özel kalemi olan Yavuz Saltuk gibi.
Murat Ongun'un danışmanlığında Beylikdüzü Belediyesi’nde İmamoğlu’nun özel kalem müdürü olan Yavuz Saltuk, İmamoğlu’nun İBB Başkanı seçilmesinin ardından İBB’de işe başlamış ve Beylikdüzü Belediyesi’nde olduğu gibi İmamoğlu’nun özel kalemi olarak görev almıştı.
İmamoğlu tarafından Beylikdüzü’nden İBB’ye yapılan bu transfer de tesadüf değildi.
Çünkü Yavuz Saltuk da geçmişte Kemal Köprülü’nün tedrisatından geçen ve ARI Hareketi’nde yöneticilik yapan isimler arasındaydı.
İşte tam burada ARI Hareketi’ne biraz değinmekte fayda var.
1994 yılında, yaşları 30 ile 40 arasında, yurt dışında okumuş, yüksek öğrenimini tamamlamış ANAP içinden yaklaşık 60 insan, Kemal Köprülü öncülüğünde "ARI Grubu"nu kurdu.
1997’de "ARI Grubu Derneği", 1999’da da "ARI Hareketi" adını aldı.
1997 yılına kadar kadrolaşma faaliyeti yürüten ARI Hareketi, ilk yurt dışı ziyaretini 1-8 Kasım 1997’de ABD’ye gerçekleştirdi.
Rönesans Vakfı’na konuk olan Arılar, Dışişleri Bakanlığı, NGO’lar, lobi grupları ve IMF yetkilileriyle bir araya geldi.
ARI Hareketi’nin en önemli adımı 29 Mayıs 1998’de geldi.
ABD’de bulunan ARI Hareketi yöneticileri, dünyanın en önemli Musevi kuruluşu olan AIPAC ve ACYPL ile "Genç lider adaylarını politik ve kültürel alanda yetiştirme" anlaşması imzaladı.
ARI Hareketi’nin "Geleceğin Liderlerini Yetiştirme" adı altında anlaşma imzaladığı "American Israel Public Affairs Committee/Amerikan İsrail Halk İşleri Komitesi (AIPAC)" oldukça önemli bir kuruluş.
Görevi, ABD ve İsrail’in Ortadoğu ile Akdeniz'de çıkarlarını korumak ve savunmak olan AIPAC, 1951 yılında yıllık 30 Milyon dolarlık bir bütçeyle kuruldu.
Dünya genelinde yaklaşık 100 Bin üyesi olan AIPAC, 500'den fazla Üniversitede öğrenci programı uyguluyor.
AIPAC, "American Jewish Committee/AJC, American Jewish Congress, The Jewish Institute for National Security of America/JINSA, B’Nai B’rith Anti-Defamation League/ADL, Washington Institute for Near East/WINEP" gibi diğer Musevi kuruluşlarına da şemsiye vazifesi görüyor.
NATO’nun egemenlik planına entelektüel katkı sağlamak, ABD ve İsrail’in Ortadoğu ile Akdeniz’deki çıkarlarını korumak amacıyla kurulan AIPAC, aynı zamanda Pentagon ile İsrail Savunma Bakanlığı arasında köprü vazifesi gören JINSA ile doğrudan ortak olarak faaliyet yürütüyor.
JINSA'nın yönetim kadrosunda yer alan kişilerin kimlikleri sıradan bir kuruluş olmadığını gösteriyor.
ABD Hava Kuv.'nden 8, Deniz Kuv.'nden 6, Deniz Piyadeleri'nden 3, Kara Kuv.'nden 7 emekli general Yön.Kur.'da yer alırken, "Uzman Kadrosu" adeta ABD ve İsrail Savunma Bakanlıkları komuta kademesi gibi.
JINSA, her yıl ABD subaylarını İsrail'e götürüyor.
Deniz Harp Akademisi'nden, West Point Harp Akademisi'nden ve Hava Kuvvetleri'nden öğrenciler ve subaylar için eğitim programları düzenliyor, ABD Savunma Bakanlığı ve Kongre'ye "İstihbarat değerlendirme" raporları hazırlıyor.
