"Uçuş 811" Filmi 10 Mart'ta Vizyona Girecek
İstanbul'dan New York'a gitmek üzere havalanan bir uçakta yaşananları konu alan "Uçuş 811" filminin basın gösterimi yapıldı
Filmin ekibinin de katıldığı AKM Yeşilçam Sineması'nda gerçekleştirilen gösterimde AA muhabirine açıklama yapan yapımcı Ahmet Edebali, film hazırlık sürecinin yaklaşık bir yıl sürdüğünü söyledi.
Büyük bölümü uçak içinde geçen bir film çektiklerini belirten Edebali, "Tek mekanda gerilimi sonuna kadar tutabilmek zor bir iş ama ben filmin bunu başardığını düşünüyorum. Çekimleri İstanbul'da 21 günde tamamladık ve çoğunluğu bir uçak dekorunda yapıldı." dedi.
Set şartları nedeniyle geceden sabaha kadar çalışmak durumunda kaldıklarını buna rağmen oyuncu performanslarından çok memnun olduğunu dile getiren Edebali, şunları kaydetti:
"Özellikle Burcu Kara her sahneyle ilgili drama yoğunluğunu çok güzel ayarladı. Diğer oyuncular da çok iyiydi. Serhan Süsler çok başarılıydı, Emre Karayel çok oturmuştu rolüne, bunları zaten filmde de göreceksiniz. Ben iyi bir film olduğunu düşünüyorum. Oldukça da gerilimli bir yapısı var. Filmle ilgili aldığımız geri dönüşler çok olumlu. Seyreden herkes çok iyi bir film olmuş diyor. Umarım sinemadan sonra dijital platformlarda da göreceğiz filmi."
"Hem duygusallık hem gerilim var"
Oyuncu Burcu Kara, Azra rolünü üstlendiği filmin Türkiye'de hiç yapılmamış bir tarz ve içeriğe sahip olduğunu söyledi. Filmin sürprizlerle dolu olduğunu ve senaryoyu okuduğunda heyecanlanarak oynamayı kabul ettiğini belirten Kara, şunları kaydetti:
"Ben çift katmanlı, birkaç duyguyu barındıran bir karakteri oynamayı çok istiyordum. Bu nedenle açıkçası çok heyecan duydum. 'Bunu nasıl oynarım?' diye düşüneceğim, beni zorlayacak bir filmde oynamayı çok istiyordum. Uçağın içinde geçen bir hikaye. Azra en başta çok normal görünen biri, çok güzel bir seyahat planıyla başlıyor her şey. Fakat sonra hiçbir şeyin aslında sandığımız gibi olmadığını görüyoruz."
Her izlediğinde "Güzel ve farklı bir işti." diyeceği fakat zorlandığı bir iş olduğunu ifade eden Kara, "Televizyonda artık birçok dijital mecra var fakat izleyip devam edebildiğim iş çok az. Hayattan kopup başka şey düşünmeden izlemeye devam ettiğim, merak ettiğim çok az iş ve senaryo var. Filmi çok güzel akıyor. Yani bir izleyici olarak da memnun oldum açıkçası. Hem duygusallık hem de gerilim var. Türkiye için farklı bir deneme. Tüm sinemaseverlere bir izleyici olarak da tavsiye ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Daha önce oynadığım işlere benzemiyor"
Oyuncu Yosi Mizrahi, Türk sinemasında tek mekan işlerin çok fazla yapılmadığını belirterek, "Daha önce oynadığım ve içinde yer aldığım işlere çok benzemiyordu. Kabul etme sebeplerinden biri de bu." ifadesini kullandı.
Başlangıçta uçakta çekimlerin zor olacağını düşündüğünü fakat seti gördüğünde fikrinin değiştiğini anlatan Mizrahi, "Ocak ayıydı, biraz üşüdük ama keyifli bir iş çıktı. Setin ortamı o kadar eğlenceli, gırgır, keyif, şamata geçiyordu ki soğuğu kahkahalarla kendi içimizde absorbe etmiş olabiliriz." diye konuştu.
Mizrahi, filmde oynadığı Azra'nın eşi olan Cengiz karakterinin işini iyi yapmaya çalışan ama katakulli çevirmeden de bazı işlerin olmayacağını savunan biri olduğunu ve hikayenin uçağın içinde karşılaşılan gizemli bir olayla başladığını kaydetti.
"Hem güvendiren hem de şüphe uyandıran bir rol"
Pilot rolünü oynayan Serhan Süsler ise çok güzel bir ekiple çalıştıklarını vurgulayarak, "Sanat ekibimiz müthiş bir iş başarmış. Tek mekanda geçen bir film sıkıcı olma tehlikesi vardı. Ama yüzüm gülerek çıktım gösterimden." dedi.
Süsler, bütün oyuncuların canla başla çalıştıklarını belirterek, "Yolumuz açık olsun seyirciyle birlikte. Umarım hedeflediği seyirciyle buluşabilir." ifadesini kullandı.
Farklı duyguları bir arada vermesi gereken bir rolde oynadığına işaret eden Süsler, "Kaptan pilotun sorumlulukları var, bunu doğru yerine getiren bir adam olması gerekiyor. Hem güvendiren hem de şüphe uyandıran bir rol içerisinde olmak, çalışmayı gerektirdi. Yoğun çalışmayı gerektirdi. Ben de biraz da kendimden katarak elimden geleni yapmaya çalıştım. Herhalde muvaffak olur diye düşünüyorum. Son sözü seyirci söyleyecek." değerlendirmesini yaptı.
İstanbul'dan havalanan bir uçakta yaşananları konu alıyor
Filmde, 2 milyon dolar değerindeki bir zümrüdü yurt dışına götürmek için yola çıkan Azra ve Cengiz çiftinin de içinde olduğu 811 numaralı uçakta gelişen olaylar anlatılıyor. İstanbul'dan New York'a gitmek üzere havalanan uçakta yaşanan şüpheli bir ölüm ve sonrasındaki sürpriz gelişmeler tüm yolcuları etkiliyor.
Burcu Kara, Emre Karayel, Yosi Mizrahi, Serhan Süsler, Ozan Can Yiğit, Beste Bereket, Ömer Akgüllü, Nazlı Kurbal, Zeynep Elçin, Cemal Çelik ve Hazal Uprak'ın oyuncu kadrosunda yer aldığı filmin yönetmen koltuğunda Hakan Kerim Karademir oturuyor.
Senaryosu Onur Özcan, hikayesi Ahmet Saatçioğlu, görüntü yönetmenliği Hakkı Kaplan ve kurgusu Mehmet Atan imzası taşıyan filmin müzikleri ise Mustafa Yazıcıoğlu'na ait.
Psikolojik gerilim ve dram türündeki film, 10 Mart'ta sinemaseverlerle buluşacak.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.