Küresel sermaye bölgeyi uyuştururken…Dünya uyuşturucu pazarının yeni başkentleri: AFRİN ve MENBİÇ

Küresel sermaye, enerji bazlı operasyonlarına Ortadoğu’da hız verirken önce bölgedeki siyasi otoriteleri uyuşturdu.  ABD’nin yüz yıllık stratejisi BOP’un (Büyük Ortadoğu Projesi’nin) ulus devletler dönemini bitirip yerine bölgesel hatta şehir devletlerine geçerek bölgeyi daha kolay yönetmek olduğunu artık herkes biliyor. Ancak perde yavaş yavaş aralanırken bölgede sadece siyasi otoriteler ve bölge halklarının kafasını değil, vücutların da  ‘uyuştur’ulduğu  ortaya çıktı.

Küresel güçler bir dönem Pakistan ve Afganistan üzerinden yapılan uyuşturucu trafiğinin yeni başkentlerini Afrin ve Menbiç olarak çoktan belirlemiş. Dünya uyuşturucu pazarının yeni başkentleri artık Menbiç ve Afrin.

Afrin ve Menbiç , bölgedeki uyuşturucu trafiğinde kritik bir istasyon özelliği taşıyor. Ve bu ticareti Suudi Arabistan finanse ediyor, CIA örgütlüyor.

PKK/PYD'nin Afrin merkezli uyuşturucu trafiğinde Avrupa'dan sonra en büyük pazarı  Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Kuveyt'ten oluşan Körfez pazarı. Zira, uluslararası raporlara göre, terör örgütünün bu bölgeye sevk ettiği uyuşturucudan elde ettiği gelir 600 milyon dolardan fazla.

Menbiç de de durum farklı değil. Menbiç, Suudi istihbaratının organize ettiği bir uyuşturucu batağı haline gelmiş durumda. Uyuşturucu üretimi bakımından Menbiç dünyada ilk 10'un içerisinde diyebiliriz. Ve Menbiç’te burada devlet idaresi yok. Suudi Arabistan'a buradan petrol geliri kadar kazanç geliyor. ABD menşeili ama organizatörlüğünü Suudi istihbaratı yapıyor. Uyuşturucu karşılığında silah alınıyor. ABD'nin teröristlere gönderdiği bunca silahın arka yüzünde de bunlar var. Bonzaisinden tutun da  daha ismi telaffuz edilemeyecek birçok uyuşturucu burada yapılıyor.

20 Ocak'ta başlayan Zeytin Dalı Harekatının temel stratejik hedefleri arasında öne çıkan gerekçeler ;  ‘ABD tarafından, Türkiye'nin güney sınırlarında tesis edilmesi öngörülen 'terör koridoru'nun Akdeniz'le buluşma ihtimalini ortadan kaldırmak. PKK'nın Afrin'den Amanos Dağları'na uzanan ikmal hattını kesmek; bu bölgeye yönelik silah ve militan akışını engellemek. Fırat Kalkanı Harekatı ile kontrolü Özgür Suriye Ordusu'na devredilen 243 yerleşim yeri ve yaklaşık 2015 km² alanı tehdit eden güvenlik risklerini ortadan kaldırmak.’ gibi önemli ve stratejik gerekçeler olsa da ; giderek anlaşılmaktadır ki bu operasyon ‘uyuşturulan ‘ bölgenin kendine gelmesine de katkı sağlayacak gibi duruyor. Tüm bu gerçekler gösteriyor ki; savaşın boyutlarının büyüklüğü her geçen gün daha da ortaya çıkıyor. ‘Kral çıplak!’ Hatta çoktan ve hep çıplaktı. Ancak bunu söyleyebilmek o kadar zordu ki….Türkiye şimdi bunu şehit vererek, kanı ve canı pahasına haykırıyor ve söylüyor. Söylemeye de devam edecek. Bu ses duyulana kadar! Yarın bu önemli trafiğin içerdeki, ülkemizdeki durumu ve etkilerini yazacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.