Nuray Başaran
Ufukta yeni bir darbe mi var?
Geçtiğimiz hafta, önce medya terörünü, sonra ‘Bize neler oluyor?’ başlıklarıyla iki yazı yazdım. Her ikisinde de diplomatik dille bir şeyleri söylemeye çalıştım. Hatta ondan bir önceki yazımın başlığı, ‘ Pentagon’dan Penta Hill’e ‘ adını taşıyordu ve Amerika’daki Dışişleri Bakanlığı değişikliği üzerinden Türkiye’deki resmi anlatmaya çalışmıştım. Bugün kaldığım yerden devam edeceğim. Ama önce kısa bir açıklama yapacağım. Çünkü yazı başlığımdaki ‘Penta Hİll ‘ anlaşılmamış. Oysa Penta’nın ‘beşgen’inden yola çıkıp, Pentagon’dan ‘Beştepe’ye uzanan hikayeye dikkat çekmek istemiştim. Beni özel olarak arayanlara bunu söyledim. Arayamayanlar için de bugün yazmış oldum!
Amerika’nın Pentagon darbesinin (Mike Pompeo’nun Dışişleri Bakanı olmasının )Türkiye’ye etkilerini anlatmak için kullanmıştım Penta Hill’i. Ve Türkiye’ye olası etkilerini yazmaya hazırlanmıştım bugün kendimi. Ancak o kadar hızlı gelişmeler oldu ki, Türkiye adeta yeni bir darbe atmosferine sokulmak üzere….Evet açık yazıyorum! Çünkü bu konuda 8 Nisan tarihini bile verenler var ne yazık ki!
Ordunun tekrar ‘Atatürkçülük’ adına kullanılması kapalı kapılar ardında planlanıyor. Buna paralel olarak ‘İslam’ın güncellenmesi’ tartışması üzerinden bazı medya kuruluşlarında çarşaf çarşaf Atatürk karşıtlığı ve düşmanlığı yapılıyor. Bu da akıllara, ‘ Ak Parti ve FETÖ çekişmesinde yeniden Kemalistler mi kullanılacak?’ sorularını doğrusu beraberinde getiriyor.
Ancak bu konuda çalışma yapanlar Türkiye’de ‘Kemalist’ kalmadığını da görüyorlar (!) Türkiye’de ne yazık ki Atatürkçü kadrolar yaşlandı. Bu doğrultuda da zorlanıyorlar. Cumhuriyetçiliği temsil eden Kemalizmin yeniden kullanılması gündeme geldiğinde, son zamanlarda bu boşluğu Vatan Partisi doldurmaya çalışıyor. Vatan Partisi’nin son zamanlarda durduğu noktalar itibarıyla da bu konuda kullanılması zor görülüyor.
FETÖ’nün Avukatı Akın Atalay Cumhuriyet Gazetesi üzerinden Türkiye’yi bu yönde yönlendirirken; bazı yayın organları da laiklik ve çağdaşlığın batıya yakın olmak gibi kavramlarıyla çoktan piyasadalar. Laiklik adeta Cumhuriyetin geleceğini belirleyecek sorun olarak ortaya çıkarılıyor.
Son olarak darbecilerin kızının düğününü bastığı Emekli Korgeneral Mehmet Şanver, 15 Temmuz günü yaşananları kitaplaştırdı. Şanver, “15 Temmuz Kartal Yuvası’nın İstilası” başlıklı kitapta, bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış birçok ayrıntıyı anlattı. Hatta bu konuda verdiği röportajlarda Şanver, gerçek darbecilerin bir kısmının hala dışarda ve komuta kademesinde olduğunu, içerde olan bazı komutanların da aslında o gecenin kahramanları olduklarını söylüyor.
Bu çerçevede de ben tüm bu gelişmeler ve resim karşısında sormadan edemiyorum:
Peki yeni darbeyi kim yapacak?
Ya da kimler üzerinden yapılacak?
FETÖ’cüler üzerinden mi? NATO’cular üzerinden mi?
İlk akla gelen elbette ordu. ‘Ordu gelişti ve yenilenmeye ihtiyaç var’ diyenler çoğunlukta. Sanırım bu noktada sorulması gereken, ‘Orduyu FETÖ üzerinden mi? NATO üzerinden mi yönlendirecekler?’ sorusu. Büyük çoğunluk NATO üzerinden olabileceği yönünde hemfikir. Çünkü ABD’nin sonraki hedefi NATO aracılığıyla Ortadoğu’yu dünyanın merkezinden ve Türkiye’den yönetmek isteği olduğu her geçen gün biraz daha netleşiyor. Yarın yazmaya devam edeceğim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.