Nuray Başaran
BÖLGEDE TAHTEREVALLİ OYUNLARI…
Uzun uzun tartışıyoruz. Daha da tartışacağız. Anlamaya çalışacağız. Zira ne olanlar ne de olanların şekli, genel kural ve teamüllere uygun değil…
Keza ne devletlerin ne de devletleri temsil edenlerin dili, ne medyanın ne de siyasetin dili olması gerektiği gibi değil.. Ve etik de değil. Güvenilir, hiç değil.
Öte yandan dünya ise ayakta: Lübnan’dan, Şili’ye, İspanya’dan İngiltere’ye …
Bize dönecek olursak, sınırlarımızı korumak ve terörden temizlemek üzere çıktığımız Barış Pınarı Harekatında gelinen noktayı ve bundan sonrasını anlamaya çalışıyoruz.
Barış Pınarı Harekatı, 9 Ekim 2019 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Ulusal Ordusu grupları tarafından Suriye'nin kuzeyinde tek taraflı özerklik ilan eden Suriye Demokratik Güçleri'nin silahlı gücüne karşı Türkiye'nin başlattığı sınır ötesi askerî harekattı.
Belki biraz geç kalmış ama yerinde olan bu harekat, kısa sürede de sonuçlarını gösterdi.
Bazılarına göre ABD’yi kızdırdık, bazılarına göre ABD, bizi yaptırımlar ile tehdit etti.
Devlet geleneğine uymayan mektup ve tweetler ile ABD Başkanı Donald Trump, ülkemize hakaret etti. Hatta ve hatta ateş-kes ya da 120 saatlik ara sonrasındaki belirsizlik sürüyor.
Peki ama aslında ne oluyor?
Keza bu Salı günü de çok önemli bir görüşme var. Putin ve Erdoğan Soçi’de bölgenin ve Barış Pınarı Harekatının kaderi için bir araya gelecek.
Aslında BOP Projesi durmaksızın devam ederken , projede süreç içerisinde yeni aktörler ve bu aktörlere verilen yeni roller var. Bunlar da bizi şaşırtıyor. Ve bu söz konusu projede her ülke ‘gücü’ kadar kaderine ve projeye etki ediyor.
Son gelinen noktada net kurulabilecek cümle ve tespite gelince;
Amerika, Türkiye'yi tahterevalli kılarak bir tarafına kendisini, bir tarafına da Rusya'yı koyarak, Çin ve Avrupayı, merkezi coğrafyadan uzak tutuyor.
Plan ise şu:
Rusya, Amerika ile anlaşacak. Amerika batıyı, Rusya doğuyu temsil edecek. Merkezde de Türkiye üzerinden anlaşacaklar. Türkiye üzerinden bölgedeki gelişmeleri izleyecekler. İsrail’in savaş senaryolarını, İngiltere’nin müdahale senaryolarını, Çin’in ve Avrupa’nın ticarette merkeze yönelme senaryolarını kesecekler. Yani tahterevalli devam ediyor.
Amerika’yı ve Rusya’yı ‘Hazar Lobisi’nin yönettiği düşünüldüğünde , merkezi coğrafyadaki Türkiye’de de bu lobinin etkilerini önümüzdeki dönemde daha yoğun hissedeceğiz. Ve böylece merkezi alandaki Türkiye üzerinden, Avrupa ve Asya’nın önünün kesilmesi söz konusu.
Elbette Astana süreci de devam edecek. Her ne kadar bölgede İran şimdilik kaybeden gibi görülse de, aslında İran’ın kontrolü başlı başına çok önemli bir konu. Bunun için Astana Süreci'nin devamı olmazsa olmaz. Yoksa bu plan olmaz. Zira İran’ın kontrol edilmesi mümkün olmaz. İran konusunda ABD ile Rusya anlaşmasını anlamamak, gelişmeleri doğru yorumlamamakla eşdeğerdir.
İran konusunu ve sorumluluğunu ABD Rusya’ya vermiş durumdadır. İki ülke yani Rusya ve ABD işbirliği yaptığı noktada hedef bellidir ve İsrail’in önü kesilmektedir. İsrail artık Amerika’dan ayrı bir devlet kurarak savaşa angajedir.
İkinci konu Avrupa’nın önünü kesip Ortadoğu’ya Çin’i ve Avrupa’yı sokmamaktır. Amerikan politikaları bu yönde ilerlerken, ABD bunu tek başına yapamayacağı için son dönemde Rusya- ABD yakınlaşması artmış ve yeni dönemde bu işbirliği ve ittifakın daha sıkı hale geldiğini görmek de bizi şaşırtmayacaktır.
Tüm bunlar olurken yeni dönemde , anlık değişimler ve anlık anlaşmalar, hatta anlık ittifaklar ve anlık düşmanlıklara karşı da teyakkuz dönemi başlamıştır. Yani ‘Tahterevalli ‘devam edecektir. Bu şartlarda uzun süre ‘denge’ arayacağımız yeni dönem gerçeği karşımızda durmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.