Orhan Selen
ZAMAN AŞIMI UTANÇTIR
İki yüzlülük “asalet” e dönüşmeye başladı.
Artık iki yüzlü birine rastladığımızda neredeyse boynuna sarılasımız geliyor, mutlu oluyoruz.
- Amma dürüst adam bee.. sadece iki yüzü var, demek geçiyor içimizden.
Yargı ve adliyeye yapılan saldırılar çok yüzlülüğü sollayarak yüzsüzlük sınırlarını da aştı. Artık utanmazlık sahasında dolaşıyorlar..
Adalet Bakanlığı İstatistik Genel Müdürlüğü raporlarını okuyunca nasıl kandırıldığımızı, aldatıldığımızı, eşşek yerine konduğumuzu bir kez daha anladık.
Öncelikle şu “ Adalet Bakanlığı” adına yıllardır takılıyorum.
Adalet Bakanlığı’ nın “adalet” le falan uzaktan yakından ilişkisi bulunmuyor.
Bu kurumun adı “ADLİYE BAKANLIĞI “ olmalıdır.
Bakanlığın adındaki “adalet” kelimesi adaleti yaralamakla kalmıyor bir de küçük düşürüyor. Adalet dağıtılan yerde sağanak halinde “zaman aşımı” yağıyor ve on binlerce kişi cezadan kurtulurken, zarara uğrayan yüz binler buna katlanmak zorunda kalıyorsa “ adalet” kelimesi bu kuruma epeyce büyük gelir..
Bu arada adaleti adliyedeki yargı salonlarının içine sıkıştırmak da pek uygun düşmüyor.
Devlet her kurumunda adaleti yurttaşlarına eşit olarak dağıtmak zorundadır.
Türkiye’ de durum böyle mi?
“Bir dokun bin ah dinle yurttaşlardan”
Bu konuyu yazarsak bir ay sürer.
Konumuz zaman aşımı kepazeliği.
Zaman aşımı hukuk kılıfına sokulmuş bir kepazeliktir.
Yıllara göre zaman aşımına uğrayan dosya sayısına bakıldığında insanı tedirgin eden ve korkuya düşüren bir gerçek ortaya çıkıyor.
Bu dosyaların sayılarını buraya alarak okuyanları rakamlara boğmak istemiyorum.
Sadece 100 binleri katlayarak geçtiğini yazmakla yetineceğim.
Kişilerin zararına bir de devletin uğradığı zararlar eklenirse ortada tam bir ihanet zinciri olduğu görülür.
Birileri trilyonları götürüyor ve açılan davalar zaman aşımına uğradığından zararları Devlet-millet el ele ödüyor.
Adında “adalet” bulunan bakanlık da çaresizlik içinde durumu izliyor ve zaman aşımı sayımı yapıyor.
Aktaş Elektrik’ de 1.3 katrilyon zarara yol açanlar kurtuluyor.
Orhan Aslıtürk’ ün de karıştığı 1.7 milyar dolarlık hayali ihracatçılar kurtuluyor.
Halil Bezmen Tütüncüler Bankası’ ndan aldığı borcu ödememek için hileli iflasa baş vuruyor ama zaman aşımı “Hızır” gibi yetişince kurtuluyor.
Refah Partisi’ nin gizli kasası olan Süleyman Mercümek Bosna Hersek’ e yardım için toplanan paraları yerine ulaştırmadığı için yargılanıyor ama gök yüzünden inen beyaz elbiseli, yeşil sarıklı, nur yüzlü “zaman aşımı” sayesinde kurtuluyor.
TYH Bank’ ın paralarını Lapis Holding’ e aktaran ve bankayı batıran Apel Çelik kurtuluyor. Alparslan Türkeş öldükten sonra babalarının İngiltere’deki hesabından babalarının imzasıyla 575 bin Mark, 845 bin Dolar, 367 bin Sterlin çeken Umay Güney ve Ayzıt Türkeş kurtuluyorlar.
Bu süre içinde hasta çocuğuna ilaç almak için zimmetine para geçirenleri ve benzerlerini kabak gibi oyuyorlar.
Bir de solcuların dosyaları hiçbir şekilde zaman aşımına uğramıyor.
Bütün bunları olduğu kurum ise Adalet Bakanlığı..
Adaletinizi sevsinler Hem öylesine sevsinler ki köküne kadar..
Sık sık vurguladığımız hukuk açılımı işte bunun için önemlidir.
Hukuk yoksa adalet yoktur
Hukuk ve adalet yoksa barış yoktur.
Hukuk, adalet, barış yoksa huzur yoktur.
Hukuk, adalet, barış, huzur yoksa refah yoktur.
Bu beşli yoksa demokrasi yoktur.
Bu altılı yoksa özgürlük yoktur.
Bunların olmadığı toplum ise 21.yüzyılı göremez.
Devlet diyor ki; hukuk, demokrasi, barış, huzur,
refah, demokrasi, özgürlük yok ama zaman aşımı verelim. 2020 yılına nasıl gelebildiğimiz bile şaşırıcı durmuyor mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.