Cüneyt Şaşmaz
Yeni Dünya Düzeni’nin Perde Arkası
Bugün aslında dün'dü.
Dünya, bir avuç küresel elitin sessiz ama kararlı adımlarıyla şekillenen bir oyunun içinde.
Pandeminin kaosunda filizlenen "Yeni Dünya Düzeni" planları, 2024 ABD seçimlerinin ardından daha sinsi, daha sofistike bir kılığa büründü.
Vatikan Destekli Kapsayıcı Kapitalizm Konseyi, Esg (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) politikaları ve Büyük Sıfırlama gibi kavramlar, artık "paydaş kapitalizmi" ya da "sorumlu iş" gibi masum görünen maskelerle karşımıza çıkıyor.
Öncelikle...
Bu makalede, küresel elitlerin kontrol stratejilerinin karanlık yüzünü aralıyor, henüz yazılmamış ve duyulmamış gerçekleri gün yüzüne çıkarıyoruz.
Nitekim...
İnsanlık, bu bukalemunvari planlara karşı bilinçli bir farkındalıkla harekete geçmezse, özgürlüklerin gölgesinde bir distopyaya sürüklenebilir.
Dün, bugünün gölgesinde.
2020'de Papa Francis'in "ahlaki rehberliği" altında kurulan Kapsayıcı Kapitalizm Konseyi, yüzeyde "adil ve sürdürülebilir bir ekonomi" vaadiyle ortaya çıktı.
Ancak bu konsey, Rothschild ailesi, Rockefeller Vakfı, Mastercard ve Bank of America gibi devlerin katılımıyla, 163 ülkede 10,5 trilyon dolarlık varlığı yöneten bir güç merkezi.
Nüans?!
Bu yapı, dini ve ahlaki meşruiyet kisvesi altında, küresel ekonomiyi tek bir ideolojik şemsiye altında birleştirmeyi hedefliyor.
Kovid-19'u bir "fırsat" olarak gören bu elitler, iklim değişikliği, cinsiyet eşitliği ve dijitalleşme gibi kavramları, kontrolü merkezileştirmek için bir araç olarak kullanıyor.
Demem o ki:
Vatikan'ın bu ittifaktaki rolü, sadece manevi bir destek değil; aynı zamanda küresel bir yönetim ağının dini otoriteyle perçinlenmesi.
Hal böyleyken...
Konseyin stratejisi, kovid karantinaları, aşı pasaportları ve dijital para sistemleriyle test edildi.
Ancak kamuoyunun direnişi, bu planların açıkça ilerletilmesini zorlaştırdı.
Konseyin başkanı Lynn Forester de Rothschild'in, ESG gibi terimlerin "çöpe atılması" gerektiğini söylemesi, elitlerin stratejik bir geri çekilme içinde olduğunu gösteriyor.
Ama bu, pes ettikleri anlamına gelmiyor; sadece yeni bir markalaşma ve daha gizli yöntem...
Papa ve Vatikan'ın Gölgesinde Küresel Kontrol: Yeni Dünya Düzeni'nin Maskesi Düşüyor
Bugün aslında dün'dü.
Dün, bugünün gölgesinde filizlenen "Yeni Dünya Düzeni" planları, 2024 ABD seçimlerinin ardından daha sinsi bir kılığa büründü.
Vatikan destekli Kapsayıcı Kapitalizm Konseyi, ESG politikaları ve Büyük Sıfırlama gibi kavramlar, "paydaş kapitalizmi" ya da "sorumlu iş" maskeleriyle yeniden markalaştı.
Öncelikle...
Bu makale, küresel elitlerin karanlık stratejilerini deşifre ederek, henüz yazılmamış gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor.
Nitekim...
İnsanlık bu bukalemunvari kontrol mekanizmalarına karşı bilinçli bir farkındalıkla harekete geçmezse, özgürlükler bir distopyanın gölgesinde eriyebilir.
Vatikan'ın Sessiz İttifakı: Kapsayıcı Kapitalizm Konseyi'nin Gerçek Yüzü
Dün, bugünün gölgesinde.
2020'de Papa Francis'in "ahlaki rehberliği" altında kurulan Kapsayıcı Kapitalizm Konseyi, yüzeyde "adil ve sürdürülebilir bir ekonomi" vaadiyle sahneye çıktı.
Ancak bu konsey, Rothschild ailesi, Rockefeller Vakfı, Mastercard ve Bank of America gibi devlerin katılımıyla, 163 ülkede 10,5 trilyon dolarlık varlığı yöneten bir güç merkezi.
https://kureselifsa.
Demem o ki:
Konseyin başkanı Lynn Forester de Rothschild'in "ESG'yi çöpe atalım" demesi, stratejinin iflasını değil, yalnızca bir yeniden markalaşma hamlesini işaret ediyor.
Demem şu ki:
Küresel elitler, başarısız ESG'den sonra "üçüncü aşama paydaş kapitalizmi" gibi yeni bir maskeyle geri döndü.
Bu model, kâr odaklılıktan uzaklaşarak "eşit sonuçlar" ve iklimle sosyal adalet anlatılarını dayatıyor.
Katılmayan devletler ve şirketler ise üstü kapalı tehditlerle rekabetten dışlanma riskiyle karşı karşıya.
Paydaş Kapitalizmi: Küresel Komünizmin Yeni Kılıfı
Nitekim...
Paydaş kapitalizmi, hümanist bir kostümle gizlenmiş küresel komünizm olarak görülüyor.
"Kazan-kazan" iddiasıyla sunulan bu politikalar, gerçekte şirketleri ve hükümetleri BM'nin 2030 hedeflerine zorla uyduruyor.
Misal, ABD'de ESG'ye mesafeli duran şirketlerin yüksek performans gösterdiği raporlar, bu sistemin "daha fazla kâr" vaadinin bir yalan olabileceğini ortaya koyuyor.
Demem o deme değil şu deme:
Küresel elitler, uyanık kapitalizmin hükümet müdahalesi olmadan ayakta kalamayacağını biliyor.
Avrupa ve Asya'da "ele geçirme" çabaları sürerken, bu sistemin sınırları halkın direnişiyle belirleniyor.
Bilinçli Farkındalık ve Sistemik Dönüşüm: Kabusu Bitirmenin Yolu
Hal böyleyken... Küreselcilerin bilgi savaşındaki geçici yenilgisi, kibirlerinden kaynaklanıyor.
On yıldır süren propaganda ve beyin yıkama çabalarına rağmen, halkın direnişi onları köşeye sıkıştırdı.
ESG gibi terimler terk edilse de, perde arkasında sinsi politikalar devam ediyor.
Hülasa:
Bu kabusu sona erdirmenin tek yolu, elitlere güçlerini veren yapıları dağıtmak ve onları denklemden çıkarmaktır.
Bilinçli farkındalıkla harekete geçen hükümetler ve halklar, bu tehdide karşı somut adımlarla korunabilir.
Netice:
Geleceğimiz, gizli planların deşifre edilmesi ve kontrol mekanizmalarına karşı sistemik bir dönüşümle şekillenecek.
İyiliği getirmenin yolu, önce kötülüğü getirenleri def etmekten geçer.
Ezcümle:
Özgürlük, ancak bu renk değiştiren elitlerin maskelerini düşürüp, güçlerini ellerinden aldığımızda mümkün olacak.
Bugün harekete geçmezsek, yarın dünden farksız olacak.
Cüneyt Şaşmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.