Gazim ne diyor?

Gazim ne diyor?

“BARIŞ PINARI” HAREKÂTI’NDA YARALANAN KAHRAMAN MEHMETÇİKLERİMİZİN, VÜCUT BÜTÜNLÜĞÜ BOZULMADIĞI HALDE GAZİ OLABİLECEKLER Mİ?

Değerli okurlarım Sözlerime şöyle başlamak istiyorum katılırsınız ya da katılmazsınız.

Bakıyoruz biri veya birileri, Türkiye Cumhuriyeti'ni bir savaşa kalkışmış algısı yaratarak, özellikle ülkemizdeki satın alınmış ya da satılmışlar tarafından terör örgütüne devlet statüsü kılıfı hazırlamaya, alt yapı oluşturmaya çalışıyor. 

Mustafa Kurubacak olarak Bu algıyı oluşturmak isteyen o kişilere, kesimlere ve devletçiklere küçük hatırlatmalarda bulunmak isterim. 

Türkiye cumhuriyeti devletinin NATO'daki statüsüne bir göz atın. 

Geçmiş tarihine bir göz atın. 

Güneydoğudaki kahramanlarına bir göz atın.

15 Temmuz da Tankların altına silahsız yatan halkına bir göz atın. 

Manevi değerlerine hassasiyetlerine önem ve değer veren halkına bir göz atın.

T.C. Anayasamızda şehitlik ve gazilik maddesi kanunu geçmez ama inandığımız Kur-an’ı Kerim'de, şehitlik ve gazilik makamı için, yüce peygamberimize komşu olmak için ölümle nişanlanan ve ölümden korkmayan Çanakkale deki ruhuna bir bakın, bizler böyle bir ecdadın torunlarıyız. Ona göre algı yaratmaya çalışın. 

Parayla silahla besleyip üstümüze salmaya çalıştığınız dünyanın her yerinden bir kaç teröriste karşı yâ da Kürtlere karşı savaş kelimesini kullanırken bir kez daha düşünün. 

Bugün kardeşi, oğlu ile aynı cephede savaşmaya hazır analar babalar, kardeşler uyku uyuyamıyor, devletim bana da bir görev versin diye. Devletimiz emir verene kadar en büyük silahı Fatiha’lar ve fetihler ile en büyük desteğini veriyor.

Yenilemekte fayda var diye düşünüyorum o yüzden bir kez daha hatırlatmak isterim.

Savaş kelimesini kullanırken. Alfabede artık isim bırakmayan. Başta PKK, YPG, PYD, DEAŞ ve bilmem ne... Terör örgütleri, yandaşları, kişiler, kesimler ve ülkeler komik olmayın. 

Bizlere Tarihi bir kez daha yazdırtmayın. Osmanlı İmparatorluğu olmasa zaten tarihiniz yok olamaz da yok çünkü.

Sizin beslemelerinizle savaş kelimesini kullanırsanız, biz de sizlere savaş istiyorsanız Çanakkale'yi hatırlayıp "alayınız toplayıp öyle gelin" demek zorunda kalırız. 

Elinizde tek güvendiğiniz silahınız kimyasal ve atom bombası, acaba patlatabilecek misiniz? Türk'ten Korkudan.

Allah izin verecek mi?

Bütün dünya bunu iyi biliyor ki, genelde geçmişimizde birden fazla devletlerle savaşa girişmiş kadınıyla erkeğiyle çocuğuyla dedelerimizin torunlarıyız. 

O yüzden birçok tarih sayfalarında bunlar geçer ama sizin tarih sayfanızda geçmez o ayrı.

Gelelim esas konumuzun ana başlığına

Biliyorsunuz Türk Silahlı Kuvvetlerince ülkemizin sınır güvenliği neticesinde Amerika’nın 30 Bin Tır dolusu silah, mühimmat, teçhizat ve lojistik destek sağladığı PKK, YPG, PYD, DEAŞ gibi terör örgütlerini destekleyerek Türkiye’mizin güney sınırında yaşayan vatandaşlarımıza yaşamsal tehlike oluşturmasından dolayı sınırımızda tehlikeli hale gelen terör örgütleri artık sabrımızı taşıyarak 9 Ekim 2019 günü Türkiye Cumhuriyeti Başkomutanı, Cumhurbaşkanımız RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN emri ile Suriye'deki terör örgütü unsurlarına yönelik başlatılan Barış Pınarı Harekâtı’nda, operasyon sırasında yaralanan gazilerimizin vücut bütünlüğü bozulmadan da gazi olabilecekler mi? 

Amerikalılar tarafından 1953 yılında ülkemize getirilen ve üzerinde çalışılarak düzenlenen ülkemizdeki kahraman askerlerimiz için yaralanan, bakanlar kurulu tarafından imzalanan 1053 nizamname ve T.S.K. sağlık yönetmeliğine göre vücut bütünlüğü bozulması gerekiyor.

O kadar darbe anayasası hazırlanırken hiçbir zaman 1053 nizamnameye 60 yıldır dokunulmayan ve her kanunda düzenleme ve düzeltme yapılırken neden 1053 nizamnamede herhangi bir düzeltme ve düzenleme yâ da ek bir kanun maddesi ile kahraman Mehmetçiklerimizin mağduriyeti giderilmiyor?

Hükümetimiz en kısa zamanda kahraman gazilerimiz için bir çalışma yaparak yeniden Çanakkale ruhu ile Kızılelma istikametine gidecek kanunları yasaları hazırlamalarını beklemektedir.

Çünkü gazilerimiz 17 yıllık Akparti hükümetine artık güvenmiyor ve ah ediyor. Bize bizden birinin zulüm etmesi kabul edilemez deniyor. Önceki hükümetler emir alan ve gazisini görmeyen hükümetlerdi ve bürokrasi o şekilde ilerliyordu. Artık bir dünya liderimiz var bu sorunu da çözecek tek lider. GAZİLER ARASINDAKİ FARKI ORTADAN KALDIRARAK, HER HÜKÜMETİN BİR GAZİSİ OLMAKTAN KURTARARAK, GAZİLERİMİZİN GERÇEK SORUNLARINI DİNLEYEREK, BİR SONUCA ULAŞILACAĞINI ÜMİT EDİYORUM. ÜÇ DAKİKADA OLSA SİZE AYAKÜSTÜ BRİFİNG VERMEK İSTİYORUM SAYIN BAŞKANIM.

Saygıyla kalın esen kalın, iyi okumalar değerli okurlarım.
 

Mustafa Kurubacak

3713 terörle mücadele sırasında 1995 yılında kuzey ırakta yaralanan1053 nizamname ve TSK sağlık yönetmeliği mağduru yaralısı

 


 

 


 


 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum