Gazim ne diyor?
18 Mart Çanakkale Zaferi, Şehit ve Gazileri Anma Günümüz 104. yılı kutlu olsun. (1)
Mustafa Kurubacak
"Dur yolcu" bilmeden gelip bastığın bu topraklar bir devrin düşman gemilerinin boğazlarda denizin dibini boyladığı ve "Çanakkale Geçilmez" destanının yazıldığı yerdir.
Türkiye Cumhuriyeti için en önemli tarihlerin den biri olan her yıl olduğu gibi bu yıl da kısaca törenlerle kutlanacak. Şehitler ve gaziler anılacak.
Ne yazık ki Başbakanlıktan Şehit ve Gaziler günleri için yayınlanan bir genelgeyi üzülerek sizlerle paylaşacağım.
2005/27 nolu genelge ile 18 Mart ve 19 Eylül tarihleri Gaziler günü olarak duyuruldu. Denildi ki;
Mezkûr günlerde yapılacak tören ve kutlamalara rahatlıkla katılmalarını sağlamak amacıyla, kamu kurum ve kuruluşlarında görevli bulunan şehit dul ve yetimler ile anne, baba ve kardeşlerinin 18 Mart Şehitler gününde, Malul Gaziler ile eşlerinin ise; 19 Eylül Gaziler gününde idari izinli sayılmaları uygun görülmüştür.> Buraya kadar her şey yolunda diyemiyoruz.
Çünkü 3713 terörle mücadelede yaralandığı halde vazife malulü sayılamayan Güney doğu kahramanlarımız, kınalı kuzularımız, TSK Sağlık yeteneğinin ve 1053 nizamnamenin hala mağduru.
İsterdik ki; bir düzenleme ile 19 bin malul sayılmayan gazilerimiz de bu törenlerde olmalıydı. Ama maalesef...
Törenlere katılmak isteyen vazife malulü sayılamamış vatan kahramanlarım, her gün bu şiddete maruz kalan bunu her gün yaşayan “Gazi ne diyor” köşe yazarı olarak değil tüm kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kahraman vatan evlatlarımız, İzin istediklerinde siz gazi değilsiniz! Gibi en aşağılık, en alçakça sözlü şiddet ile karşılaşıyorlar.
Günün sonunda yine bu ülkede hiç bir şey olmamış, hiç Çanakkale ve kurtuluş savaşına girmemişiz gibi herkes yerlerine geçecek, bu vatanın düşman işgalinden nasıl kurtulduğunu, kimlerin kahramanlık yaptığını, kimlerin dost kimlerin düşman olduğunu unutturmak isteniyor. Ne yazık ki makam, mevki, para, ihale ve domates, biber ve patlıcan ile memleket kurtarma telaşeleri ile baş başa kalacağız ve bunlar en önemli gündemimiz olmaya devam edecek.
Terör sevici 25 ülkenin bizzat her türlü silah mühimmat ve teçhizat ile PKK ya desteğini veren ülkelere karşı Çanakkale ruhu ile Türk ordusunun bir kez daha yüceliğini gösteren, terör örgütlerine verilen en güzel cevabı veren vatanın yılmaz bekçileri, kınalı kuzular yani Madalyasız, isimsiz kahramanlar sınır içi ve sınır dışında, dağlarda, mağaralarda bölücü terör unsurlarını etkisiz hale getirmedi mi?
18 Mart zaferi ruhuna uygun olarak "Biz bu vatanı karşılıksız sevdik" diyen hatta “Maaş sizin, Madalya bizim olsun” diyecek kadar alçak gönüllü.
Bu vatan kahramanlarının bu protokole çağrılmaları gerekmez miydi?
Programa Ankara’dan, İstanbul’dan ve tüm illerinden katılan kahraman Gazilerimizi tebrik ediyorum. Gaziler arası ayrımcılığın son bulacağı bir Türkiye’yi umut ediyoruz. Acaba hükümetin bu konuyu ele alma ve çözme düşüncesi var mı sizce? Ne dersiniz?
Türk Milleti olarak geçmişimiz mazimiz hep destanlarla doludur. Bunlardan biri de yakın zamanda 18 Mart 1915' yılında kazandığımız Çanakkale Zaferi'dir.
Biz millet olarak tarihimiz boyunca nice kahramanlıkları unuttuk, ya da bilinçli olarak unutturulduk. Fakat düşman unutmuyor unutturmuyor. İki gün önceki Yeni Zelanda'daki Müslüman kardeşlerimizi katleden cani unutmamış unutturulmamış. Bütün önemli tarihleri not ederek sizde unutmayın mesajı vermiş.
Her yıl olduğu gibi bu yılda Çanakkale kısaca hatırlanacak. Bize düşen görev, sizlerin Unutma masını sağlamak. İşte dünyanın kahramanlıkta akıl kimyasını bozan işgalci devletler tarafından savaşın her türlü hilesini yapan ama kaçarak giden buna mecbur bırakan ÇANAKKALE.
Çanakkale savaşını destan haline getirenler Şüphesiz Osmanlı terbiyesi almış, savaş kanunlarını alt üst etmiş, Şanlı ecdadımızdır. Çanakkale'de donanma ve her türlü silah yönünden kat kat Üstün olan düşman kuvvetlerine karşı, üzerinde giysisi olmadan, olsa da, Ayağında doğru düzgün ayakkabısı bulunmayan, yiyecek yemeği bile olmadan çarpışan 15 yaşındaki Kınalı Kuzular ve büyüklerimiz dünyaya Çanakkale'nin Geçilmez olduğunu ispatlamışlardır.
Şüphesiz bunda en önemli etken özünde anne ve babasından almış olduğu Osmanlı devleti Aliyesinde, ölürsem Şehit, kalırsam Gazi olurum düşüncesiyle, imanlarından almış oldukları kuvvet ve Allah'ın yardımı olmuştur.
Bu vesile ile ngazete.com ailesi olarak vatanı ve mukaddesatı uğruna canını feda eden bütün şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, Mekânları cennet olsun diyoruz.
Yazmaya devam edeceğim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.