Bu da oldu. 

Bir üniversitemizin açılışı, turşu kurularak yapıldı. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin akademisyen ve öğrencileri, yeni akademik yılı, turşu kurarak başlattılar. “Ne alâka?” derseniz, AYBÜ’nin Çubuk’ta kampüsü var. Turşu ise Çubuk’un coğrafî işâreti.

Çubuk Belediyesi, 2018’de 1,5 tonluk kavanoza turşu kurarak dünyânın en büyük turşu rekorunu kırmıştı. 

Hâl böyle olunca Çubuk Belediye Başkanı Bâki Demirbaş, ilçede eğitim gören öğrencilerin turşunun nasıl kurulduğunu bilmesi gerektiğini düşünmüş; akademisyenler de bu görüşü desteklemişler.

Nasıl desteklemesinler? Böyle önemli bir projeyi desteklemeyen akademisyen, ya fetöcüdür ya PKK’lı.  

Rektörle birlikte turşu kurarken poz veren Çubuk Belediye Başkanı, bunu gelenek hâline getirmek istediklerini de söylemiş.

Eyvah eyvah! Ya bu gelenek Türkiye’ye yayılırsa?

İllerin coğrâfî işâretleri ve rektörler, bir bir gözümün önünden geçiyorlar. Baklava açan, çay demleyen, pekmez kaynatan, kebap yapan, fındık fıstık ceviz kıran, tarhana yoğuran rektörler.

Yalnız, benim gazıma gelip turşulu açılışı hafife almayın!

Belediye başkanıyla birlikte üniversitenin turşusunu kuran Rektör İbrahim Aydınlı, turşuya yönelik bilimsel çalışmalar yapılacağını müjdeleyerek şöyle demiş:

“Turşu, bizim için önemli, havacılık ve uzay da önemli, buradaki termal de önemli. Çünkü her şey, birbirini tamamlıyor.” 

Katılıyorum. Turşu, kesinlikle çok önemli! 

Bilhassa hıyar turşusu!