Hüseyin Ergül
Dilde Fakirlik ve Zenginlik
İzafi sözcüğünün anlamı bağımlı demektir. Göreceli sözcüğü de aynı anlamda kullanılır. Daha da devamı vardır. Fakat bu iki kavram yeterlidir. Bir şeyi, başka bir şeye bağlı olarak anlamlandırmak. Bir olgunun anlaşılır olması için başka bir olguya ,dayandırılması olayı. Bir hareketin ya da hareketlinin yer değiştirmesini anlatmak için, sabit bir noktanın(yerin)seçilmesi gerekir. Sabit bir nokta seçmeden, yer değiştirmeyi anlatamazsınız. “Galile.bu farkındalığı bilerek formüllerini bulmuştur.” Gece ve gündüz olayının temel nedeni, Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönüyor olmasıdır. Bir olgunun başka bir olguya bağlı olmasıdır. Herhangi bir dilde ,bir sözcük (kelime),birden çok anlamda kullanılırsa, bu o dilin fakirliği anlamına gelir. Söylendiği gibi zenginlik değildir. Her olay, her bir şey için bir, yada en çok iki kavram yeterlidir. Bu dilde zenginlik olur. Yeni kavramlar için yeni sözcükler oluşur. Ve sözcüklerde sayı çoğalır. Bir kavramın aynı anadili konuştukları halde (durumda),anlaşamamasının birincil nedeni budur. Yani, bir sözcüğün çok sayıda anlamı olmasıdır. Buna lisanlar arası çevirmeler(tercümeler)eklenince ,diller karmaşıklaşır. Anlaşılmaz olur. Bu insanların yaşamlarını etkiler. İnsanların yaşam kurgularını, karmaşık durumdan kurtarıp sadeleştirmek, basitleştirmek toplumsal yaşamları kolaylaştırmak anlamına gelir. NOT: (Einstein)Eni'nin izafiyet teorisinin anlaşılmaz olmasının asıl nedeni dildeki fakirliktir. Yeri gelmişken söylemek gerekir. Özel görelilik:uzay ve zaman yapısını inceler. Genel Görelilik:uzay-zaman ve kütle kavramlarını içerir. Yine yeri gelmişken söylemek gerekir. Zaman; uzayın kendisini, içindeki sınırlı varlıkları (maddesel) ve yokluklarını kapsayandır. Bu nedenle ,(uzay-zaman) eğrilmesi gibi kavramlar yanılgılar içerir. Uzay varlıkları, ve yokluk varlıkları ile sınırsız zaman içinde, kendi zamanı ve sınırları içinde kalır.