JINSA'nın Türkiye ilişkisi, 1995'te İsrail ile yapılan işbirliği anlaşmasıyla başladı.
1999'da İsrail-Türkiye savunma sanayi işbirliği anlaşmasıyla birlikte daha da güçlendi
Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Org. Edip Başer ile de yeni bir döneme adım atıldı.
Org. Edip Başer, Nisan 2000'de Washington'a gerçekleştirdiği ziyarette JINSA Yönetim Kurulu ve JINSA üyesi emekli ABD'li generallerle bir toplantıda buluşarak, Türk Ordusu'nun yeniden yapılandırılması hakkında çok önemli kararlar alındı.
Org. Başer ile JINSA yöneticileri arasında, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeniden yapılandırılması" amaçlı projeyi yürütme işini üstlenen kuruluş ise, 1985 yılında kurulan "The Washington Institute for Near East Policy/Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü/WINEP" oldu.
WINEP’in kurucularından Barbi Weinberg, AIPAC'ın eski başkanı Lawrence Weinberg'in eşi, Musevi Federasyonu ve WINEP'in ilk başkanı.
WINEP'in kuruluş aşamasında yer alan 11 komite üyesinin 6 tanesi AIPAC yönetiminden.
Tüm kuruluş masrafları AIPAC tarafından karşılandı.
WINEP'in yönetiminde eski ABD Dışişleri Bakanlarından Warren Christopher ve George P. Shultz, CIA operatörlerinden Tuğ. Lawrence Eagleburger, Robert McFarlane, Büyükelçilerden Samuel Lewis, Max M. Kampelman, Richard Perle, Paul Wolfowitz ve CIA Eski Başkanı James Woolsey yer aldı.
WINEP'in Türkiye'ye yönelik en önemli adımı 1995'de gerçekleşti.
Alan Makovsky ve Helena Kane Finn tarafından, "Türkiye Araştırma Programı"nın startı verildi.
Bu program dahilinde WINEP, 1995'ten itibaren Türkiye'de ağlarını örmeye başladı.
Bir çok ismi çatısı altında topladı.
Eminim Helena Kane Finn’i hatırladınız.
Fatih Portakal’ın eniştesi Dr. Rıza Arpaz ve Ufuk Güldemir’in av arkadaşı David Arnett’in mesai arkadaşı Robert Finn’in eşi Helena.
Bu networkün içinde elbette David Arnett de eriyip gitmedi.
Arnett, İstanbul’daki görevi döneminde tam destek verdiği ARI Hareketi’nin yayın organı "Turkish Policy Quarterly" dergisine yazılarıyla katkıya devam etti.
"Turkish Policy Quarterly" ise tam bir şöhretler karmasıydı.
ARI Hareketi’nin kurucusu Kemal Köprülü tarafından 2002 yılında yayın hayatına başlayan "Turkish Policy Quarterly" dergisi, başta Koç ailesi olmak üzere, Atlantik Konseyi, NATO, Friedrich Naumann Vakfı gibi kuruluşlar tarafından desteklendi.
Hikmet Çetin, Kemal Derviş, Üstün Ergüder, Faruk Loğoğlu, 28 Şubat Post Modern Darbesi'nin kilometre taşlarından birisi olan Rand Corporation raporunun yazarlarından Ian O. Lesser, Emre Gönensay, İlter Turan, Soli Özel gibi isimler, TPQ’ın danışma kurulunda yer aldı.
TPQ’nun yazar kadrosunda yer alan isimler arasında, Fatih Portakal’ın eniştesi Dr. Rıza Arpaz ile Portakal’ı mesleğe kazandıran Ufuk Güldemir’in av arkadaşı eski İstanbul Başkonsolosu David Arnett de yer almakta.
Arnett aynı zamanda WINEP uzmanlarından.
Bir tarafta İmamoğlu'nun eski ev arkadaşı ve seçim sürecinde Türkiye'nin en yüksek reytingine sahip haber bülteninde İmamoğlu'nu parlatan Fatih Portakal, diğer tarafta ARI Hareketi tedrisatından geçen Murat Ongun ile Yavuz Saltuk ve en tepede Ufuk Güldemir, Rıza Arpaz, ABD'liler!
Bu ilişki ağını Uganda Gizli Servisi incelese bir çapanoğlu olduğunu anlar.
Bugün olan biten bir "Başarı Hikayesi" değil Türkiye'ye yapılan sistemli bir Neocon operasyonu.
Bu ilişkileri TV'lerde duyamazsınız çünkü size ipteki cambazı göstermekle meşguller.
Fatih Portakal, Murat Ongun, Ufuk Güldemir, Yavuz Saltuk, Rıza Arpaz ve 1984-2005 yılları arasında Türkiye'de çeşitli görevlerde bulunmuş ABD Dışişleri Bakanlığı personellerinin ilişkisi şimdilik bu kadar.
İlker Başbuğ da Menemencioğlu, Koç, Bezmenler ve Edin ailesiyle akraba çıktı.
İşin ilginç yanı, Edin ailesi, Sabetayların Kapancı mezhebinden.
Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının üst aklı, Sabetayların Karakaş Mezhebi'ydi.
İlker Başbuğ'un bu süreçte tutuklanması, Kapancı mezhebinden akrabalarının olması ilginç.
İlişkileri önemli kılan ise 15 Temmuz sonrası tutuklanan ve tahliye edilen Şahin Alpay, Kadri Gürsel gibi isimlerin de Sabetayların Karakaş Mezhebinden akrabalık ilişkilerine sahip olması.
FETÖ elebaşı Gülen'in anne tarafından Karakaş Mezhebinden olması ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında özellikle medya alanında yapılan soruşturmalarda tutuklanan önemli isimlerin de Karakaş Mezhebinden akrabalık ilişkilerine sahip olmaları çok önemli.
Üzerinde kafa yormalı...
Anne tarafından Sabetay olan FETÖ elebaşı Gülen, Risale-i Nur'u hem hocası hem kendisi Sabetay akrabalık ilişkileri olan Kenan Rıfai ve Cemalnur Sargut ise Mesneviyi sahiplenmiş.
Aleni bir şekilde İslam by-pass edilirken bunu görmek için süper zekaya mı sahip olmak gerekiyor?!
Beren Saat'in zirve yaptığı "Aşk-ı Memnu" dizisi, Sabetay akrabalık zinciri olan aileden gelen Halid Ziya Uşaklıgil'in aynı isimli romanından uyarlandı.
Beren Saat doğrudan Sabetay akrabalık ilişkisine sahip birisi değil lakin Beren Saat'in unutamadığı ve trafik kazası geçirip vefat etmeseydi evleneceği kişi olan Efe Güray'ın akrabalık ilişkileri hem Sabetayların Kapancı kolu ailelerine hem de Kenan Rıfai ve dergahına çıkıyor.
Beren Saat'i "Türkiye'nin Yıldızları" yarışmasına sokan ve 2. olmasında en önemli pay sahibi olan, o dönem Beren Saat'in sevgilisi Efe Güray olmuştu.
Efe Güray, Türkiye'nin ilk kadın Rotary Kulübü Başkanı olan Ovat Güray'ın torunu.
Ovat Güray, FB eski başkanlarından olan ve Sabetayların Kapancı koluna mensup Berkman ailesinin akrabası Tevfik Taşçı'nın teyzesi Zehra hanımın torunu.
Tevfik Taşçı'nın teyzesinin oğlu İhsan Gürsan, Ergun Göze'nin kayınbabasıdır.
Ergun ve Hicran Göze, Semiha Ayberdi'nin dünürüdür.
Yaz dediniz açık yazdık, ne değişti?!
Kaldı ki, bunların hepsi de okumuş çocuk'lar.
Zalim olmayı, vatana ihanet etmeyi de başarı zannediyorlar.
Hıyanet ise bu da hıyanet!
Oturduğunuz kucak'tan kalkın, eğer kalkabiliyor iseniz, Tango'ya başlayın!
Sözde değil özde.
Vs vs.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.